Öyleymiş! AK Parti'nin anketler üzerinden tuttuğu nabız böyle atıyormuş!
Sahalardan gelen ilk tepkiler olumluymuş…
Vatandaş PKK’ya yapılan operasyonları destekliyor hatta devam etmesi gerektiğini düşünüyor, CHP ile koalisyona sıcak bakmıyormuş...
Bu anketlerin söylediği…
Gazete haberlerine göre bir de sahaya inen AK Parti milletvekillerinin genel başkanlarına sundukları durum raporları var.
AK Parti ‘koalisyon’ ya da ‘erken seçim’ kararı verirken vekillerinin bu notlarından yararlanacakmış…
Sahaya inen AK Parti milletvekillerinin yüz yüze görüştüğü ‘halkın’ çoğunluğu da koalisyona zinhar karşı olup, erken seçime koşulsuz destek veriyormuş…
Bir de medyaya ‘mavi dosya’ olarak yansıyan AK Parti heyetinin CHP ile yürüttüğü istikşafi görüşmelere ilişkin olarak Başbakan Davutoğlu’na sundukları bir rapor var.
Bu kadar fikir ayrılığı söz konusuyken koalisyon mu olur(muş)!
‘Mavi Dosya’ koalisyon kurma olasılığının çok zor olduğunu gözler önüne seriyormuş…
Mesela CHP, eğitim, dış politika gibi gündemin önemli konularında hiç AK Parti gibi düşünmüyormuş, acayip görüş farklılıkları varmış! Ama çok ayıp CHP!
Mesela CHP, Esed konusunda AK Parti ile aynı hissiyatları paylaşmıyormuş! Bak sen!
Yani CHP, Esed rejiminin kalmasını isterken AK Parti Esed rejiminin gitmesini istiyormuş… Hay Allah!
Mesela CHP seçim barajı yüzde beşe insin diye ısrar ederken, AK Parti yüzde yedi olmasını istiyormuş…
Bence bu koalisyon masası kesinlikle devrilmeli!
Hem de hiç beklemeden hemen…
Bu kadar fikir ayrılığı içinde koalisyon mu olur?
Olmaz…
“O zaman erken seçime gidelim!”
Gidilsin…
Zaten AK Parti-CHP koalisyonunu “üst akıl” istiyor, “paralelciler” istiyor, “sermaye” istiyor, “batı” istiyor…
Akif Beki evvelsi gün önce “CHP’yle neden olmaz?” başlıklı şahane bir yazı kaleme aldı. Okumadıysanız mutlaka okumanızı öneririm. (7 Ağustos 2015, Hürriyet)
Velhasıl Akif Beki’nin yazdığı gibi Türkiye'yi sevmeyen, Erdoğan’ı sevmeyen kim varsa “AK Parti CHP’yle koalisyon yapsın” istiyor.
CHP’yle koalisyon istiyorlar çünkü hedef Erdoğan!
Komplolar paranoyalar aldı başını gidiyor.
Komplo manyağı olduk resmen…
Güler misin, ağlar mısın?
***
Pazartesi günü deyim yerindeyse dananın kuyruğu kopacak.
Ya herru ya merru denilecek…
Peki, bütün bu haberlerden yarın iki lider esas müzakere için bir araya geldiklerinde AK Parti (10 Ağustos 2015) ‘koalisyon masası’nı devirecek sonucu çıkar mı?
Çıkabilir.
Güçlü bir ihtimal. 7 Haziran seçimlerinin verdiği mesajı hala okuyamayan, suçu seçmene yıkan, AK Partili siyasetçilerin sayısı oldukça fazla.
Belki de şöyle söylemek daha doğru olacaktır.
AK Parti'nin "Koalisyon" deme ihtimali güçlü
AK Parti içerisinde sağduyulu düşünen, sandıktan çıkan sonucu doğru değerlendiren siyasetçiler olmasına rağmen, erken seçim yerine koalisyon olmalı diyenler kafadan ‘hain’ olarak damgalandığı için sesleri yeteri kadar çıkmıyor.
Komploların havada uçuştuğu paranoyanın tavan yaptığı bir süreçte AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu’nun ‘Vatandaş bize iki ay sonra erken seçime gidin diye oy vermedi. Vatandaşımızın talimatı bu değil” değerlendirmesi bu açıdan kıymetlidir.
Ben Süleyman Soylu’nun değerlendirmesine bakarak AK Parti’nin ‘Pazartesi günü’ koalisyon deme ihtimalinin de güçlü olacağına inanıyorum.
AK Parti her ne kadar yüzde 80 ‘erken seçim’ istese de ‘erken seçim’ isteğini ‘aklı selim’ davranarak bir müddet buzdolabına kaldırabilir.
Şöyle ki…
Erken seçimde aynı sonucun çıkma ihtimali yüksek
Üç araştırma şirketi yaptıkları anket sonuçlarını Pazartesi günü AK Parti’ye sunacaklar.
AK Parti önlerine konulan anket sonuçlarına göre bir değerlendirme yapacak, koalisyon masasına devam edip etmeyeceklerine karar verecek…
Aslında anket şirketlerinin araştırmalarında sürpriz olan hiçbir şey yok.
Evet, bir şekilde AK Partiye kızdığı, gücendiği için oy vermeyen ‘Yaprak kıpırdamıyor, AK Parti iktidar olsun da biz de işimize gücümüze bakalım” diyen esnaf, iş sahibi bir kesim yeniden seçim olsa AK Parti’ye oy vereceğini söylüyormuş. Ancak anket şirketlerinin ellerindeki verilere göre bu oran yüzde 1-1.5’muş!
Yine anket şirketlerine göre MHP’ye giden oylardan da az miktarda bir geriye dönüş varmış…
Ama o kadar…
Velhasıl kelam 7 Haziran’dan bu yana geçen süre içinde seçmenin oy tercihlerini ciddi anlamda değiştirecek bir gelişme olmadığı için muhtemel bir erken seçimde sandıktan aşağı yukarı aynı sonuçlar çıkma ihtimali yüksek.
Hadi en iyi ihtimalle AK Parti oylarında üç puanlık bir artışı yakalasın. Üç puanlık bir artış AK Parti’nin tek başına hükümet kurmasına yetmez!
Hal bu iken erken seçim kararının AK Parti için büyük bir risk olduğunu söyleyebiliriz.
AK Parti için daha vahim olabilir
13 yıldır iktidarda olan, girdiği her seçimden oylarını artırarak çıkan AK Parti’nin seçmeni götürdüğü ‘tekrar seçimden’ tek başına iktidar kuramaya yetmeyecek 3 puanlık bir artışla çıkmasının partiye bir faydasının olmayacağı gibi…
Ki bunun garantisi yok… Erken seçim kararı alındıktan sonra devam eden terör olaylarına bir de ekonomik dalgalanmalar eklenirse durum AK Parti için daha da vahim olabilir.
Elbette riskleri büyük olsa da bu tercihtir.
Ve AK Parti ‘erken seçim’, ‘koalisyon’ yapmaktan daha evla bizim için diyerek vatandaşı sandığa götürebilir.
Kaos varsa vatandaş faturayı iktidar partisine keser
AK Parti böylesi bir riski göze alabilir mi?
Hemen her gün bir şehit haberi geliyorsa…
Ülkenin dört bir yanında tedirginlik hakimse…
Ülkenin emniyet birimleri terörün bir numaralı hedefi olmuşsa...
Vatandaş sokağa çıkmaya korkuyorsa, toplu taşıma araçlarını kullanamıyorsa…
Devlet terör örgütünün hedeflerini vurdukça, terör örgütü ülkenin batısından baş gösterebiliyorsa…
O ülkede kaos var demektir…
Kaos olan bir ülkede vatandaş o kaosun, çatışmanın faturasını iktidar partisine keser.
Faturayı muhalefet partisine kesmez.
Hele hele bir de…
O muhalefet partisi her şeye rağmen “Bizim ilkelerimiz var ama önceliğimiz ülkemizin çıkarları… Tamam AK Parti’yi sevmiyoruz, tasvip etmiyoruz ancak şimdilik herşeyi bir kenara bırakıyoruz. Çünkü siz bize koalisyondan başka seçenek bırakmadınız’ mealindeki açıkmalarıyla seçmenine ve topluma kendisini anlatmaya çalışıyorsa…
AK Parti daha makul ve inandırıcı bir gerekçe bulmadan erken seçime gitmeyi göze almalı mı?
Bence almamalı…
Bu kadar büyük riskin faturası çok ağır olur çünkü…