Başlıktaki ifade tırnak içinde yazılı, bana değil, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ait, hem de uzun uzun yıllar önce değil, üç yıl önce üstüne basa basa, gözlerini kırpmadan, deyim yerindeyse vatandaşların gözlerinin içine baka baka sarf etmişti bu hüküm sözlerini.
3 Şubat 2019 tarihinde çıktığı “Cumhurbaşkanı Özel” başlıklı TRT ortak yayınında tam olarak şöyle demişti:
“HDP eşittir PKK eşittir YPG eşittir PYD. Hiç sağa sola bunu saptırmanın anlamı yok. Gerçek ortada bunu zaten başlarındaki kişiler kendileri de açık açık söylüyorlar. CHP’nin bunlarla beraber olması zaten anlaşılır gibi değil. Hele hele İYİ Parti’nin, Saadet Partisinin bunlarla beraber böyle iş tutması… Tabi izahı mümkün değildir.”
Ne demiş Sayın Erdoğan, tane tane okuduk mu?
Şimdi geçen haftaya bakalım.
***
AK Parti, başörtüsüyle ilgili anayasa değişikliği temasları kapsamında HDP’nin kapısını çaldı mı, çaldı. Erdoğan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ Başkanlığındaki heyetini HDP’nin TBMM'deki grup odasına gönderdi mi, gönderdi.
Birlikte gayet güzel, mutlu mesut fotoğraflar çektirdiler mi, çektirdiler.
Fotoğrafa dikkatle bakın.
Adalet Bakanı Bozdağ, AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz hiç PKK’lıların, YPG’lilerin, PYD’lilerin karşısında oturuyor gibiler mi? Yüzlerinde bir mutsuzluğun, oturma şekillerinde bir gerginliğin emareleri falan var mı?
Yok.
Ne yapmaya gitti Erdoğan’ın heyeti? Hazırladıkları anayasa teklifini HDP ile istişareye!
Nereden biliyoruz, Adalet Bakanı Bozdağ’ın HDP’yi ziyaret sonrasında yaptığı “İstişareler sonucunda ortaya çıkacak görüşleri tekrar değerlendireceğiz. Ve teklife son halini vereceğiz. Hazır bir teklif götürmedik. Bir fikri tartıştık, kendi aramızda istişare ettik” açıklamasından. (2 Kasım 2022)
***
Şimdi müsaadenizle sormak istiyorum, siz okurlara değil yanlış anlaşılmasın AK Partili siyasetçilere, milletvekillerine ve elbette Erdoğan’a…:
Yanlış anlamıyoruz değil mi, AK Parti HDP ile beraber iş tutmak istiyor? Anayasa değişikliği için HDP’nin desteğini istiyor?
PKK ile YPG ile PYD ile eşit olduğuna inandığı HDP’den anayasa değişikliği için fikir istiyor, istişare yapıyor, HDP genel merkeze gidiyor, çaylarını kahvelerini içiyor, mutlu mesut fotoğraflar çektiriyor.
Bizim bilmediğimiz ne oldu bu üç yıl içerisinde. Pardon daha iki hafta öncesine kadar HDP terör örgütünün partisiydi. Erdoğan ve iktidar kanadı daha iki hafta öncesine kadar Altı’lı Masa’yı HDP ile gizli ittifak yapmakla suçluyordu.
Ne oldu da birdenbire HDP iktidarın gözünde bir anda legal bir parti çizgisine geldi?
HDP de değişen bir şey olmadığına göre Cumhurbaşkanı Erdoğan “milletime” bir açıklama yapmalı, durumu izah etmeli.
Dün PKK’lı dediği HDP’nin bugün kapısını çalıyorsa, anayasa değişikliği teklifi için destek istiyorsa bunu anlatması gerekiyor.
Gerekiyor çünkü Erdoğan 25 Mart 2017 tarihli konuşmasında “Dün ak dediğine bugün kara diyen şahıstan siyasetçi olmaz. Siyaset omurga işidir. İlke, prensip, karakter meselesidir. Milletimiz bu tipler ne diyor biliyor musunuz, kolpacı.” demişti.
***
“Dün ak dediğine bugün kara diyen şahıstan siyasetçi olmaz, siyaset omurga işidir” sözü nasıl da iddialı değil mi?
Nasıl da saygı uyandırıyor.
Ama 20 yıldır ülkeyi aralıksız yöneten Erdoğan’ın açıklamalarına bakın, davranışlarına bakın…
Dün ak dediğine bugün kara demiş ertesi gün gri demiş, kırmızı demiş. Şartlar kendisi için partisi için neyi gerektiriyorsa öyle konuşmuş.
HDP örneğinde de görüldüğü gibi dün öyle konuşmuş bugün böyle davranıyor.
Ve kimin ne söylediğini falan umursamıyor. Kulaklarının üstüne yatıyor, havaya bakıyor ıslık çalıyor, keyfine bakıyor.
HDP için lütfetti yeni bir yerli ve milli parantezi açtı. HDP’yi legal parti eşiğine oturttu.
Çünkü HDP’ye ihtiyacı var. HDP’nin önünde iki seçenek var: Ya Erdoğan’ın gösterdiği bu lütfun kıymetini bilecek bunun konforunu sürecek ya da yeniden “eşittir PKK eşittir YPG eşittir PYD” kategorisine girecek.
Benim asıl merak ettiğim MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin bugün yapacağı grup konuşmasında bu olup bitene nasıl tepki vereceği.
Bugün bu açıdan önemli ve tarihi bir gün.