Mûsıkî zevkimiz zehirlendiği için bayatî makamı da bilinmez…
Fakat dil konusunda bayatîden ırlayan yazarlara hâlâ rastlanıyor!
Esasen “bayatî” Oğuzların bayat boyunun makamı olmalı. Bayatî, “Bayat”a, “Bayat boyuna” mahsus demek. Bayatlar hakkında malûmat kaynaklardan bulunabilir. Bu boyun mûsıkiye âşina evlatları olduğu gibi, büyük şairleri de vardır. Fuzûlî bunlardan en başında gelir. 21. Yüzyılda dahi soruluncaTürkçenin en büyük şairi kimdir” sorusuna “Fuzûlî’dir” desek hata olmaz!
Elbette Osmanlı’da çok şair bulunur, Bâkî’si var, Nâbî’si var, Nedim’i var, Galib’i var. Cumhuriyet’e devreden Âkif’i var, Hâşim’i var, Yahya Kemal’i var. Hatta bu listeye Necip Fazıl ve Nazım Hikmet’i de ekleyebiliriz. Bunlar olmasa hâlimiz nice olurdu? Var mı bunlardan büyük şairiniz? Hodri!
Fuzûlî Türkçe mi yazdı, Osmanlıca mı?
Hadi çıkın işin içinden!
Ne yanar kimse bana âteş-i dilden özge
Ne açar kimse kapım bâd-ı sabâdan gayrı
(Ne yanar bana gönül ateşinden başkası
Ne açar kapımı sabah rüzgârından gayrısı)
Bu Fuzûlî Türkçesidir. Halis Türkçe’dir, Türkçe’nin Bağdat’tan gelen diriltici nefesidir. “Hayır bu Türkçe değildir” diyenin dili vak vak dilidir!
Fuzûlî bir Osmanlı şairi midir? Öyledir de değildir de!
Onun yaşadığı bölge Safevî’lerin elinde kalmıştır bir süre.
Fuzûlî Şah İsmail’e de medhiye yazmıştır, Kanunî’ye de.
İki Türk hükümdarını da övmüştür yani.
Peygamberimizi Su Kasidesi ile anan şair, Sultan Süleyman’a Gül Kasidesi’ni yazar…
Çıhdı yaşıl perdeden arz eyledi ruhsar gül
Ṣaldı mir’at-i zamir-i pâkden jengar gül
(Çıktı yeşil perdeden gösterdi yüzünü gül
Sildi içinin temiz aynasından pasları gül)
Fuzûlî’nin Türkçe divanı, edebiyat şaheserlerimizin başında gelir.
Onun kelimeleri arasında Arapça olanlar var mı? Var elbette! Farsça var mı? Var elbette!
Bunlardan niye gocunulsun? Bu iki dil Türkçeyle birlikte İslâm medeniyetini taşıyan dillerdir. Birbirlerinden çok kelime alıp vermişlerdir. O şiirlerin dünyasına girmek için bunu göz önünde bulundurmak gerekir.
Mesele şudur: Şah İsmail Hatayî, Türkçe şiirler yazmıştır. Onu Çaldıran’da bozguna uğratan Yavuz Selim Farsça’yı seçmiştir, şiir yazmak için.
İşe bakın ki, Türkçe şiirler yazan İsmail’in memleketinde Farsça her zaman resmî dil, edebiyat dili olmuştur. Yavuz Selim’in ülkesinde ise Türkçe devlet dilidir, edebiyat dilidir.
Her iki hükümdar da şiirde bile siyaset yapmıştır! Şah İsmail Türkçe nefesler yazarak Anadolu’daki Türkmenleri peşine takmak istemiştir, Sultan Selim ise Farsça yazarak mesajını İran’a doğru uçurmuştur.
“Efendim Yunus var, onun şiirleri öztürkçedir!”
Kitap hod aşk kitabıdır bu okunan varak nedir
…
Ârif midür ol anlamaya sûd u ziyânı
…
Öz bekâ-ender-bekâ milkinde cevlân idelüm
Bu mısralar Yunus’un değil de Fuzûlî’nin mi yoksa?
Bayat kelimesinin iki manası var: Birincisi kalıcı, ebedî, bâkî. İşte ismi geçen şairlerin eserleri bu anlamda “bayat”tır.
Osmanlılar ve Osmanlıca hakkında bilir bilmez konuşanların sözleri ise şimdi bilinen mânasıyla bayattır, son kullanma tarihleri çoktan geçmiştir.
Son söz: Osmanlı Devleti olmasa idi Türkçe 21.yüzyılı göremezdi!
Bugün arapça farsçsa kelimelerle uğraşmak tam mânasıyla bayatlıktık. Günümüzde Türkçenin geleceğini tehdit eden batı istilasıdır. Bu istila böyle devam ederse, Osmanlı türkçesine saldıranların yazdıkları 20-30 yıl sonra anlaşılmaz hale gelecektir.