Bakan Zeybekci: Cumhurbaşkanımızın faiz-enflasyon tezi bilimsel

Elif Çakır

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ’ın bakanlar kurulu sonrasında adeta “panik yok, hükümette biz varız” anlamına gelen “AK Parti hükümetleri yüksek faiz ve yüksek enflasyon ile mücadelede başarılı olmuş hükümetlerdir” açıklamasının üzerinden daha 24 saat geçmeden, ekonomistlerin değerlendirmelerine göre dolar kuru dün resmen tüm zamanların rekorunu kırarak 3.97’i gördü.

Merkez Bankası’nın yaptığı müdahale ile şimdilik 3.95 seviyelerine gerilemiş durumda.

Ancak öyle görünüyor ki döviz önümüzdeki günlerde ‘tüm zamanların rekorlarını’ kıra kıra yükselişe devam edecek.

Dün Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci’yi aradım. Kendisine, 3 yıldır ısrarla, Türkiye’de enflasyonu doğuran ana sebebin ‘yüksek faizler’ olduğunu savunan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir çözüm önerisi olarak sunduğu “faiz-enflasyon” tezi hakkında ne düşündüğünü sordum. Aramızda şöyle bir konuşma geçti:

“Sayın Bakanım ben ekonomist değilim ancak meseleyi de anlamaya çalışıyorum. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a göre, Türkiye’de enflasyonu doğuran ana sebep ‘yüksek faiz’ oranları. Yani enflasyon faizle doğru orantılı. Yani faiz oranları düşerse enflasyonda düşecek. Bu bağlamda da Merkez Bankası’na ‘sen bağımsız olabilirsin ama halka hesabı da ben veriyorum’ diyerek ‘faizleri düşür’ baskısı yapıyor. Merkez Bankası’ndan Erdoğan’ın bu çözüm önerisi için ‘evet’ ya da ‘hayır’ anlamında bugüne kadar bir ses çıkmadı. Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ortaya koyduğu ve uygulanmasını istediği ‘faiz-enflasyon’ tezi iktisat biliminin ortaya koyduğu verilerle çelişiyor.

Ya Cumhurbaşkanı Erdoğan bu tezi ile iktisat uzmanlarını ters köşe yapacak, dahası iktisat tarihçilerinin yüzlerce yıldır ortaya koydukları bütün somut verileri çöpe attıracak ya da başka bir şey olacak! Siz ne düşünüyorsunuz?”

***

Nihat Zeybekci “Cumhurbaşkanımız, ortaya koyduğu faiz düşerse enflasyon da düşer tezinde haklıdır” dedi ve şöyle devam etti:

“İktisatçılar, bilim insanları, temel ekonomi eğitimi almış uzmanların çoğu reel hayatta uygulanmak üzere teoriler ortaya koyan insanlardır. Bir fırın örneğinden yola çıkacak olursak, onlar ekmeği tarif ederler. Cumhurbaşkanımız Erdoğan ve Nihat Zeybekci yani bizler ise aynı zamanda ekmeği yapan, fırında pişiren kişileriz. Yani teoriyi pratikle birleştirenleriz.

Cumhurbaşkanımız ortaya koyduğu ‘faiz sebeptir, enflasyon neticedir’ tezi ile iktisatçılarla çelişmiyor. Bilakis Cumhurbaşkanımız tam da bu çözüm önerisi ile teoriyle pratiği birleştiren bir tez koymuş oluyor.

Açıklayayım... Enflasyonla mücadele ederken ekonomiyi kısırlaştırmamak lazım. Yani piyasalardan parayı azaltarak, piyasanın talebini azaltacak yöntemlerle enflasyonla mücadele doğru bir yöntem değildir. Enflasyonla mücadelede yüksek faiz uygulayarak likiditeyi daraltmak yanlış bir yöntemdir. Çünkü enflasyonla mücadelede piyasalar daraltılmaz. Piyasaları daraltmak tenbel işidir. Tam tersine finansmanı ucuz, bol ve kolay ulaşılabilir hale getirerek, yatırım yapılabilir, üretim yapılabilir ve stok yapılabilir bir hale getirmek gerekiyor. Dolayısıyla bu arzı artırma yöntemidir. Enflasyonla gerçek mücadele yöntemi de budur. Bu da düşük faiz ortamında gerçekleşir. Tüketimi daraltmak yerine üretimi artırmak lazım. Sonuçta faizin para maliyeti olduğu bir ortamda insanlar yatırıma yönelir mi? Yatırım olmazsa üretim de olmaz.

***

Sordum. “Peki, Merkez Bankası bunu bilmiyor mu? Madem ki çözüm bu. Neden uygulamıyor? Siyasi irade ile neden ters düşüyor?”

Nihat Zeybekci’nin cevabı şu oldu: “Bizim Merkez Bankası ile ters düştüğümüz falan yok. Merkez Bankası ile aynı düşünüyoruz. Biz tüketme, harcama, üretme paranı faizde tut diyenlere ve faiz oranlarını düşürmeyenlere söylüyoruz bunu.”

OYSA FED ENFLASYONU YÜKSELTMEK İÇİN FAİZ ORANLARINI DÜŞÜRMÜŞTÜ!

Bütün kötülüklerin anası enflasyonun oranın yüksek olması zararlı olduğu gibi hiç olmaması da iyi bir şey değil. Yani düşük oranlı enflasyonda iyi değil. Bizim yüksek enflasyonu ile başımız belada. Japonya ve ABD’nin de başı düşük enflasyonundan dolayı başları belada.

Amerikan Merkez Bankası 2008 yılında yaşadığı ekonomik kriz sonrası enflasyonu yükseltmek için faizleri düşürmeye çalışmış. Bizde de hükümet Merkez Bankası’ndan enflasyon düşürmek için faiz oranlarını düşürmesini istiyor? Galiba şöyle bir durum var: Enflasyonun yüksek olduğu ülkelerde faizi düşürürsen enflasyon da düşmüş oluyor. Enflasyonun normalin altında düşük olduğu ülkelerde ise enflasyonu yükseltmek için faizleri düşürmek gerekiyor!

Peki, bu tuhaf bir çelişki değil mi diye Nihat Zeybekci’ye sordum. Şöyle dedi:

“Evet çelişkili bir durum gibi duruyor ancak bir çelişki yok. Amerika’da o dönem deflasyon yaşandı. Amerikan Merkez Bankası 2008 2009 yılında ülke ekonomik krize girdiğinde, piyasayı paraya boğdu. 2008 yılında 906 milyar dolar olan FED’in bilanço büyüklüğü 2017 yılında 4 trilyon 470 milyar dolara çıktı. Piyasalarda resmen talep artsın diye tüketicinin eline para verilerek ‘tüket’ denildi. Tüketsin ki, talep oluşsun. Üretim oluşsun. Evet, orada enflasyonu artırmak için faizleri düşürdü Merkez Bankası. Ancak bu bir çelişki değildir.”

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, FED’in enflasyonu yükseltmek amacıyla faiz oranlarını düşürmesiyle, enflasyon oranlarını düşürmek için faiz oranlarının düşürülmesi arasında bir çelişki olmadığını söylüyor. Tamam. Ancak ben yine de arada nasıl çelişki olmadığını ve bunun nasıl olabileceğini anlayamadım! Bir nevi keramet sanırım!

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (41)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.