Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Konya’da ‘gri liste’ kapsamında gerçekleştirilen operasyonu sosyal medya hesabından Adalet Bakanı ve İçişleri Bakanı’na teşekkür açıklamasıyla duyurmuştu.
Türkiye’nin Gri Liste’den çıkması için yürütülen mücadeledeki en önemli makamlardan biri adalet bakanlığıdır. Dün Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’u aradım. “Ben çok kısa bir zamanda bu ayıplı listeden çıkacağımıza inanıyorum, çok önemli düzenlemeler yaptık, kararlıyız” diyen Bakan Tunç Mali Eylem Gücü (FATF)’ne üye ülkemizin, FATF tarafından kara para aklama ve terörün finansmanıyla mücadele önemlerinde yetersiz olduğumuz gerekçesiyle gri listeye alındığımızı, yeterli hale gelmek için kararlı bir şekilde mücadele yaptıklarını anlattı.
Bunun üzerine Bakan Tunç’a “Türkiye’nin Gri Liste’den çıkmasını sağlamada en büyük sorumluluk sizin üzerinizde, kara para aklama ve terörizmin finansmanı suçlarıyla mücadele için, Adalet Bakanlığı hangi adımları atıyor, neler yapılıyor?” diye sordum.
Ve bu sorumun yanıtını yazılı bir şekilde istedim, gönderdiği yanıtı sizlerle paylaşıyorum:
“Türkiye olarak kara para aklama ve terörün finansmanının suçunun önlenmesi için gerekli yasal düzenlemeleri TBMM’de yasalaştırmıştık. Bu kapsamda Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanunda, suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama suçu, kitle imha silahlarının yayılmasının önlenmesi suçu, Dernekler Kanunu ve ilgili kanunlarda gerekli değişiklikleri yaparak yasal düzenleme eksiklerimizi giderdik.
FATF bize, yasal düzenlemeler konusundaki eksiklerimizi giderdiğimiz, etkin soruşturma ve müsadere konusunda ve veri paylaşımı konusunda eksiklerimizin olduğunu bildirmişti.”
Etkin soruşturma ve müsadere konusunda son aylarda önemli mesafeler alındığını söyleyen Bakan Tunç bu kapsamda yapılan operasyonlar hakkında şu bilgileri verdi:
“PKK ve FETÖ ile ilgili soruşturmalar ve kovuşturma kararlarının yanı sıra DAEŞ ve ELKAİDE terör örgütleri hakkında da mal varlıklarının dondurulması kararları uyguluyoruz. 2020 yılından bugüne kadar ülkemizde terörizmin finansmanı suçu kapsamında DAEŞ ve ELKAİDE örgütü ile bağlantılı 4.071 şüpheli hakkında soruşturma açıldı, 1.115 şüpheli hakkında kovuşturma aşamasına geçildi ve bu kovuşturmalar neticesinde de 213 sanık hakkında mahkûmiyet hükmünün açıklanmasının geri bırakılması kararları verilmiştir.
Yine PKK- KCK -YPG örgütü ile bağlantılı 4.457 şüpheli hakkına soruşturma açıldı, bunlardan 1.543’ü hakkında mahkûmiyet ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararları verilmiştir. FETÖ ile bağlantılı 7.285 şüpheli hakkında soruşturma açıldı, 3.751’iyle ilgili kovuşturma aşamasına geçildi, kovuşturmalar neticesinde 4.535 sanık hakkında mahkûmiyet kararları çıktı.”
Bakan Tunç’un yanıtı böyle. Sayılara bakınca insan bir taraftan da ürkmüyor değil, bu oranlar ülkemizdeki suç oranının yüksekliğini de gösteriyor.
Ama asıl önemli olan sanırım, önümüzdeki günlerde “gri liste” başlığıyla yapılan operasyonlar olacak.
FATF da ülkemizle ilgili değerlendirmesini “gri liste” kapsamında gerçekleştirilen operasyonlar üzerinden yapacak.
20 ay önce ülkemiz bu ayıplı listeye alındığında dönemin Maliye Bakanı da “Bundan sonraki süreçte, FATF ile ilgili tüm kurumlarla iş birliği içinde gerekli adımlar atılacaktır, ülkemizin hak etmediği bu listeden en kısa sürede çıkması sağlanacaktır” açıklaması yapmıştı.
Ama gerekli adımlar atılmadı, söylemde kalmış, eyleme geçilmemişti.
Şimdi aradaki fark bu. İktidar “rasyonel zemin”e geçmek için yavaş ve sınırlı da olsa önemsenmesi gereken adımlar atıyor.
Sonuç güzel olur inşallah…