Bir dost el uzandı Galatasaray’ı yanlıştan döndürdü, hakikati gösterdi, o da dost elden aldığı silgiyle KAP’a yaptığı stat sponsorluk anlaşmasında yaptığı vahim hatasını tashih etti ve “5 sezonluk anlaşmada, takip eden sezonlara ilişkin sözleşme bedelleri için, TÜİK ve ENAG’ın açıklayacağı ÜFE ve TÜFE oranlarının ortalaması alınarak artış oranı belirlenecektir” ifadelerini sildi.
Dostlar böyle günler için vardır, Galatasaray da bu anlamda şanslı! Bu affı olmayan hatasının bedeli, hatasını tashih etmekle sınırlı kaldı, hatasını düzeltme imkânı sunuldu kendisine!
Bu hadisenin hayırlı bir yanı ise bir daha hiçbir şirket böylesi bir hatayı yapmayacağını öğrenmesi oldu.!
Peki, tamam, şimdi gerçekten mevzu böylece kapandı, mesele gerçekten hallolmuş oldu mu?
Galatasaray KAP’a yaptığı özel bildirimden TÜİK ve ENAG detayını resmi evraktan sildi, artık hizmet bedellerindeki artış da ENAG’ın verilerini referans almayacak mı?
Sadece TÜİK verilerini mi referans alacak?
Mevzu cidden çözüme kavuştu mu, TÜİK itibarına kavuşmuş oldu mu?
Şaka mı bu yaşadıklarımız?
Değil elbette.
Bu mevzu bu kadar dramatik kılan ise “Türkiye’nin rasyonel zemine dışında seçeneğimiz kalmamıştır. Ekonomide uluslararası normlara uygunluk temel ilkemiz olacaktır” sözleriyle görevi teslim alan, kurallı, şeffaf, öngörülebilir bir ekonomi yönetimi vaat eden Mehmet Şimşek’in bakanlığına denk gelmiş olmasıdır.
Mehmet Şimşek bir ayı aşkın süredir görevde. Hem evet az bir süre ama hem evet rasyonel zemine dönülmesi için adımların atılması için de yeterli bir süre.
Çünkü Mehmet Şimşek geçmiş AK Parti iktidarları döneminde bakanlık yapmış biri. Tecrübesi, deneyimi var.
Görev yaptığı dönemdeki başarılı, liyakat ehliyet sahibi bürokratları biliyor.
Rasyonel zemine dönmenin birinci adımı ekonomik kurumların düzeltilmesidir. TÜİK ekonomik kurumlar arasındaki hayati öneme sahip kurumlardan biri. Çünkü Türkiye’nin en önemli sorunu yüksek enflasyon.
Nitekim sosyal medya hesabından “bütçe açığı ve enflasyon” mesajları veren Mehmet Şimşek ekonomi programlarının üç temel bileşenini şöyle açıklıyor:
“Mali disiplinin yeniden tesis edilmesi; yani deprem etkisi hariç, bütçe açığının Maastricht kriterleri ile uyumlu bir seviyeye çekilmesi,
Enflasyonun orta vadede tek haneye düşürülmesi için kademeli parasal sıkılaştırma ve enflasyon hedefi ile uyumlu gelirler politikası, Makro finansal istikrarı ve diğer tüm kazanımları kalıcı hale getirecek yapısal reformlar.”
Can alıcı soru şu, bu durumda.
Enflasyonla mücadele ederken, enflasyonla ilgili kimi referans alacak Mehmet Şimşek?
TÜİK verilerini mi?
ENAG verilerini mi?
Yoksa ikisinin verilerinin ortalamasını mı referans alarak enflasyonla mücadele programını oluşturacak?
Samimi olarak merak ediyorum.
Çünkü ENAG’a göre ülkemizde hiperenflasyon var. TÜİK’e göre ülkemizde enflasyon sorunu var ama o kadarcık sorun kadı kızında da olur, öyle ciddi bir sorunumuz yok.
Mesela TÜİK’e göre enflasyon haziran ayında aylık yüzde 3.92 artarken, yıllık enflasyon ise yüzde 38,21’e gerilemiş! ENAG’a göre aylık enflasyon yüzde 8,54, yıllık enflasyon ise 108,58.
Şimdi hangisine inanalım?
Mehmet Şimşek hangi veriye inanacak? Enflasyonla mücadele programını neye göre hazırlayacak?
Mehmet Şimşek gerçek enflasyon oranının ne olduğunu açıklamayı düşünüyor mu mesela? Kendisine göre ülkemizin enflasyon oranı nedir? Kendisinin bakanlığında özel bir kurumun KAP’a yaptığı açıklamada düzeltme yapmasını, yaptırılmasını nasıl değerlendiriyor?
Mesela TÜİK yönetimiyle ilgili, kamuoyunun güvenini sağlayacak, ekonomi çevrelerinde olumlu karşılanacak bir değişime gidilmesini sağlasaydı, Galatarasay mesela anlaşmasına TÜİK, ENAG detayı yazmasına gerek kalmayabilirdi.
Rasyonel zemine dönmek dışında bir seçeneği olmadığı gerçeğini bilen Mehmet Şimşek ekonomiyi rasyonel zemine oturtacak adımları atmak için neyi bekliyor?
Mehmet Şimşek’in ekonomi programını açıklamaması normal mi?
Beş hafta geçti ve hala açıklanan bir ekonomi programı yok.
Bunun normal bir durum olup olmadığını Gelecek Partisinin Ekonomi Politikaları Başkanı
Kerim Rota’ya sordum, asla normal olmadığını şimdiye kadar çoktan bir programın açıklanması gerektiğini söyledi. Rota’nın değerlendirmesi şöyle oldu:
“28 Mayıs seçimleri sonrası oluşturulan kabinede en çok merak edilen isimler Hazine ve Maliye bakanı ile ekonomi yönetimiydi. Mehmet Şimşek’in atanması ile ekonomi yaklaşımında ve yönetiminde köklü bir değişiklik beklentisi oluştu. TCMB başkanlığın Hafize Gaye Erkan’ın atanmasıyla beraber yurtçi ve yurtdışı yatırımcılarda beklentiler derinleşti.
Ancak bu iki isim sonrasında BDDK başkanlığına Şahap Kavcıoğlu’nun atanmasıyla “acaba değişen sadece vitrin mi?” endişesi oluşmaya başladı.”
Eski politikaların sembol isimleri olan TCMB PPK üyelerinin ve başkan yardımcılarının hiç birinin değişmemiş olmasının güven duygusunu zedelediğini söyleyen Rota şöyle devam etti: “Ekonomi yönetimine olan güvenin en çok aşındığı TÜİK’de hiç bir değişiklik yapılmamasıyla endişeler daha da derinleşti.
TCMB faizinin de beklentilerin çok gerisinde mevcut ve beklenen enflasyonun çok altında belirlenmesiyle ilk bir iki haftada oluşan iyimserlik yerini endişeye bıraktı.
Gerek Şimşek’in gerekse Erkan’ın piyasalarla ve yatırımcılarla kurdukları iletişim de bu sürede çok zayıftı. Bir Merkez bankasının en önemli silahlarından biri olan iletişim de iyi kullanılamadı. TCMB başkanı kamuoyu önüne neredeyse hiç çıkmadı. Enflasyonla mücadele konusunda toplum beklentilerini karşılayacak bir cümle etmedi. Şimşek’de iletişimini birkaç sosyal medya paylaşımıyla sınırlı tuttu.
Kapsamlı bir ekonomi program hazırlanması ve sunumu için önemli bir fırsat olan bayram süresi de belli ki iyi değerlendirilemedi.
Tüm bunlar gerek bakanın gerekse TCMB başkanının mevcut görevlerine kapsamlı bir hazırlık yapamadan atandıklarını hissettirdi.”
AK Parti dışından ve ilk kez bakanlık yapacak bir isim olsaydı beş hafta normal bir süre olabilirdi. Ama zaten geçmiş dönemlerde görev yapmış, işe hâkim biri için bir hayli uzun bir süre. En azından çoktan ekonomideki sorunlara çare bulacak kadronun açıklanması gerekiyordu.
Öyle değil mi?
Ama ben asıl sorumu tekrarlamak istiyorum. Maliye Bakanı Şimşek, enflasyonla mücadele programını oluştururken, sorunu çözmek için TÜİK’i mi ENAG’ı mı referans alacak?
Yoksa iki kurumunun verilerinin ortalamasını mı?