Şampiyonlar Ligi’nin bu sezonki en güçlü ekiplerinden Bayern Münih deplasmanına giderken Galatasaray takımında herhangi bir çekince yoktu. Yöneticisinden teknik direktörüne, futbolcusundan taraftarına kadar camia, ilk maçtaki yenilgiye rağmen puan alınacağına inanmıştı. Maç başladığında görüldü ki, kadro değerleri arasında neredeyse 5 kat fark olmasına karşın sahada denk güçlerin mücadelesi var gibiydi. Barış Alper’in basın toplantısında dediği gibi Avrupa’da olmak Galatasaray’ın genlerine işlemişti.
Özgüveni yüksek Bayern, 3 maçta elde ettiği 9 puanın da rahatlığını yaşıyordu belki ama evinde kazanmak istiyordu. Tuchel rotasyona gitmemiş, aslarını sahaya sürmüştü. Ancak Alman takımına iç sahada oynamanın rahatlığını yaşatmayan bir Galatasaray vardı sahada. “Rakibi analiz ettik, planımız hazır” diyen Okan Buruk’un dersine iyi çalıştığı belliydi. İğne ile sahaya çıkan Muslera ve Icardi’nin fedakarlığı özellikle kalede çok işe yaradı. İlk yarıda 3 kritik kurtarışa imza atan Muslera maçı tutan isim olarak ön plandaydı. Önünde oynayan savunma hattı da mükemmele yakın bir performansla mücadele ediyordu. Sezon başından beri “yalpalayan” ve bir türlü forma giremeyen Angelino bile müthiş oynuyor Coman’a geçiş vermiyordu. Hücum hattında ise Icardi’nin arkasındaki Ziyech, Kerem, Zaha üçlüsü Bayern savunması üzerinde ciddi baskı oluşturuyordu. Icardi biraz daha şanslı olabilse Galatasaray devrenin bitiminde soyunma odasına önde bile gidebilirdi.
Maçın ikinci yarısı da ilk yarının devamı gibi başladı. Galatasaray rakibi karşısında başabaş oynuyor, hen an gole yakın duruyordu. İstanbul’daki ilk maçta ikinci yarıya hızlı başlayan Bayern bu kez yine hızlı bir giriş yapmak istedi Kane’nin direkten dönen topuyla bunu kısmen gerçekleştirdi ama Galatasaray çok rahattı. Önce Ziyech- Barış Alper, ardından da Kaan Ayhan- Oliveira ve Icardi- Tete değişiklikleri Okan Buruk’un galibiyet golünün atılacağına olan inancı gösteriyordu.
Galatasaray oyuna ağırlığını koyuyor ancak golü bulma noktasında sıkıntı yaşıyordu. Okan Buruk son çeyreğe girerken son hamlelerini yaptı, Zaha- Bakambu ve Angelino- Nelsson değişiklikleri yorulan takıma yapılan son takviyelerdi. Ancak bu değişimin hemen ardından bir duran topta Kane’in golü geldi. Pozisyonun VAR’da iki kez incelendiği gol, Galatasaray’ı tam da değişimin yapıldığı, takımın tam oturmadığı anda yakalamıştı. Bitime 10 dakika vardı ama yorulan takımın asları Icardi, Zaha, Ziyech artık sahada değildi. Şampiyonlar Ligi tecrübesi en yüksek isimlerin yokluğunda Galatasaray’ın Bayern’e reaksiyon vermesi kolay değildi. Kane’nin golü ile morali bozulan takım, İngiliz yıldızın ikinci golü ile puan hayalini tamamen kaybetti.
Galatasaray dün Allianz Arena’dan puan çıkaramadı ama maçın büyük bölümünde Bayern’e kafa tutan bir futbol ortaya koydu. Uzatmalarda Bakambu ile bulduğu gol de güçlü rakibinden çekinmediğini ve fikren teslim olmadığını gösteriyordu. Maçın son bölümünde galibiyete giden yolda ilerleyebilen Bayern üç puanı Sane, Kane gibi yıldızlarını devreye sokarak aldı.
Bayern bu grubun efesi. Galatasaray’ın alacağı bir puan önemliydi ama asıl rakip Bayern değildi. Sarı Kırmızılılar kalan iki maçta Manchester ve Kopenhag’da kazaya uğramazsa büyük bir başarıya imza atabilir, gruptan çıkabilir. Hala bir umut var. Bu Galatasaray’dan, bu kadrodan umut var.