Bunlar bu ülkenin akıllanmaz, laftan anlamaz dinazorları.
Bunlara laf anlatmak deveyi hendekten atlatmaktan daha zordur.
Bunlar eski Türkiye’nin toplum mühendisleri…
Bunlar eski Türkiye’nin fitne fücurları…
Bunlar bu ülkenin insanlarının mutsuzluğundan kendilerine mutluluk devşirenler..
Bunlar bu ülkenin yüzsüzleri, utanmazları…
Bunlar bu ülkenin felaket tamtamcıları…
Bunlardan birisinin dün yine kalemi fitne mürekkebine batmış.
Birisi derken, siz onu çok iyi tanıyorsunuz.
Siz onu darbe zamanı darbeleri savunmasından…
Darbeler geçtikten sonra getirdiği nedamet kitaplarından tanıyorsunuz.
O diyor ki:
"Tayyip Erdoğan sadece Türkiye siyasetine değil, AKP’ye de yüktür.
Erdoğan, Türkiye’de demokrasi, barış ve hukuku boşlayarak siyasetin sırtında nasıl büyük bir yük olmuşsa, aynı nedenlerle AKP’nin sırtında da bir yük hâline gelmiştir.
Şimdi normalleşme zamanıdır.’
Ben de diyorum ki:
Hadi oradan!
Evet. Aynen böyle diyorum.
Tayyip Erdoğan ne Türkiye siyaseti için ne AK Partili siyasetçiler ne de AK Partili milyonlarca insan için bir yüktür.
Sen ve senin gibiler hazmetmekte zorluk çekseler de bal gibi biliyorsunuz ki Tayyip Erdoğan da Ahmet Davutoğlu da Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulduğu tarihten bu yana gelmiş geçmiş en iyi siyasetçilerdendir, liderlerdendir.
Tayyip Erdoğan’ın hikayesi, milyonlarca ötekileştirilmiş, ezilmiş, hakları gasp edilmiş Kürtlerin, dindarların, mazlumların velhasıl bizlerin hikayesidir.
Pardon ama neye, niçin, hangi sebeple sevindiğinizi, sevinç çığlıkları attığınızı anlamakta güçlük çekiyorum.
Topyekun medyanızla yaptığınız karalama muhalefetinizle, alayı vala ile yaptığınız PR başarıya ulaştı da CHP sandıktan tek başına iktidar olarak mı çıktı?
Özel sektörün cebinden vadedilen asgari ücretler, emekliye vadedilen ikramiyeler, noter tasdikli seçim beyannameleri CHP’nizin oylarına tavan yaptırdı da bizim mi haberimiz yok?
Neye seviniyorsunuz?
Bütün sevinciniz CHP’nin oylarının daha fazla düşmeyip de mevcudu korunmuş olmasına mı?
AK Partiyi sandığa mı gömdünüz?
13 yıldır AK Parti sizlerde ne ideoloji bıraktı ne ilke bıraktı…
Bir o yana savruluyorsunuz bir bu yana…
AK Parti iktidardan gitti de MHP mi iktidar oldu?
Bu sevindirik hallerinizin sebebini bize de söyleseniz de en azından sevincinizin ne olduğunu anlayabilsek.
Pardon ama…
‘Seni Başkan yaptırmayacağız’ın sandıktaki karşılığı ne oldu?
'Erdoğan’ı Başkan yaptırmayacak Selahattin Demirtaş Eş Başkanlığındaki' HDP ülkeye iktidar mı oldu?
Bu kadar mı?
Bu mudur?
Çılgınca seviniyorsunuz ağlanacak hallerinize.
Miyoplu gözlerinizle pek net okuyamadığınız 7 Haziran genel seçim sandık sonuçları bakın şöyle…
13 yıllık iktidarda olan AK Parti yüzde 40’ın üzerinde bir oy aldı ve sandıktan yine birinci parti olarak çıktı.
Peş peşe girdiği seçimlerden açık ara farkla birinci olan, Türk siyasal tarihininde rekor kırmış bir siyasi yapı AK Parti...
Bir garabet varsa o da girdiği her seçimde mağlup olan, noter tasdikli onca para pul vaadine rağmen oy kaybına uğrayan CHP liderinin 7 Haziran gecesi zafer kazanmış komutan edası ile yaptığı konuşmadır.
Bir garabet varsa o da Selahattin Demirtaş’ın ‘Başkan yaptırmayacağım’ vaadine Türkiye genelinde gelen sesin karşılığının sadece yüzde 12 olmasına rağmen 7 Haziran gecesi mutlulukla yaptığı konuşmadır.
Oysa ki ‘Erdoğan’ı Başkan yaptırmayacağım’ söylemi propaganda olarak siyaseten güçlü bir argümandı.
Ama gördük ki toplumda o kadar da karşılığı yokmuş!
Elbette HDP’nin barajı geçmesi, Türkiye’nin bir garabeti olan barajını yıkarak meclise 80 milletvekilini götürecek olması bir başarıdır.
Ben ‘emanet oylara’ da takılmıyorum. Sonuçta her partinin aldığı oylar emanettir. Vatandaş elindeki oyla geçici bir süreyle ruhsat verir siyasilere.
Memnun kalırsa geçici ruhsatı yeniler, değilse ruhsatını yenilemez.
Bu kadar basit.
Siyasetçiler de partiler de vatandaşın babasının partisi değil, duygusallık işlemez.
Sandıkta ödüllendirdiği gibi şikayeti, maruzatı varsa, isterse biraz kulağını çekmek ister, ders vermek ister.
Evet, 7 Haziran seçimlerinde sandıktan AK Parti için böyle bir sonuç çıktı.
AK Parti ve Erdoğan’a birşeyler söylüyor sandık sonuçları.
Şimdi sıra AK Parti ve Erdoğan’da…
Vakit AK Parti için de Erdoğan içinde duygusallık, gereksiz alınganlık vakti değil.
AK Parti ve Erdoğan için ciddi bir muhasebe zamanıdır.
2014 30 Mart yerel seçimlerinde kendisini destekleyen halk, Türkiye için yaptığı hizmetleri ödüllendiren ve bir şükran göstergesi olarak 10 Ağustos’ta yüzde 52 ile Cumhurbaşkanlığına uğurlayan halk…
Ne diyor, ne istiyor, ne anlatmaya çalışıyor…
AK Parti ve Erdoğan kulak vermek zorunda. Ciddi ciddi muhasebe yapmak zorunda.
Kürt halkı, çözüm sürecinin mimarı Erdoğan’a niye küstü?
Batıdaki halkın küskünlüğünün sebebi nedir?
Bu sorular çoğaltılabilir.
Bu soruların yanıtlarını sahada bizler işittiysek, Erdoğan da Davutoğlu da işitmiş olmalı.
İşitmediyseler, neden işitemedikleri üzerinde yoğunlaşmalılar.
Daha vahim bir şey olduysa eğer, işittikleri halde duymazlıktan geldiyseler…
Ben bu ihtimali düşünmek bile istemiyorum.
Devam edeceğiz.