Cumhurbaşkanı Erdoğan Sakarya’daki toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada “Hani ekonomide her taraf çökmüştü, batmıştı. Helikopterden o yolları gördüm. Araçlar, otomobiller, otobüsler, kamyonlar, TIR’lar tıklım tıklım, yollar dolu. Bu bir şeyi gösteriyor. Ekonomik canlılığı gösteriyor” dedi. (24 Eylül)
İktidar medyasının hitabıyla “Başkan Erdoğan” helikopterinin penceresinden “aşağıya” bakarak ekonomi değerlendirmesi yaptı, yönettiği ülkenin ekonomisinin gayet iyi olduğuna karar verdi.
Saatte kaç km hız yapan bir helikopterin içindeyken ve kaç bin uçuş menzilindeyken, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gözüne ekonomi iyi göründü mesela? Otomobiller, araçlar, otobüsler, kamyonlar sayıldı mı?
Marka modelleri tutuldu mu? Mesela yolda 4 bin araç varsa bu ekonomide hangi eşiği gösterir? 10 bin araç varsa hangi eşiği?
İyi mi? Pekiyi mi?
Bunun gibi önemli ayrıntıları bilmiyoruz maalesef. Beştepe daha net veri paylaşımında bulunursa vatandaş olarak bizler de ekonomik durumumuz hakkında daha net bilgi sahibi olmuş oluruz.
***
Şaka değil gerçek, Cumhurbaşkanı Erdoğan aynen böyle söyledi, söyleyebildi.
Ama sanırım var bir sebebi… Sanırım her şey daha da netleşiyor, fotoğraf tamamlanıyor.
Zaman zaman kabul eder gibi olsa da gerçek anlamda bir türlü ekonomik krizin varlığını kabul etmemesinin nedeni ortaya çıkıyor.
Malatya’da yaşanan hadiseyi hatırlıyorsunuz değil mi?
Cumhurbaşkanı Erdoğan Malatya’da kendisine “işsiziz, eve ekmek götüremiyoruz” diye seslenen esnafa “Bu bana çok abartılı geldi, abartıyorsun” diye yanıt vermiş ve çay paketi uzatarak “Keyif çayı bu, bu çayı iç” tavsiyesinde bulunmuştu. (25 Ekim 2020)
Sonrasında da çıkıp üstüne basa basa bir de “Ya böyle bir şey var mı Türkiye’de ya. Bırakın Allah’ınızı severseniz ya. Bugün evine ekmek götüremeyen diye bir şey var mı Türkiye'de ya. İnanıyor musunuz bunlara?” demişti.
Sayın Erdoğan hep helikopterden bakıyormuş. Baktığı yerden sorun görünmüyor elbette.
Şimdi AK Parti lideri olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan böyle açıklamalar yaptığında, partisinden birilerinin de çıkıp “ekonomik kriz falan yok, market sepetlerini istediğimiz gibi dolduruyoruz, engel sıkıntı yok, döke saça yiyoruz” türü laflar sarf etmeleri gayet normal!
***
Madalyonun öteki yüzüne gelelim.
Felaket tellallığı yapmak istemem ancak sanırım durum sanıldığından daha vahim. Zira “Faiz sebeptir, enflasyon sonuçtur” tezine inanan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ekonomi göstergesi otobandaki araçlar, otomobiller, kamyonlar…
Ve market raflarındaki doluluk. Vatandaşın elinin market rafına gidip gitmemesi önemli değil. Marketten alışveriş yapıp yapamaması önemli değil.
Market rafları dolu mu, değil mi?
Sayın Erdoğan için en önemli gösterge bu.
Ekonominin iyi olup olmadığının göstergesi enflasyon yüzde 80 olması değil, yollarda TIR’Lar gidip geliyor mu? Gösterge bu!
Bütün ülke, klişe söylemle 85 milyon vatandaş Beştepe’nin önüne gitse, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yalvarsa, halini arz etse bir anlamı yok. Sayın Erdoğan helikopterden bakmaya devam ettiği müddetçe ülke ekonomisinin kötü olduğuna inandırmak mümkün olmayacak.
Durum sanıldığından daha vahim demem bu yüzden.
***
Yıl 2011. AK Parti’nin İstanbul Sultangazi ilçesinde düzenlendiği mitingde vatandaşlara konuşan Erdoğan, valilere, kaymakamlara, AK Partili belediye başkanlarına, AK Parti il başkanlarına verdiği talimatı şöyle açıklıyor:
“Tıpkı Ömer gibi kapıları dinleyeceksiniz. Bacaları izleyeceksiniz. Acaba içeriden inilti geliyor mi? Ağlama sesleri geliyor mu? Onların peşinden koşturacaksınız ve onları takip edeceksiniz. Gücünüz neye yetiyorsa onu yapacaksınız. Yüreğiniz dağlanacak. Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak gücümüz birçok şeye yetiyor.” (2 Mayıs 2011)
Helikopterden baktım evlerde ışıklar yanıyordu, ışıklar yanıyorsa evlerde mutluluk vardır, ışıklar yandığına göre ocaklar kaynıyordur demiyor.
Ömer gibi kapıları dinleyin, ağlama sesi geliyor mu, ihtiyaç sahibi vatandaşlar olabilir demiş.
2011 yılında Ömer gibi kapıları dinleyin diyen bir Erdoğan var…
Tabii o dönemde ülkenin ekonomisi iyi. Enflasyon yüzde 10.45. Kişi başına milli gelir 10 dolarların üstünde. İşsizlik oranı yüzde 9.
***
Yıl 2022, enflasyon yüzde seksen. Ülkenin ekonomisindeki gidişat vahim boyutlarda. Ekonomi alt üst olmuş durumda.
TÜRK-İŞ’in açıkladığı Ağustos ayı verilerine göre dört kişilik bir aile için açlık sınırı 6 bin 890 TL, yoksulluk sınırı 22 bin 442 lira. Bekar bir çalışanın ‘yaşam maliyeti’ ise aylık 8 bin 313 lira.
Her üç kişiden biri işsiz.
Ve helikopterden baktım ülkenin ekonomisi gayet iyi diyen bir Erdoğan var.
Sayın Erdoğan ülkeyi öyle bir ekonomik krize sürükledi ki bütün devlet hazinesini yoksullara bağlasa ülkedeki yoksulluğu sıfırlaması mümkün değil.
Ama helikopterden baktığı için bu gerçeği maalesef görmüyor ya da görüyor ama…
Ortada gerçekler var: Türkiye’nin milli geliri kişi bayına dört bin dolar düştü… Gelin dağılımı bozuldu, ücretliler ezildi… Türkiye dünya sıralamasında 17. basamakta, 21 basamağa düştü… Hukuk, adalet, özgürlük indiklerindeki vahim durumu saymıyorum bile.
Ama tepeden bakınca iyi ülke manzarası güzel görünüyor, gayet güzel görünüyor…