Bursaspor her zaman tehlikeli bir takımdır. Belli ki dersini de iyi çalışmıştı. Kalabalık savunma ile üç forvet oynayan Galatasaray’a boş alan bırakmadı, kritik anlarda kilidi açan Rodrigues’in ceza alanı önünde topla buluşmasına izin vermedi. Buna karşılık Mariano’nun çizgiden çıkarttığı top dışında Galatasaray için tehlike de oluşturamadı. 1 puana gelen klasik deplasman takımı görüntüsündeydi.
Galatasaray ilk devrede pozisyon bulmakta zorlandı ama asıl garip olan peş peşe gelen sakatlıklardı. 20’de Serdar Aziz ve Feghouli, 42’de Fernando sakatlanıp çıktı. İlk yarıdaki bu zorunlu değişiklikler Fatih Terim’in elindeki hamle yapma kozunu da alıp götürdü. İlk 45’te vasatı aşan bir tek Ndiaye, biraz Rodrigues, Mariano, bir de kalesinde rahat bir gün geçiren Muslera’ydı. Vasatın altında kalan ise Ömer Bayram’dı. Oyunu geniş alanda oynamak onu yordu ve hatalı paslarıyla rakipten çok kendi takımına tehdit unsuru oldu.
Bursaspor’un tempoyu düşürmeye yönelik planı, Galatasaray’ın tutukluğu ikinci yarıda da sürünce tıkır tıkır işlemeye devam etti. Ömer’in direkten dışarı çıkan topundan sonra da maçın ibresi Bursa’ya döndü. Penaltı golü dışında farka gidecek pozisyonlar da ürettiler. Buna karşın Belhanda, Ndiaye ve Selçuk ile orta alandaki en yaratıcı oyuncularını sahada süren Fatih Terim ise lider olarak öne çıkan bir yıldızı olmayınca çaresiz gözlerle takımını izledi.
Taaa ki 75’e kadar. Sıkıntılarla dolu 90 dakikanın son çeyreğinde Selçuk sakat sakat oynadı, Sinan’a yakın durmaya başlayan ve yıldız olduğunu hatırlayan Belhanda da uyuyan Aslan’ı ayağa kaldırdı. Ama süre ancak 1 puanı kurtarmaya yetti.