Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sakarya Zaferi’nin 100. yılı kutlama programında yaptığı konuşmada 2023 Hedefleriyle Milli Mücadeleyi eşitledi; terazinin bir kefesine kendisinin 2011 seçimlerinde açıkladığı vaatleri diğer kefesine de 1919 -1922 yılları arasında ülkemizin bütünlüğünün korunması için verilen kahramanca mücadeleyi koydu.
Erdoğan’ın sözleri şöyle:
“Cumhuriyetimizin 100. yılı olan 2023’e endekslendiğimiz hedeflerimiz aslında tıpkı Milli Mücadelemizin kendisi gibi küresel senaryolara karşı bir başkaldırıydı. Türkiye’nin kendi verdikleri rollerin dışına çıkmasını istemeyenlere alın terimizle ve yeri geldiğinde kanımızla istikbaline sahip çıkan bir ülke olduğumuz gerçeğini kabul ettirdik.” (13 Eylül)
Erdoğan’ı dinlerken aklıma İstiklal Marşı şairimizin merhum Mehmet Akif Ersoy’un “Ya Rab, bu uğursuz gecenin yok mu sabahı, mahşerde mi biçarelerin, yoksa felahı!” dizeleri geldi ve kendimi şöyle söylerken buldum:
“Ya Rab yok mu bu hamasetin, popülizmin bir sonu, sınırı, durağı, kutsallarımız, değerlerimiz daha ne kadar hoyratça siyasete alet edilecek?”
Kazım Karabekirlerin, Rauf Orbayların, Ali Fuat Cebesoyların, Refet Paşaların ve daha nice isimli isimsiz kahramanlarımızın, şehitlerimizin, gazilerimizin, Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın liderliğinde cephelerde canlarını ortaya koyarak ülkemizin bağımsızlığı için verdikleri kutsal mücadele ile seçim kazanmak için ortaya konulmuş 2023 Hedefleri isimli vaatler listesini aynı kefeye koymak, büyük bir haksızlık.
Gerçekten akıl alır gibi değil.
***
Cumhurbaşkanı Erdoğan Milli Mücadele ile 2023 Hedeflerini aynı kefeye koyduğu konuşmasının devamında dedi ki:
“Bazıları hala 2023 hedeflerimizi sıradan bir orta, uzun vadeli kalkınma programı sanmaya devam ediyor. Halbuki biz bu iradeyi ortaya koyarak Cumhuriyet tarihinin en iddialı ve cesur makas değişikliğini gerçekleştirdik.” (13 Eylül 2021)
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın altını çizdiğim sözünü tekrar okuyun lütfen…
Şimdi de 2023 Hedeflerinin en iddialı vaatlerinin ne olduğunu bir kez daha hatırlayalım:
Türkiye 2023 yılına girdiğinde demokrasisi ileri, ekonomisi büyük, toplumu güçlü, ekonomisi olacaktı, anayasası sivil ve insanı önceleyen, çevresi yaşanabilir ve şehirleri marka, güven veren adalet sistemiyle dünyanın en güzel ülkesi olacaktı.
- Türkiye’nin milli geliri 2 trilyon dolara çıkmış olacak.
- İhracat 500 milyar dolara, dış ticaret hacmi ise 1 trilyon dolara ulaşacak.
- Dünyanın en büyük 10 limanından biri Türkiye’de olacak.
- Bugün yıllık 28,5 milyon kişi olan turist sayısı 2023’te 50 milyona çıkmış olacak, gelirimizi de 50 milyar dolara çıkarmış olacağız.
- Yoksulluk giderilerek gelir dağılımı dengelenecek.
- İşsizlik oranı yüzde 5’e inecek.
- 2023 yılında Türkiye dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasında yer alacak.
- Kişi başına gelir 25 bin dolar olacak.
- Ülkemizde işsizlik oranı yüzde 5 olacaktı.
Hatırlayacaksanız Sayın Erdoğan 2023 Hedeflerini 2011 yılında “Bu beyanname dostlar alışverişte görsün, laf kalabalığı yapmak, orta sahada top çevirme beyannamesi değildir. Biz bugüne ne dediysek yaptık, ne vaat ettiysek gerçekleştirdik. Önceki tüm beyannamelerimiz gibi son derece detaylı bir şekilde hazırlanmış, gerçekleşecek net hedefler konulmuştur” sözleriyle ilan etmişti.
2023 yılına iki yıl kaldı. Sayın Erdoğan “2023 hedefleri için son bir eşik kaldı, kritik yol ayrımlarının çoğunu geride bıraktık” diyor, “Türkiye’yi dünyanın en büyük ekonomisi arasına sokma hedefimize hiç olmadığımız kadar yakınız” diyor, “2023 hedeflerini gerçekleştirme yolunda kararlı bir şekilde yürümeye devam ediyoruz” diyor, “Yalan, dalavere, ikiyüzlülükle karşınıza çıkıp sizi oyalamasınlar. İnşallah 2023, 2053 vizyonuna kavuşacağız” diyor..
Ama bunu nasıl gerçekleştireceğini söyleyemiyor… 10 yılda 2023 Hedeflerinde adım adım nereden nereye geldik bunu anlatmıyor… Anlatması gerekmiyor mu? Sonuçta Sayın Erdoğan “Türkiye'nin 12 yılını şimdiden planlayan bir beyanname” olduğunu söylemişti. Planın ne kadarı gerçekleşti, gerçekleşmesi için hangi adımlar atıldı?
Mesela şu anda ülkemizde kişi başına gelir 8 bin dolara düşmüş durumda, oysa 2013 yılında 12 bin dolardı. 8 bin dolara düşmüş olan kişi başına milli gelirimizi iki yılda “2023 Hedefleri’nde yer alan 25 bin dolara nasıl çıkartacak?
Bunu nasıl başaracak?
Ülkemizin bütün iktisatçıları, geniş tanımlı işsiz sayısının 10 milyonun üzerinde olduğunu dolayısıyla bununda yüzde 30’lara tekabül ettiği konusunda hem fikir. Sayın Erdoğan iki yılda işsizlik oranı yüzde 5’e nasıl düşürecek? Bu mümkün mü?
Türkiye ekonomisi 13.4 enflasyon oranı ile dünyada enflasyonu en yüksek 14’üncü ülke durumunda, dünyada en yüksek faiz oranına sahip 7’inci ülke konumunda. Hal böyle iken dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına nasıl girecek?
Erdoğan propaganda ve algı yönetiminin bütün yöntemlerini, tekniklerini kullanıyor, tekrar ediyor, kitleleri heyecanlandıracak büyük vaatlerde bulunuyor, düşmanlar yaratıyor, kutuplaştırıyor, iddialar ortaya atıyor, dış güçler diyor, milli duyguları canlı tutmak için bütün kutsalları, değerleri siyasete alet ediyor, projeler açıklıyor, açılışlar yapıyor, kendisine oy veren kitlelerin duygularını, tutumlarını, davranışlarını sürekli kendi istediği şekilde manipüle ediyor.
Propagandada, hamasette, popülizmde sınır tanımıyor. Ama bütün bunlar işler azıcık da olsa yolunda gittiğinde işe yarayabilir. Geçmişte Erdoğan açısından işe yaramasının sebebi buydu.
Şimdi bakın kendi yakınındakiler bile 2023 Hedefleri’nden bahsetmiyor, topa girmiyor, polemiğe girmiyor, Erdoğan’ın çoğu vaatlerine, söylemlerine sahip çıkmıyor.
2023 Hedeflerini ağız dolusu savunan kaç milletvekili, bakan var?
Asıl soru şu? Erdoğan kendi söylediklerine kendisi inanıyor mu?