Pahalı kadrolara sahip Türk takımları için artık ana hedef Şampiyonlar Ligi. Çünkü bu pahalı kadrolar ancak UEFA’dan elde edilen gelirlerle finanse edilebilir. Şunu kabul etmeliyiz ki Süper Lig’in ekonomisi bu kadar pahalı kadroları karşılayacak bir yapıda değil. Hele Türk Lirası’nın bu kadar değer kaybetmesi, UEFA’dan kazanılacak euroları daha da kıymetli yapıyor.
Yani Galatasaray için ağustos ayının en büyük olayı Süper Lig’ten daha çok, Young Boys’la oynayacağı ve Şampiyonlar Ligi’nin vizesinin verildiği play-off turu.
Lige Hatayspor galibiyeti ile başlayan Galatasaray için Konyaspor maçına biraz da bu açıdan bakmak gerekir. Akılları Avrupa’da olan bir hoca ve oyuncuları için telafisi olan uzun bir maratonun ilk ayakları çok da hayati görülmeyebilir. Ancak maça çıkan kadrolara bakıldığında Okan Buruk’un küçük değişiklikler dışında ideal 11’ini sahaya sürdüğünü gördük.
Maçın ilk yarısı kontrollü ve dengede geçti. Icardi’nin nefis pasında Kerem Aktürkoğlu‘nun dokunuşu genç futbolcuya biraz da moral niteliğindeydi. Ama aynı Kerem Aktürkoğlu Konyaspor’un beraberlik golünde yaptığı hatayla pay sahibi oldu.
Maçın ikinci yarısı ise daha yüksek bir tempoda oynandı. Yarının ilk bölümünde Konyaspor’un gol iştahı ve arayışları vardı. Ev sahibi takım iki net pozisyonda oyuncularının isabetsiz vuruşları nedeniyle golü bulamadı. Bu baskı dakikalarında Galatasaray savunması sağlam durdu ve sarı kırmızılı takımın tecrübesi devreye girdi. Maçın başından beri tutuk oynayan ve ilk yarıdaki golünün başlangıcı dışında pek ortada görünmeyen Barış Alper nefis bir şokla Galatasaray’ı tekrar öne geçirdi. Yusuf, Umut ve Alexis gibi tehlikeli gol ayakları bulunan Konyaspor maçtan umudunu hiç kaybetmedi ve Galatasaray’ı zorlamaya devam etti. Sarı kırmızılılar tempoyu düşürerek ve oyunu yavaşlatarak kalan süreyi kontrol etti ve üç puanı hanesine yazdırmayı başardı.
Galatasaray’da bekler bu sezon da soru işareti ile başladı. Sağ bekte yeni transfer Jelert yerine Kaan Ayhan, sol bekte hastalanan Köhn’ün yerine Dubois sahadaydı. Geçen sezondan bek oynamaya alışan Kaan Ayhan görevini yaparken Dubois takımın bir anda en zayıf halkasına dönüştü. İleriye çıkışlarda etkisiz kaldığı gibi savunmada da sık sık zaaf gösterdi. İlk yarının sonlarında gelen Konyaspor golünde Kerem Aktürkoğlu’nun topu bırakması/kaçırması kadar büyük bir hata da Dubois’in Oğulcan’a gol vuruşunu yaptırmasıydı.
Yeni transfer Gabriel Sara istekli oyunuyla takımın yabancısıymış gibi davranmadı ancak takım ona yabancıydı. Pas trafiğinin merkezine oturamadı. Dünkü maç gösterdi ki son iki senedir birbiriyle oynamaya alışmış bu takıma girmesi için Sara’nın biraz daha zamana ihtiyacı olacak.
Galatasaray’da ortalamanın altına inmeyen isimler Torreira, Mertens ve Icardi’ydi. Bu üçlü son iki senede olduğu gibi bu sezonda Galatasaray’ın temel direkleri olmaya devam ediyor. Galatasaray’ın sayılmayan üçüncü golünde Torreira’nın presle kaptığı topta Mertens‘in Icardi asisti bu üçlünün uyumunun belgesi gibiydi. İlk golde de Barış- Icardi- Kerem arasında benzer bir uyum vardı. Bu üçgenler kurulduğunda Galatasaray durdurulması çok güç bir ekibe dönüşüyor.
Tabi bir de Kerem Aktürkoğlu’nda parantez açmak gerekir. Rusya’ya transfer olacağı iddia edilen Kerem Aktürkoğlu Konya’da ilk 11’de sahadaydı. Icardi’nin pasıyla attığı gol uzun süredir duygusal kırılmalar yaşayan futbolcu için biraz da moral kaynağıydı. Kerem eğer kalacaksa bu aşırı duygusal yapısından sıyrılmalı ve sahaya odaklanmalı.
Okan Buruk maçın son bölümünde çift santrfora döndü. 2-1’lik skor avantajini korumak yerine son bölümde Icardi- Batshuayi ikilisi ile oynama denemesi bir de deplasman maçı için için oldukça cesur bir karardı. Batshuayi yüksek enerjisiyle Galatasaray’ın temposunun artmasına katkı sağladı, gol noktasında da önemli önemli bir pozisyona imza attı. Belçikalı futbolcu Icardi’ye asist yapma sevdasına düşmese bu maçta da sonradan oyuna girip golünü atmış olabilirdi.
Sonuç olarak Galatasaray bu sezon zorlu bir deplasmana dönüşeceği anlaşılan Konya’dan üç puanla dönerek Avrupa sınavı öncesi önemli bir virajı kayıpsız dönmüş oldu.
Bu arada Okan Buruk’un bir diyaloğunu da paylaşmakta yarar var. Okan hoca ilk yarının sonunda hakeme Konyaspor’un taç atışlarında çok zaman yediğini belirterek itirazda bulunmuş ve 2 dakika uzatmaya tepki vermişti. Hakim ikinci yılın sonuna Okan Buruk’un ikazından da etkilenmiş olacak ki 8 dakika ekledi. Bu 8 dakika ise Galatasaray için çok da kolay geçmedi. Sanırım Okan hoca bundan sonra süre konusunda itirazda bulunurken iki kere düşünecektir.