Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Beştepe’de yaptığı hesap, İstanbul’da seçim sahasına uymadı. Şöyle anlatayım…
Erdoğan İBB adayını ve seçim kazanma stratejisini muhalefet partilerine bakarak belirledi. Hesap çok basitti…
Millet İttifakı bileşenlerinin dağıldığı, her birinin kendi logosuyla ve adayıyla seçime girdiği, bir de DEM Partisinin de ayrıca aday çıkardığı bir konjonktürde Cumhur İttifakı tek adayın etrafında birleştiğinde Erdoğan çok istediği İstanbul’u yeniden kazanmış olacaktı.
Erdoğan böylesi bir tabloda hem Yeniden Refah Partisi ile ittifak yapmaya hem de güçlü bir aday profiline ihtiyaç duymadı.
Kağıt üzerinde yaptığı matematik hesabı böyle olunca, dağılmış muhalefet partilerinin olduğu tabloda aradan sıyrılıp kazanma ihtimalini güçlü görünce Ekrem İmamoğlu’nun karşısına siyasetin içinden gelen, siyasi kariyeri olan güçlü bir ismi değil, teknokrat kökenli Murat Kurum’u çıkarmayı tercih etti.
Ama atalarımız haklı, evdeki hesabın çoğunlukla çarşıya uymama gibi bir sevimsiz bir gerçeği var.
Sandıkların kurulmasına sayılı günler kala Cumhur İttifakı tarafında ortaya çıkan tablo Erdoğan’ın hesabının sahaya uymadığını, işlerin yolunda gitmediğini gösteriyor.
İşler yolunda gitse Erdoğan tam kadro bütün bakanlarını neden seçim çalışması yapsınlar diye İstanbul’da görevlendirsin?
***
Bakanların ve vekillerin devreye gireceğini, İstanbul için tam saha pres çalışacaklarının haberini iktidar medyası duyurmuştu. Bakanların neden işini gücünü bırakıp Murat Kurum için çalışacaklarının detaylarını buyurun mesela Türkiye gazetesinden birlikte okuyalım:
“Seçim yarışının başa baş gittiği İstanbul’da kararsız seçmen oranı yüzde 15’in üzerinde. AK Partide Murat Kurum ile Ekrem İmamoğlu arasındaki yarışın hala başa başa gittiği tespiti yapılıyor. AK Parti İmamoğlu’ndan çok ekonomik tabloyu rakip görüyor. Bakanlar ve vekiller Murat Kurum’a desteği artırmak için sahada görev alacak.
AK Parti’de sahada karşılaşılan sıkıntılar, noksanlıklar veya aksaklıklar için yeni adımların atılması gündeme gelirken, özellikle Murat Kurum’un ivmesinin yükselmesi için bir anlamda “Tam saha pres” taktiğine geçilecek. Bu kapsamda bütün bakanların sırayla İstanbul’daki kampanyada görevlendirileceği, milletvekillerinin de kendi hemşehri grupları ile bir araya gelmeye başladığı belirtildi.” (8 Mart 2024)
Ve bakanlar işlerini güçlerini bıraktılar, her biri kendi bakanlıklarının yani kamunun imkanlarıyla Murat Kurum için etkinlikler düzenliyorlar, Murat Kurum’a oy istiyorlar.
***
Mesela Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak gençlerden Murat Kurum’a oy istiyor, “Murat Kurum kazandığında İstanbul’un bisiklet şehri olacak” vaadi veriyor, “İstanbul Muradına erecek” sloganları atıyor. (Ben bu tuhaf sloganı pek anlamlandıramadığımı ifade etmeliyim)
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya sahada…
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek sahada, finans çevrelerine Murat Kurum’un kazanması halinde şirketlerin nasıl kazanacağını, metro hizmetlerinin nasıl ivedilikle bitirileceğini, İstanbul’un dijital çağı yakalamasının Murat Kurum’la mümkün olacağını anlatıyor.
Enerji Bakanı Alparslan Bayraktar sahada, sanki genel seçimlerdeymişiz gibi AK Parti iktidarı öncesinde Türkiye’de kaç şehirde doğal gaz kullanılırken, AK Parti iktidarıyla birlikte kaç şehirde doğal gaz kullanılmaya başladığını anlatıyor ve doğalgazdan sözü Türkiyenin ilerlemesine, gelişmesine engel olmak isteyenlerle nasıl mücadele ettiklerine getirip Murat Kurum’a “Murat Kurum, sizlerin desteğiyle kazanacak, İstanbul’a kaybedilen 5 yılı geri kazandıracak” diyerek bağlıyor.
Murat Kurum kazanırsa İstanbul’un doğal gaz sorunlarının şipşak çözüleceğini falan anlatıyor.
İşlerini güçlerini bıraktılar İstanbul’da Murat Kurum kampanyası yapıyorlar…
Cumhurbaşkanı Erdoğan seçim meydanlarında, ülkenin dört bir yanından bütün televizyonların canlı olarak yayınladığı miting konuşmalarında İstanbullu seçmene sesleniyor, İstanbul propagandası yapıyor, Ekrem İmamoğlu’nu hedef alıyor.
Haftanın iki günü zaten bizzat İstanbul’da ilçeleri dolaşıyor.
Bütün tuşlara basmaya başladı yine. Yine bu seçimde de mevzuyu duygusala bağladı ve “bu son seçimim” açıklaması yaptı, “Benim için bu bir final. Yasanın verdiği yetkiyle bu seçim son seçimim ama buradan çıkacak netice benden sonra gelecek kardeşlerim için bir emanetin devri olacak”dedi.
İyi güzel tamam ama bu yerel seçim. Erdoğan da hiçbir ilin belediye başkan adayı değil. Seçimde yarışmıyor, oylanmayacak.
Peki ama neden “benim son seçimim” açıklaması yaparak seçmenden oy istiyor?
Genel seçim olsa tamam ama bu genel seçim de değil. Bütün tuşlara basmaya devam edecek. Seçim günü yaklaştıkça bunun dozunu daha da artıracak öyle görünüyor.
***
Tam saha çalışan sadece AK Partili bakanlar, milletvekilleri değil elbette. MHP tam kadro sahada. İktidar medyası tam saha pres çalışıyor. İktidara yakın sanatçılar devrede.
Devletin bütün imkanları Murat Kurum kazansın diye seferber edildi. Devletin bütün muslukları açıldı.
Bunlarda yetmedi mübarek Ramazan ayı, kutsal ay dinlemeden montaj videolara, karalama, iftira kampanyalarına başladılar.
İnsan yazarken yoruluyor… Bütün bunlara rağmen kamuoyu anketleri henüz Murat Kurum’un henüz Ekrem İmamoğlu’nu geçtiğini göstermiyor.
Anketler Ekrem İmamoğlu Murat Kurum’un en az üç dört puan önünde olduğunu gösteriyor.
Şimdi böylesi bir tabloda Ekrem İmamoğlu kimi yenmiş olacak? Murat Kurum’u mu, bütün AK Partiyi mi, Beştepe’yi mi? Cumhur İttifakını mı?
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin bütün kabinesi mi?
Ekrem İmamoğlu seçimleri kazanırsa nasıl bir analiz yapılacak? Peki bütün devlet imkanlarının seferber edildiği, iktidar bakanlarının kamu kaynaklarıyla el verdiği, milletvekilerinin tam saha pres çalıştığı seçimde, diyelim ki sandıktan Murat Kurum çıktı… Seçimi Murat Kurum mu kazanmış olacak?