Siyasal araştırmalar ve iletişim konusunda uzman olan Dr. İbrahim Uslu, AK Parti’nin bir süredir yeniden siyaset üretmeye başladığını, 2015 yılından bu yana yaptığı hataları izale etmek için önemli adımlar attığını ifade ediyor.
Sayın Uslu’ya göre AK Parti yaptığı sosyal yardımlarla düşük gelir gruplarını, kredilerle de orta sınıfı kendisine bağlamaya çalışıyor. Uslu’ya göre ucuz kredi kampanyasının ve akaryakıtta fiyat indirimine gidilmesinin hedef kitlesi ev-araba satın alabilecek yahut arabası olan orta sınıflar. Yani bu kararların hedefi ekonomik değil siyasi.
Uslu, orta sınıf nezdindeki dezavantajını gidermeye çalışan AK Parti’nin en önemli siyasi hamlesinin ise “böl-parçala-dağıt” mantığı ile muhalefet partilerine yönelik olduğunu söylüyor:
“Muhalefet içindeki çatlakları kaşıyarak muhalefet partilerinin bir araya gelmesini engellemeye çalışıyor.” (7 Haziran, Cumhuriyet)
***
Biliyorsunuz İbrahim Uslu bu tezini www.gazetepencere.com sitesindeki köşesinde de dile getiren bir yazı kaleme almıştı. Kendisini aradım ve sordum: “Bu durumda siz özetle aslında muhalefet partileri için her şey bitti mi diyorsunuz?”
Şunları söyledi:
“Muhalefetin yapacağı şeyler elbette var. Öncelikli olarak AK Parti’yle nasıl mücadele edeceklerini bilmeleri gerekiyor. Bu işin bir matematiği var. Sistem yüzde 50 artı 1’e dayalı. AK Parti tam da burada bir şey yapıyor. Kamuoyunda oluşturduğu ‘HDP eşittir teröre destek veren parti’ algısı üzerinden muhalefet partileri arasında derin çatlaklar oluşturmaya, var olan çatlakları büyütmeye çalışıyor. Şimdi biz geriye dönüp bir bakalım ve şu soruyu soralım: AK Parti için HDP ne zaman terörü destekleyen parti oldu? Cevap 2015 yılından sonra. 2015 yılına kadar AK Parti için HDP teröre destek veren bir parti değildi. HDP ile görüşüyordu, çözüm sürecini yürütüyordu. Bunu dünyaya da deklarede etti. AK Parti 2015 yılından sonra Kürt meselesinde politika değişikliğine gitti ve HDP ile oturduğu masadan kalktı. Masadan kalkarken de HDP’yi terörü destekleyen parti olarak kriminalize etti. Hendek çatışmaları sürecinde HDP de takındığı tavırla AK Parti’nin “teröre destek veren parti” algısına yardım etti.
Düşünün HDP 5 yıldır teröre destek veren parti konumunda. Ancak hukukun devreye girmesi için de herhangi bir adım atılmamış. Yani HDP’nin terörü destekleyen parti konumu hukuki bir süreç sonunda değil, siyasi bir süreç sonunda ortaya çıkmış. Bu Türk siyasetinin iki yüzlülüğüdür. Bir kere bunun adını koymamız lazım. AK Parti böyle bir kurgu yapıyor ve muhalefet partileri de kalkıp bunun tersini söyleyemiyor. Muhalefet partileri AK Partinin bu baskısının altında eziliyor, AK Partinin oluşturmaya çalıştığı çatlağı tamir etmeye teşebbüs dahi edemiyorlar. İşin matematiği var demiştim. Muhalefet partilerinin karşısında yüzde 50 oy bloğu var, bu durumda HDP olmadan kazanmak için gerekli orana nasıl ulaşacaksın? Soralım bu durumda iktidarla nasıl mücadele edeceksiniz? Bu sadece siyaset üretme meselesi, işin matematiği var, siz matematiksel oranı nasıl tamamlayacaksınız?
Bütün muhalefet partilerinin aynı ittifak içerisinde bulunması lazım ki iktidarın yüzde 50 bloğuna karşı yüzde 50 bloğu oluşsun. Bu çelişkiye cevap yok. HDP’yi ittifak dışına attığın zaman yüzde 50 blok eksiliyor. Şimdi bir de kurulan yeni partilerin de dahil olacağı üçüncü bir ittifaktan bahsediliyor. CHP solcu, HDP teröre destek veren parti. Peki bu durumda üçüncü ittifakın oy oranı ne olacak? Yüzde 15. Muhalefet partilerinin durumu bu. Bu kompozisyondan iktidar çıkar mı?”
Muhalefet partilerine ikinci bir eleştirisi olduğunu söyleyen Uslu’nun söyledikleri şöyle: “Ülke battı diyorlar, ekonomik kriz var diyorlar, daha doğmamış çocuğu ilgilendiren sorunlardan, yeni anayasadan, hükümet sisteminden bahsediyorlar. Kaldı ki Türkiye’nin entelektüel aydın kesiminin kahir ekseriyeti de muhalefet bloğunun içerisinde. Peki burada mesela toplumsal uzlaşmayı sağlayacak bir argüman, bir çalışma var mı? Muhalefet partileri toplumsal uzlaşmayı nasıl sağlayacaklar, demokrasi, adalet diyen kesimleri hangi üst değerlerde buluşturacaklar? Bütün bu soruların cevapları yok. Bunlara partiler kendileri de cevaplar üretebilirler muhakkak ki, ama eğer geniş bir mutabakata ihtiyaç varsa, o zaman bu soruların cevaplarının da geniş bir mutabakat ile verilmesi gerekir. Muhalefet partileri gerekli adımları henüz atabilmiş değil. Bu konuda bir fikir bile oluşmadı henüz. AK Parti öyle ya da böyle siyaset üretiyor. Kendini değiştiriyor, beğenirsiniz beğenmezsiniz kart üstüne kart açıyor. Asla bir araya gelmesi mümkün olmayan bir partiyle ittifak kurdu. Muhalefet partileri ise egosantrik davranıyor.”
Uslu “Şunu mu söylüyorsunuz? Bu Pazar seçim olsa seçimin kazananı AK Parti olur?” soruma şu yanıtı verdi: “Evet, bu Pazar seçim olsa kuvvetle muhtemel Erdoğan ilk turda seçimi kazanır. Benim güvendiğim şirketlerinin yaptığı araştırma sonuçları AK Parti’nin genel seçim ve salgın arasında kaybettiği oyları geri aldığını gösteriyor.”
Yani Uslu ‘AK Parti açısından asayiş berkemal’ mi diyor? Uslu’nun cevabı şöyle:
“Yok o kadar değil, o da tehditleri gördü, yerel seçimlerde ağır yara aldığının, MHP’ye bağımlı hale geldiğinin farkında. Bu tehditleri gördüğü için çaba sarf ediyor, toparlanmaya çalışıyor. Attıkları bu toparlanma adımları kalıcı olacak mı olmayacak mı onu hep birlikte göreceğiz. Muhalefetin AK Partinin bu hamlelerine karşılık verebilecek mi onu da göreceğiz.”
Uslu bu durumda Bekir Ağırdır’dan ayrışıyor. Sayın Ağırdır ‘AK Parti ne yaparsa yapsın kaybettiği oyları geri kazanamaz, çünkü bir güven sorunu oluştu’ diyor. Uslu ise toparlar diyor. Uslu’ bu konuda şunları söyledi:
“Sayın Ağırdır sosyolojik trendlere bakarak bunu söylüyor. 2017 yılından bu yana ben de bunu söylüyorum. Ben şimdi şunu da söylüyorum AK Parti bu sosyolojik trendleri gördü ve kendisine yeni bir yol haritası belirledi. Karşısındaki yüzde 50 bloğunu dağıtacak hamleler yapıyor, toplumda karşılık bulacak şekilde muhalefetin performansını zedeleyecek argümanlar ortaya sürüyor.. AK Parti bir şeyler deniyor, sonuç alır veya almaz bunu göreceğiz. Peki muhalefet bloğunda ne var? Sadece iki yeni parti kuruldu. Başka bir kazanım var mı muhalefet bloğunda? Yüzde 50’yi konsolide etmek ve yüzde 50 bloğunu büyütmek için ne yapıyor? Soru budur.”
Erken seçim yok diyen Cumhur İttifakı’nın erken seçim yolundaki yol haritasını deşifre eden İbrahim Uslu’nun söyledikleri tarihi öneme sahip. Ne dersiniz AK Parti büyük şehirlerde, eğitimli kesimlerde, üreten vergi ödeyen kesimlerde kaybettiği oyları geri kazanabilir mi?
Verdiği krediler, sosyal yardımlar ülkemizde oluşan adalet mağduriyetlerinin üzerini örter, unutturur mu? Ayasofya’yı açma popülizmi AK Partiden uzaklaşan gençlerin ilgisini çeker mi?
AK Parti muhalefet içerisinde çatlak oluşturma hamlesinde başaralı olabilir de, bir ev ve yeni bir araba almak isteyenlere verdiği kredi ile orta sınıflarda yeniden umut olmayı başarabilir mi? İktidarın önündeki soru da bu.