Pençe -Kilit Harekâtı bölgesinde gerçekleşen terör saldırısında hayatını kaybeden kahraman şehitlerimize Allah’tan rahmet, ailelerine, yakınlarına başsağlığı ve sabır diliyorum.
Ateş düştüğü yeri yakıyor; ateş, 12 gencecik insanımızın annelerinin, babalarının, kardeşlerinin, eşlerinin, nişanlılarının, sevdiklerinin yüreğine düştü. Onlar artık “şehit yakını” “şehit annesi”, “şehit babası”, bu unvanla yaşayacaklar, bu unvan onların acılarını taze tutacak. Yüreklerindeki ateş yanmaya devam edecek, hayatları boyunca yas tutacaklar çünkü evlatlarını, kardeşlerini, sevdiklerini kaybettiler.
Madalyonun öteki yüzündeki görülmek istenmeyen hakikat bu.
***
12 şehidimizin daha 7’si geçmedi, 40’ı dolmadı, daha bedenleri soğumadı. Şehitlerimiz daha evlerine getirilmeden, anneleriyle, babalarıyla, yakınlarıyla helalleşmeden, cenaze namazları kılınmadan, mezarlarına defnedilmeden iktidar şehitlerimiz üzerinden siyasi polemiğe girişti.
AK Parti ve MHP; TBMM memurlarının hazırlayıp, Meclis’e getirdikleri terör saldırısını kınayan, lanetleyen bildiri metnine imza atmayan CHP’yi terörle ilişkilendirerek köşeye sıkıştırmaya, CHP’nin alnına terör sevici, terör destekçisi etiketi yapıştırmaya çalışıyor.
TBMM Genel Kurulunda AK Parti, MHP, İYİ Parti ve Saadet Partisi Grup Başkanvekilleri tarafından okunan ve imzalanan bildiriye CHP imza atmadı, ayrıca bir açıklama yaptı.
***
Sosyal medya hesabından “Bilgilendirme yapılmadan, AK Parti’nin altında imzası olan hiçbir bildiriye imza atmayacağız” diyen CHP lideri Özgür Özel bildiriyi imzalamama gerekçesini şöyle açıkladı:
“Milli Savunma Bakanı gelsin, Meclis’i bilgilendirsin. 20 aydır süren Pençe Kilit operasyonunda hedef neydi, hedefe ulaşıldı mı, ulaşıldıysa neden oradayız. Ulaşılmadıysa nedenleri neler? Pençe Kilit operasyon bölgesinde kaç Mehmetçiğimiz var? İlan edilen şehitlerimiz dışında şehitlerimiz var mı? Canlı olup olmadığını bilmediğimiz bir grup askerimiz acaba terör örgütünün elinde mi? Milli Savunma bakanı gelsin bilgilendirsin sonra bildiri mi imzalayacağız, ortak tavır mı alacağız. Yanlışı hatayı gidereceğiz, bir daha şehit gelmesin diye hep birlikte inisiyatif mi alacağız bunu hep birlikte konuşalım. Yoksul evlere, badanasız boyasız evlere, bazen camı bile olmayan evlere koca koca bayraklar asıyoruz. Sonra Meclis'te bildiri yayımlıyoruz. Sonra Cumhurbaşkanı, şehidimizin tabutuna elini koyup öbür elinde mikrofonla siyaset yapıyor ve mesele kapanıyor bir dahaki şehide kadar. Bildiri imzalamakla şehit gelmiyor olsa ben günde 5 bin tane bildiriye imza atayım.”
Özgür Özel bu sorularında haksız mı? Gayet yerinde ve haklı sorular. Ana muhalefet lideri olarak elbette ki bu soruları soracak, muhalefet olarak görevi bu. İktidarın da açık ve net bir şekilde bu soruları yanıtlaması gerekiyor. Bu soruların cevabını öğrenmek ayrıca hepimizin hakkıdır.
İktidar bu sorulara yanıt vermek yerine CHP liderinin hamaset dolu bildiriyi imzalamamasını “utanç verici” olarak nitelendiriyor.
Hangisi daha utanç verici?
Bu soruların sorulması mı? Yoksa şehitlerimizin bedenleri daha soğumadan şehitlerimiz üzerinden muhalefet partileriyle siyasi polemiğe girişmek mi?
Hangisi daha utanç verici?
CHP lideri Özgür Özel’in “Yoksul evlere, badanasız boyasız evlere, bazen camı bile olmayan evlere koca koca bayraklar asıyoruz. Sonra Meclis'te bildiri yayımlıyoruz. Sonra Cumhurbaşkanı, şehidimizin tabutuna elini koyup öbür elinde mikrofonla siyaset yapıyor ve mesele kapanıyor bir dahaki şehide kadar” itirazı mı?
Yoksa CHP liderinin şehit cenazesine katılmasını “gövde gösterisi” olarak nitelendirmek ve şehit cenazelerinin bedeni daha soğumadan şehit cenazelerinde yerel seçimler için oy istenmesi mi? Yoksa, “31 Mart’ta öyle hazırlanacağız ki bunların bir daha kapımıza uğrayacak yüzleri olmasın” diyerek CHP liderini hedef gösterip yuhalatmaya çalışmak mı?
AK Parti sözcüsü Ömer Çelik söylesin, hangisi daha utanç verici?
Bırakın şehit yakınları acılarını yaşasınlar, yaslarına saygı duyun. Her yeri kutuplaştırdınız bari şehit cenazelerine el uzatmayın. Camilerde Cuma hutbelerine kadar siyaseti soktunuz bari şehit cenazelerinden uzak durun.
***
İktidarın görevi terörü lanetleyen bildiri yazmak mıdır? TBMM bildiri yayınlama yeri midir? TBMM memurlarının görevi terörü lanetleme bildirileri yazmak mıdır?
Meclis neden var, milletvekillerinin görevi nedir?
Terörle mücadele konusunda varsa kanuni eksilikler kanunların çıkmasını sağlarlar. Yasama ve yürütme erkindeki siyasi partiler terör sorununu yalnızca güvenlik tedbirleriyle değil, sosyal ve ekonomik boyutlarıyla ele alınmasını, ve terör sorunu bitirecek çözüm politikalarının geliştirilmesini sağlarlar.
Her kutsalı siyasi rant malzemesi olarak araçsallaştıran iktidar partisinin bir kırmızı çizgisi olmalı, en azından şehitleri iç siyaset malzemesi yapmamalı.
***
Bırakın bildiriyi 12 askerimizi şehit eden PKK terör örgütünün saldırısını ülkemizin aydınları kınasın, “terör ve şiddet hiçbir zaman hedefine ulaşamayacaktır” bildirilerini ülkemizin sivil toplum kuruluşları, dernekleri, vakıfları yayınlasın. Gencecik şehitlerimizin bedenleri daha soğumadan, daha 7’leri, 40’ları çıkmadan siyasi polemiğe girişecek kadar mı sorumluluk duygusu yitirildi gerçekten?