1 işçinin hayatını yitirdiği Amasra’daki maden faciası, sekiz yıl önce 301 işçinin hayatını yitirdiği Soma faciasını hatırlattı.
Ama MHP lideri ve iktidar ortağı Devlet Bahçeli Soma’yı hatırlamamızı istemiyor. Sayın Bahçeli “Amasra’yı konuşurken 8 yıl önceki Soma felaketini hatırlatanların hastalıklı bir yaklaşım” içinde olduklarını, Soma hatırlatması yapanların art niyetli kişiler olduğunu söylüyor.
İktisatçı olduğunu biliyorduk ama Sayın Bahçeli’nin psikolog olduğunu bilmiyorduk, yaptığı bu tespitler ile bunu da öğrenmiş olduk. Mevzunun şaka kaldıracak, ironi yapacak yanı olmadığının farkındayım. O yüzden ben de burada bırakıyorum.
Soma faciasını ve sonrasında yaşananları hatırlatmamızı istemeyen MHP lideri Bahçeli şu haklı soruları soruyor:
“Hangi vicdan sahibi maden ocaklarında felaketlere göz yumabilir? Maden ocaklarında gaz içerikleri yüksek değil mi, uyulması gereken kurum için yönergeler bilinmiyor mu?”
Sayın Bahçeli bir yandan böyle diyor diğer yandan da “Sayıştay’ın 2017 ile 2019 raporlarındaki bölümleri servis edip suçlu arayışına girenlerin önü arkası iyice araştırmalıdır” diyor.
Ama Sayın Bahçeli bir yandan da “Sayıştay raporlarının değerini elbette inkar etmiyoruz, es geçmiyoruz, Sayıştay raporlarında kazı yapılması risklerine dikkat çekilmiş, önlemler sıralanmış. Denetçiler her şeyi görüyor da müessese çalışanları mı bilmiyor?” diyor.
Beynim yanıyor. Anlamaya çalışıyorum ama Sayın Bahçeli’nin ne demek, ne yapmak istediğini anlayamıyorum.
***
Ne diyor Sayın Bahçeli? Sayıştay’ın denetim raporlarının “devlet sırrı” olduğunu, devletin itibarını sarsmayı hedefleyen art niyetli birilerinin bu gizli saklı bilgiyi ifşa ettiklerini falan mı düşünüyor?
Hayatını kaybeden 41 işçinin sorumlularının yakalanmasını istemiyor mu? Suçlunun kim olduğu bulunmasın mı? Suçlu kim arayışına girilmesin mi?
Peki o zaman nasıl olacak da olacak “maden ocaklarındaki felaketlere göz yumulmamış” olacak?
Gerçekten bütün samimiyetimle soruyorum, ne olsun istiyor Sayın Bahçeli?
Sayın Bahçeli’ye göre maden ocağındaki ihmalleri sorgulayanlar, iktidara tepki gösterenler, eleştirenler samimi değiller! Şöyle diyor: “Maden ocağındaki patlamayı bahane ederek felakete siyasi bir içerik katmak için el ovuşturanlar samimi değil!”
E o zaman bu durumda MHP lideri Devlet Bahçeli de sekiz yıl önce Soma faciasını eleştirirken samimi değildi. Soma madenindeki patlamayı bahane ederek felakete siyasi bir içerik katmak için iktidarı eleştirmişti…
Bu durumda Sayın Bahçeli de Soma’da hayatını yitiren 301 insanın dramını kendisine siyasi malzeme mi yapmıştı, gösterdiği tepkiler gürültü kirliliği miydi?
***
MHP lideri Bahçeli, Soma’daki maden faciasıyla ilgili yaptığı açıklamada “301 canımızın kaybından kimlerin doğrudan ya da dolaylı parmağı varsa gerekli yaptırımlar uygulanmalıdır” demişti. 20 Mayıs 2014
Dönemin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in “madenin denetiminde herhangi bir sorun yok” açıklamasının “trajikomik ve akla ziyan” olduğunu söyleyen Bahçeli, partisinin 20 Mayıs 2014 tarihli TBMM Grup Toplantısında iktidara şöyle yüklenmişti:
“Soma faciası her şeyi gün yüzüne çıkartmıştır. Bu çağda madenlerdeki iptidai şartlara göz yummak, muhtemel ölümlü kazalara azmettirmek, sebebiyet vermek anlamına gelmektedir. Mademki müfettişler bir sorun bulamamıştır, mademki teftişlerde her şey normal çıkmıştır, o halde 301 işçimizin ölümüne neden olan hatalar yığını nasıl izah ve telefi edilecektir. Ölüm madeninde çalışanların aleyhine olacak tüm olumsuzluklar varken, bu madene ‘uygundur’ raporu veren, ‘herhangi bir sorun yoktur’ diye belge tanzim eden her kim ya da kimlerse teşhis edilip haklarında gerekli işlemler gecikmeksizin yapılmalıdır.”
Sekiz yıl önce “suçluları bulunsun, haklarında gerekli işlemler gecikmeksizin yapılsın” diyen Bahçeli sekiz yıl sonra “suçlu arayışına girenlerin önü arkası araştırılsın” diyor.
Bahçeli sekiz yıl önce “Bunlar olağan şeylerdir, bunun fıtratında bunlar var” diyen dönemin Başbakanı Erdoğan’a “bu nasıl fıtrattır?” diye soruyor, gariban vatandaş ve Başbakan Erdoğan’ın fıtratını mukayese ediyordu. Şöyle demişti: "Bu nasıl fıtrattır ki sürekli madencilerimizi bulmaktadır? Bu nasıl olağan bir şeydir ki sadece emeğiyle geçinen vatan evlatlarını vurmaktadır? Somalı madencinin fıtratında ödenmeyen banka borçlarının, hayat pahalılığının altında ezilmek var. Başbakanın fıtratında…."
Cümleyi ben tamamlayamadım, siz Google’da bulun okuyun. Neler demiş neler. Bugün ne CHP, ne İYİ Parti, ne Gelecek Partisi, ne de DEVA Partisi liderleri iktidarı o kadar sert, öyle tuhaf sözlerle eleştirmiyor. Soma’yı konuşurken 17 Mayıs 2010’daki Zonguldak grizu faciacısını ve o faciada hayatını yitiren 30 madenciyi hatırlatıyordu.
Hiçbir beis görmüyordu… 8 yıl önce Bahçeli’ye 4 yıl önceki Zonguldak faciasını hatırlamak “hastalıklı yaklaşım” değildi ama bugün Amasra’daki faciayı konuşurken Soma’yı hatırlatmak hastalıklı yaklaşım!
Böyle diyor çünkü neyin ne olduğunu söyleme makamında görüyor kendisini! O gün öyle diyordu bugün böyle diyor!
Sekiz yıl önce “Başbakanın fıtrat dediğine cinayet diyorlar” diyordu sekiz yıl sonra “fıtrat, kader değil, Amasra’da Soma’da cinayet” diyenlere “samimi değiller” diyor.
Tuhaf zamanlarda yaşıyoruz. Akıllarımıza mukayyet olmamız gereken dönemlerden geçiyoruz.
Sayın Bahçeli’nin hatırlamamızı istemediği Soma faciası değil, Sayın Bahçeli 8 yıl önceki Bahçeli’yi hatırlamamızı istemiyor. Sekiz yıl nerede durduğunu, neler söylediğini hatırlamamızı istemiyor. İstemediği şey tam olarak bu.