Okullar kapandı ve yaz tatili başladı. Deniz-kum-güneş derken yaz tatili planları da almış başını gidiyor. Bunun yanında birçok aile okul seçme telaşında. Sanırım eğitim dünyasına çocuğu ile birlikte adım atacak herkes için öncelikli ve reel problem de bence tam da bu… Bu ara her billboardda gözünüze bir okul reklamı takılır muhakkak. Eğitimde 21. Yüzyıl becerileri, high/scope eğitimi, multiple intelligence (çoklu zeka kuramı) falan filan… Ne çok şey yapıyoruz! Oysaki her anne babanın tek isteği ve hep söylediği bir şey vardır: ‘Çocuğum mutlu olsun yeter’
O vakit durup düşünmek lazım değil mi? hem bu reklamlar hem etrafınızda diğer velilerin söyledikleri kafanızı karıştırmasın… "Hangi okul daha iyi?" sorusu yerine şu soruyu soralım "Hangi okul çocuğumu mutlu eder?"
Okul çağındaki 5-13 yaş çocukların en az 4-5 saat oyun oynaması gerekirken niye kaç saat İngilizce göreceğini sorarız ki?.. Eğer bir okulun eğitimindeki odak nokta özellikle anaokullarında okuma, yazma ve matematik çalışmaları ise aman derim. Tabii ki çocuklarımız böylelikle akademik olarak çok başarılı olacaklardır. Hatta belki ortalamanın üzerine çıkacaklardır. Ya temel sosyal beceriler? Şu an metroya binerken inmenizi beklemeden, sıra gözetmeden üzerinize atlayan gençler, duygularını kontrol etmekte zorlanan insanlar… Evet, tam da evet! Vay bu her şeyi yapan eğitim 21. Yüzyıl eğitim sistemi…
Çocuklar en iyi oyunla öğrenir. Çocuğum ne kadar oyun oynayacak, toprakla oynayacak mı, bahçeniz var mı, ne kadar bahçeyi kullanıyorsunuz? Bu soruların olumlu yanıt bulduğu kurumları ve bunu yapabilen öğretmenleri tercih edin.
Emin olun ağaca tırmanan, yalın ayak bahçede dolaşan çocuklar mutlu. Bir araştırma da iki saat bu faaliyetlerle uğraşan kimselerin işler belleklerinin geliştiğini ve yüzde 50 oranında arttığını göstermiş. İşler belleğimiz ihtiyaç duyduğumuz bilgileri saklayan depomuzdur. Eğer bir çocuk işler belleği ile ilgili sorun yaşıyorsa öğretmeninin verdiği yönergeleri takip etmekte zorlanacaktır. E ozaman bahçede yapılsın mesela ingilizce dersleri. Hatta yalın ayak… n’olur ki? İlla ki bir müfredat var ise uyulacak.
Çocuklarının mutluluğunu isteyen sevgili anne ve babalar, gelecekte başarılı çocuklar için açık havadan faydalanan, serbest oyun oynayan çocuklarınız olsun okullarda… kışın üşüsünler biraz, yazın serinlemek için ıslansınlar, çamur olsun üzerleri… Çok uzun bir vakit okula gidecekler ancak bir kez çocuk olacaklar. Eğer yeterince oyun oynayamazlarsa akademik hayatlarına 1-0 yenik başlıyorlar. Dikkati toplayamama, duygularını kontrol edememe ve problem çözmede yetersizlik başlıyor. Bakmayın bu beceriler öğretilmiyor. Oyun aracılığı ile kendiliğinden gelişiyor zaten. Ne çok fazla para harcayın ne de çok fazla düşünün.
Her gün bolca kendi akranları ile oyun ve açık hava yeterli… Bir de not düşelim evhamlı annelerimize: merak etmeyin hasta olmazlar. Çünkü sıcak ya da soğuk hava hasta etmez, hava şartlarına uygun olmayan giysiler hasta eder.