Öldü netekim Kenan Evren.
98 yaşında. Öğle saatlerinde. Yaşlılığa bağlı çoklu organ yetmezliği nedeniyle durumu ciddileşti… Yoğun bakım ünitesine alındı. Solunum cihazına bağlandı… Ancak kurtarılamadı.
Sebebi olduğu ölümlere, Azrail’i olduğu canlara, kararttığı hayatlara inat, böyle düştü kayıtlara Evren Paşa’nın ölüm sebebi…
“Yaşlılığa bağlı çoklu organ yetmezliği…”
171 kişi cezaevinde gördükleri işkencelere dayanamadığı için can verdi…
49 kişiyi idam ettirdi…
43 kişinin intihar ettiğini rapor ettirdi.
73 kişinin ölümüne ‘doğal ölüm’ denildi. Nasıl bir doğal ölüm ise!
Yaptırdığı zulmü açlık greviyle protesto eden mahkumlardan 14 kişi açlık grevinde hayatını kaybetti…
Yaptığı zulmün bilançosu bu değil elbette.
650 bin kişiyi gözaltına aldırdı. 1 milyon 683 bin kişiyi fişletti.
230 bin kişiyi sıkıyönetim mahkemelerinde yargılattı.
Bu arada kimse yurtdışına kaçamasın diye, Avrupa ülkelerini arayarak vize uygulaması istedi.
14 bin kişiyi vatandaşlıktan çıkarttı.
266 din görevlisi, 120 öğretim üyesi, 47 hakim ve savcı, 3.824 öğretmen hakkında işlem yaptırdı…
Yaptığı zulme doymadı… Öyle ki kimse başını kaldıramasın diye 80-85 yılları arasında da zulme devam etti.
Evren Paşa’nın yaptıkları yazmakla tükenir, anlatmakla biter mi?
Bitmez netekim.
Yaptığı zulümlerle dünyadan ahirete yol yapmış, Firavuna, Nemrud’a, Hitlere ‘sizden zalim ben varım’ demiş bir zalimden bahsediyoruz.
‘Bugün olsa yine aynısını yapardım. Asla pişman değilim’ diye diye öldü…
İşlediği cürümlerin hesabını ödemeden çekti gitti.
Dünyanın en korkunç cezaevleri arasına giren Diyarbakır Cezaevi. O cezaevinde işkence görenlerin çoğu da hayatta…
Dahası işkenceden ölenlerin, aklını yitirenlerin, işkenceden kaçarak kendini öldürenlerin aileleri hayatta…
Hal böyleyken…
‘Bağzı aydın’ ve ‘bağzı entelektüeller’in köşelerinden, bağzı siyasetçilerin seçim meydanlarından ‘ama öldü şekerim, bilorsunuz ölenin arkasından konuşmak bizim geleneklerimizde yok canım’ (Elbette onlar gayet ciddi bir şekilde yazıyorlar, açıklıyorlar. Ancak bu tür söylemlerin yarattığı hissiyatından tam da böyle olduğunu söylemeliyim) türünde yazılı ya da sözlü açıklamalar döktürenlerin bir kısmını elbette anlayabilirim…
Ama mesela Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ı, mesela bazı AK Partili ve özellikle dindar olduğunu bilinen ki bir zalime rahmet dilemenin Gayretullah’ı inciteceğini bilen siyasetçilerin bu tür açıkmalarını asla anlayamam. Anlamak da istemem!
Ama siyaset falan demesinler. Böyle siyaset olmaz, bunun adı ya şuursuzluktur ya da cahillik.
Bu kadar zulmü yapmış bir zalim öldüğü zaman yaptığı zulümler zamanaşımına mı uğruyor?
Allah’tan korkun!
Hitlerin arkasından da konuşulmasın o zaman!
Esed ölünce de rahmet dileyecek misiniz? Öldü artık konuşmayalım mı diyeceksiniz?
Sisi de ölünceye kadar katletsin, öldürsün, boynuna kadar battığı mazlumların kanı nasıl olsa ölünce zamanaşımına uğrayacak öyle mi?
Allah aşkına ne dediğinizden haberiniz var mı sizin?
‘Allah taksiratını affetsin’ dediğiniz, arkasından konuşulmasını doğru bulmadığınız ‘ölü’nün yaptığı darbe 28 Şubat darbesinin önü açtı. Aynı zamanda sizin eşlerinizin, kızlarınızın döktüğü gözyaşlarının sorumlusudur o ‘ölü’.
Gelenekmiş. Ahlaki değilmiş!
Böyle gelenek olmaz!
Diyelim ki böyle bir geleneğimiz var, atalarımız da ‘ölülerinizin arkasından konuşmayınız’ buyurmuş.
Ama bu ölü o ölü değil.
Biz onu zalim biliriz. Eli kanlı biliriz. Diktatör biliriz.
İyi bilmeyiz vesselam.
Gelelim bardağın dolu kısmına.
Hesabını hepten vermeden de gitmedi aslında…
Ama hastane odasında ama yatağında… ‘Yargılanmam, intihar ederim’ tehditlerine rağmen paşa paşa yargı önüne çıkartıldı. Paşa paşa yargılanmaya başlanmıştı.
En azından son nefesini verirken ‘rütbeleri sökülmüş, orgenerallikten erliğe düşürülmüş, itibarsız’ birisi olduğunu biliyordu.
Evet, pişman olmadı yaptıklarından.
Ama Firavun’dan bugüne bakın zalimliğin tarihine…
Hangi zalim pişman olmuş, nedamet getirmiş ki…
O pişman olmadı.
Bugün Yeni Türkiye’ye yakışan ise Kenan Evren’i layıkı olduğu şekilde gömmektir…
Devlet töreni yapılmadan… Hayırla yadeden taziyeler yapılmadan…
Beni Cevdet Yılmaz da diğerlerinin yaptığı açıklamalar da ilgilendirmiyor…
Ben de toplum gibi Erdoğan’a bakıyorum.
Erdoğan kendisine yakışanı yapacaktır ve ne olursa olsun bir zalimin cenazesinde saf tutmayacaktır.