İçişleri Bakanı Süleyman Soylu sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada İYİ Parti İstanbul İl Başkanlığı binasına yapılan silahlı saldırı için “provokasyon” tanımı yaptı, “olayın aydınlanması” için polisin tahkikat yaptığını, “fail ve faillerin en yakın zamanda” bulunacağını açıkladı.
Soylu, saldırganları en yakın zamanda enseleyecektir, kameralar karşısına çıkarak operasyonlarının nasıl başarıyla sonuçlandığını gururla da anlatacaktır, bundan yana hiçbir kuşkum yok.
İYİ Parti İstanbul İl Başkanlığına yapılan saldırı için provokasyon diyen Soylu’ya, yaptığı bu tanım üzerinden sormak isterim:
Bu provokasyonu gerçekleştiren failler yakalandıktan sonra ne olacak? Kamu vicdanını tatmin edecek bir işlem yapılacak mı, bir sonuç ortaya çıkacak?
Millet İttifakı’nın 13. Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu’na 2019 yılında Ankara’nın Çubuk ilçesinde katıldığı cenaze töreninde saldıran Osman Sarıgün’e ne oldu?
Ne sonuç çıktı?
Ankara Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmesi gereken davanın duruşmaları Asliye Ceza Mahkemesi’nde yapıldı. Mahkeme basit yaralamadan 2, 1 ay hapis cezası verdi ve saldırganı bıraktı.
İYİ Parti İstanbul İl Başkanlığı döneminde Buğra Kavuncu 20 Ağustos 2021 günü saldırıya uğradı, saldırgan en kısa sürede yakalandı, gözaltına alındı, mahkemeye çıkarıldı “müştekiyi cadde üzerinde gördüm, antipatik bulduğum için bir anlık sinirle vurdum” dedi “basit yaralama” suçuyla yargılandı, hakim saldırgan Sinan Oral’a bin 500 lira adli para cezası verdi, saldırgan elini kolunu sallaya sallaya evine döndü.
Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ 15 Ocak 2021 günü evinin önünde elleri silahlı, sopalı beş kişinin saldırısına uğradı. Selçuk Özdağ ölümden döndü. Saldırı anının görüntüleri yayınlandı. Ortaya çıkan görüntüler kamuoyunda büyük tepkiye sebep oldu, “fail/failler en kısa sürede” yakalandılar, mahkemeye sevk edildiler.
Sonuç mahkeme 5 saldırganı hafta bir gün imza atma şeklinde adli kontrol şartı ile tahliyesine karar verdi.
DEVA Partisinin Kağıthane İlçe teşkilatının iki mensubu 18 Aralık 2022 günü bıçaklı ve yumruklu saldırıya uğradı.
9 Mart 2023 günü canları sıkılan, kendine iş edinen birileri Saadet Partisi Karaman İl Başkanlığına saldırdılar, cam çerçeve bırakmadılar.
Sonuç ne oldu?
***
Siyasetçinden gazetecisine kadar muhalif kesimden onlarca isim saldırıya uğradı, muhalefet partilerinin parti binaları basıldı, camları çerçeveleri indirildi, kurşunlandı.
Hepsinin fail ve failleri en kısa zamanda yakalandı.
Ama o kadar, adliyenin ön kapısından girdiler, arka kapısından çıktılar.
Saldırıya uğrayanlar AK Partili ve MHP’li siyasetçiler, gazeteciler olsaydı elbette sonuç böyle olmazdı, saldırganlar ağır müebbet hapis cezalarıyla, onlarca yıl hapis cezalarıyla yargılanırlardı.
İkisi de hukuka uygun değil elbette. Saldırıya uğrayan muhalif kesim olunca mahkemenin tahliye kararı vermesi de saldırıya uğrayan iktidar kanadı olunca mahkemenin onlarca yıl hapis cezaları vermesi de hukuk değil. Bütün bunlar ülkemizdeki adalet sisteminde yaşanan ağır sorunları ortaya koyuyor.
Yargı bu derece siyasallaşınca, siyaset yargıyı bu derece kuşatınca, siyaset toplumu bu derece kutuplaştırınca böyle sonuçların çıkması kaçınılmaz oluyor.
***
Bakan Soylu sosyal medyada yaptığı açıklamada, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önceki akşam katıldığı televizyon yayında İYİ Parti Lideri Meral Akşener’e yaptığı tehdit sözlerinin hatırlatılmasına tepki gösteriyor, bunun “siyasi fırsatçılık” olduğunu söylüyor.
Tabii bu sözlerin asıl muhatabı Erdoğan’ın önceki gece katıldığı televizyon programında yaptığı açıklamayı hatırlatan İYİ Partililer ve İYİ Parti lideri Meral Akşener.
Saldırı sonrası il başkanlığına, korumalarını almadan Erdoğan’a “korkmuyorum” meydanı okuyan İYİ Parti lideri Akşener yaptığı açıklamada şöyle dedi:
“Seçime 1,5 ay kala, Recep beyin üçüncü tehdidi üzerine partimiz kurşunlanmıştır. Daha önce dendi ki bana, “Bu günler iyi günlerin daha neler göreceksin”; lince uğradım. “Sen bu işleri yanlış yapıyorsun bayan” dendi, evim basıldı. Velhasılı kelam bu sefer de “Beni kendinle uğraşmaya mecbur bırakma, beni kendinle uğraştırma” dendi. Bugün de partimizin İstanbul il başkanlığı iki yerden kurşunlanmıştır.”
Akşener haksız mı? Bütün bunlar aynen böyle gerçekleşmişken bunları hatırlatmayacak mı?
Ben tamamlayayım. Cumhurbaşkanı Erdoğan 11 Mayıs 2019 tarihine Meral Akşener’i “dokunulmazlığın da yok” diyerek hapisle tehdit etti, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı anında FETÖ soruşturması açtı.
Akşener Rize’de çirkin bir saldırıya uğradı, Cumhurbaşkanı Erdoğan bunu kınaması gerekirken kınamadı çıktı ve “daha neler olacak neler, bunlar iyi günlerin” diye konuştu. (26 Mayıs 2021)
Şimdi bütün bunların yaşandığı ortada iken, Soylu bunların hatırlatılmasına kızıyor, siyasi çıkarcılık suçlaması yapıyor.
Dünyanın hangi ülkesinde olsanız tam olarak bu sözler hatırlatılır.
Bir ülkenin cumhurbaşkanı çıkar, ülkesindeki bir muhalefet partisinin liderini üstüne basa basa “adıma dikkat et, yanlış yere kafanı çarpıyorsun, beni kendinle uğraştırma” diyerek tehdit ederse, bu tehdidin üzerinden 24 saat geçmeden tehdit edilen liderin partisine silahlı saldırı olursa, o tehdit sözleri hatırlatılır.
Kaldı ki Akşener’in de hatırlattığı gibi Erdoğan ilk kez tehdit etmiyor. Bütün bir ömrü siyaset içinde geçen Erdoğan’ın, sert eleştiri diliyle tehdit dili arasındaki farkı bilememesi mümkün değildir.
Bu bir itham değildir, suçlama değildir. Çünkü bir ülkenin cumhurbaşkanının dili öfke, kutuplaşma, nefret, düşmanlaştırma dili olursa, o dil bu işleri kendisine vazife edinecek kontrolsüz taraftarlar yaratır. Siyasetçiler iktidarda kalmak ya da iktidara gelebilmek için, tabanlarını tutabilmek için kutuplaştırma siyasetinin dozunu kaçırdıklarında böyle vahim olaylara yol açar.
Cumhurbaşkanı Erdoğan “beni kendinle uğraştırma” dediğinde birileri de bunun hesabını görmeye kalkışır.
Siyasetçiler tam da bu yüzden dillerine, söylemlerine dikkat etmelidir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tehdit söyleminin ardından yaşanan bu saldırı, bu ülkede yaşayan hepimizi endişelendiren, ürküten bir hadisedir.
İYİ Partilere geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Çok şükür şu mübarek Ramazan gününde can kaybı olmadı.
İçişleri Bakanı Soylu bu saldırının “provokasyon olduğunu” söylüyor. Ki haklı, bu provokasyonun nedenini de açıklayabilir mi acaba?
Bu provokasyonun nedeni ne?
O saldırıyı yapanları galeyana getiren sebepler neler acaba?