Tabii ki cevap çok basit: Türkiye ’de en hızlı değişen şey eğitim sistemi. Sistem sık sık değişse de eğitimin kalitesi hiç değişmez ama... O hep kötüdür. Sisteme yapılan değişiklikler eğitimin kalitesini nedense hiç yükseltmez.
Son yıllarda eğitimin içeriğinden sınav sistemine kadar birçok temel değişiklik yapıldı. Bu değişiklikler ne ilk ne de son. Siyasi beklenti ve kaygılarla yap boza dönen eğitim sisteminin kurbanı ise hep öğrenciler oluyor maalesef.
Her şeyden önce Türkiye'de eğitimin ruhunu oluşturan ideoloji temelli eğitim felsefesi yerine insan odaklı bir eğitim felsefesi geliştirilmelidir ve eğitim faaliyetleri buna göre düzenlenmelidir. Çünkü sistemimiz çocuğa hedefini belirleme konusunda yeterince destek olmuyor. Başarı, sınavda veya okulda bir araç olması gerekirken Türkiye’de bu, amaca dönüşüyor. Başarı elde edildiği zaman nihai hedefe ulaşılmış olunuyor mu? Hayır. Bu başarının bir basamak, bir araç olması gerekiyor. Türkiye’de her şey sınavlarda başarıya odaklanmış. Eğitim imkânı açısından büyük eşitsizlikler olmasına rağmen herkesten aynı sınavda başarılı olması bekleniyor. Birbirlerinden çok farklı koşullarda eğitim gören çocukların performanslarının aynı sınavda ölçülmesi, zaten başlı başına bir sorun değil mi? Artık okulların ve dolayısıyla öğretmenlerin daha ön planda yer alması gerekiyor.
Ben açıkça düşünen sorgulayan demokratik eğitim modeli olan Köy Enstitüleri tarzı bir eğitim sisteminden yanayım.
Her öğrenciye eşit fırsatlar verilmeli, maddi zorluk çeken çocuklara eğitim yardımı yapılmalı, şartlar eşit olmalı… Adaletsizliğin diz boyu olduğu toplumlarda gerçek bir eğitimden söz edilemez. Ezberci bir sistem başarı getirmez. Çocuk yaparak yaşayarak öğrenmeli. Görmeli, dokunmalı, hissetmeli, keşfetmeli… Biz kendi oyuncağımızı kendimiz yapardık şimdi ise her şey hazır. Çocuk bir şey elde etmek için çaba sarf etmiyor ki. Sonra körelmiş beyinler, ezberci öğretim ve sonuç sınavlarda sıfır çeken binlerce öğrenci...
MİLLİ EĞİTİM diyoruz ama eğitim sistemimiz milli değil. Öncelikle buradaki milli ifadesini iyi değerlendirip yerine getirmemiz gerekiyor. Sonrasında da 5 yıllık 10 yıllık değil daha uzun ömürlü bir sistem geliştirip uygulanmalı. Kısa vadeli projelerle bu iş yürümez. Ben umutluyum ama. Daha güzel günler gelecek inşallah...