Trabzonspor geçen sene şampiyonun sadece 6 puan gerisinde ligi bitirmişti. İki derbiyi tersine çevirebilse belki şampiyon olacaktı. Kupaya bu kadar yaklaşmak Bordo-Mavili camiayı uzun bir aradan sonra yeni sezona iddialı başlattı. Yusuf Yazıcı satılmasına rağmen gerçekten de müthiş bir başlangıç yaptı Trabzonspor. Ama kış Trabzon’a erken geldi. Abdülkadir Ömür, Yusuf Sarı ve Ekuban’ın uzun süreli sakatlıkları tüm hesapları bozdu.
Dün Gençlerbirliği karşısında bu yeni şartların getirdiği zorluklar vardı. Yaratıcı oyun kurucu, savaşçı orta saha ve gizli santrforun yokluğunu iliklerine kadar hissetti Trabzonspor. Özellikle de Abdülkadir’i. Sosa’nın liderliği takımı diri tuttu ama gol pozisyonu anlamında takımın sorununa çare olamadı. Avdijaj ve Nwakaeme da çabaladı ama Sörloth’a gelen top sayısı sınırlıydı. Buna karşın Gençlerbirliği’nin açık ve hızlı futbolu ev sahibi ekibi zorlayan bir unsur oldu. Bu anlarda Uğurcan devreye girdi ve tatsız bir sürprize izin vermedi.
Bordo- Mavililerin beklenen golü forvet hattından değil de bir bekten, Novak’tan geldi ancak gol maçı koparmaya yeterli değildi. Geniş alanda yakalanan Trabzon savunması, Stancu’nun golüne engel olamadı.
İkinci yarı daha organize bir Trabzonspor vardı sahada. Kanatları etkili kullanmaya başlayan Trabzonspor bu devrede topu 3. bölgeye getirmeye başladı. Penaltı atışını gole çeviren Sörloth, girdiği diğer pozisyonlarda etkili vuruşları yapıp maçı koparacak golü bir türlü atamadı.
Ünal Karaman son bölümde yeni golcüsünü, transferdeki en önemli yatırımı Sturridge’i sahaya sürdü. Karaman, Fenerbahçe maçından sonra bu maçta da çift santrfora dönerek maçı ne kadar istediğini gösterdi ama bu cesaret gösterisi gol getirmeyince maç döndü ve Gençlerbirliği skoru eşitledi.
Sonuç olarak Trabzonspor, Sörloth kaçırdığı gollerden birini ya da Sosa’nın şutlarından birini atsa 3 puanı alacaktı ancak atamayana atarlar sözü hayata geçti. Şurası kesin ki; Bordo- Mavililer galibiyet serisi yapmak için gol ayaklarının form tutması gerekli...