Açıksözlü. Ne olursa olsun ‘O’ doğru bildiğini söylemekten asla kaçınmayan bir lider. Bedeli ne olursa olsun gördüğü haksızlıklara itiraz eden, çivisi çıkmış dünyanın adaletsizliğine meydan okuyabilen bir lider.
Kim derdi ki, bir gün gelecek İsrail zulmüne ‘One minute’ diyecek, yani ‘katile’ ‘katilsin’ diyebilecek bir kahraman çıkacak? Kimse tahayyül bile edemezdi. Ama o tahminlerin ötesinde bir cesaretle çıktı ve ‘bir dakika’ dedi. ‘One minute’ deyip ellerini kaldırdığı ‘o anı’ şaşkınlık, hayret ve gururla izleyen, yıllardır kendisini en yakından tanıyan eşi miydi sadece...
‘O an’ bir kez daha çocuklarının ‘kahramanı’ olurken, bütün mazlum ülkelerin, kanı yerde kalmış, hesapları sorulamamış masum insanların da ‘kahraman’ı oluyordu.
Dünya siyasi literatürüne ‘One minute’ kalıbı olarak yerleşen o meşhur ‘kafa tutma, meydan okuma’ hadisesinden bu yana Erdoğan onları rahatsız ediyor.
O gün bugündür uluslararası aktörler, onların medya ve sivil toplum kuruluşları Erdoğan’ı itibarsızlaştırmaya, saygınlığını bitirmeye yönelik bir linç kampanyası yürütüyor.
Erdoğan ‘One minute’ çıkışını daha da ileriye götürdü ve bu kez 2013 yılında ‘Dünya beşten büyüktür’ meydanını okudu. O gün bugündür bulunduğu her platformda, katıldığı Birleşmiş Milletler toplantılarında ‘Dünya beşten büyüktür” cümlesini tekrarlayıp Birleşmiş Milletler’in adaletine güvenmediğini söylüyor ve BMGK’nın yapısının yeniden reforme edilmesi gerektiğini dillendiriyor.
***
Yani. Yani...
***
Erdoğan rahatları bozan, huzurları kaçıran bir lider.
***
Aksini söyleyemezsiniz...
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BM Genel Kurulu kürsüsünde dünya liderlerine yaptığı, bütün dünyanın canlı canlı dinlediği o konuşma var ya, salonda bulunan liderleri acayip rahatsız etmiştir, mutsuz etmiştir, huzurlarını kaçırmıştır, yüzlerini buruşturmalarına sebebiyet vermiştir.
***
Kesinlikle...
***
Ne yani... Erdoğan, eyy Çin, eyy Rusya, eyy ABD, eyy Fransa, eyy Birleşik Krallık... Bu kurduğunuz düzen düzen değil, beş sandalyeli masanız, masa değil! Böyle adalet olmaz, bu düzeniniz değişmeli, büyük olan siz değilsiniz, büyük olan dünya sonuçta ‘Dünya beşten büyüktür’ deyince...
Yüzlerine tatlı bir tebessüm mü yayılmıştır?
***
Ne yani... Birleşmiş Milletler Konseyi’nin yeniden reforme edilmesi gerektiğini söylediğinde...
BMGK üyesi ülkelerin liderleri ‘ne şahane fikir, biz niye bunu düşünemedik’ diye Erdoğan’ı tebrik falan mı etmişlerdir?
***
Ne yani... Her gittiği Birleşmiş Milletler toplantısında yüzlerine ‘sizin adalet anlayışınıza güvenmiyorum’ dediğinde...
Bundan keyif aldıklarını mı sanıyorsunuz?
Yoksa sağıra yatıp içlerinden “Erdoğan’dan ne zaman kurtuluruz”un hesap kitaplarını mı yapıyorlardır?
Bence acayip rahatsızlar. Bence acayip huzurları kaçıyor.
Erdoğan ‘adaletiniz bu mu ey BM’ dediğinde, ‘demokrasi sadece kendiniz için mi ey Avrupa’ dediğinde, ‘senin terörün benim terörüm olmaz’ dediğinde, ‘sizin demokrasi anlayışınızda var bir sakatlık’ dediğinde, ‘mazlum halklar’ dediğinde rahatsız olmuyorlar mı?
Ne yani... Bütün bunları duymaktan mutlu falan mı oluyorlar?
Hadi canım siz de...
‘Bu adamdan kurtuluşumuz yok, yine aynı şeyi söylüyor’, ‘bıkmıyor arkadaş, peşimizi bırakmıyor’ türünde homur homur homurlanmıyorlar mı yani?
Üstelik Erdoğan’ın ‘dünya beşten büyüktür’ meydan okuması yeni değil, bu sözü ilk kez söylemiyor, yıllardır her uluslararası platformda söylüyor, tekrarlıyor. Ve kuru bir meydan okuma da yapmıyor, sadece eleştirmiyor, BM Güvenlik Konseyi’ne daha adil ve güvenli modeller öneriyor.
Ne yani...
Dünya liderleri Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ağzından bal damlıyor, bir gelse de konuşsa bizler de dinlesek mi diyorlar?
Erdoğan önceki gün yine BM Kurulu’nda konuştu, huzurlarını kaçıracak sözler etti...
“Mülteciler konusunda, insani değerler sınavında sınıfta kaldınız” dedi.
“Suriye halkı katil ve terörist bir iktidarın pençesinde tükeniyor, gözlerinizi kapatmayın” dedi.
“Terör terördür, yüzbinlerce insan, kadın, çocuk ve genç öldürülüyor. İyi terör örgütü, kötü terör örgütü olmaz. IŞİD neyse El Nusra odur, YPG neyse PKK odur. Ayırt etmeyin terör örgütlerini” dedi.
“FETÖ’ye karşı önleminizi alın, yarın sizler ve ülkeniz için çok geç olabilir” uyarısı yaptı.
Şimdi... Hadi söyleyin...
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyanın kurulu düzenine biraz çomak sokan, onları ‘rahatsız eden, huzurlarını kaçıran’ bir lider değil mi?
Bunları yüzlerine yüzlerine söylüyor da ne oluyor demeyin...
Her şey önce söylemekle, söylebilmekle başlar...