Tur demek Türkiye’yi UEFA kulüpler sıralamasında 9. sıraya getirecek sıçrama demek…
Tur demek Şampiyonlar Ligi gruplarına katılım hakkı olarak 14.6 milyon euro’yu kasaya koymak demek. (Başka bir ifadeyle Süper Lig’de 14 şampiyonluk kazanmış kadar prim demek).
Tur demek 4 yıl sonra yeniden ait olduğu yere dönmek demekti.
Okan Buruk; Kerem Demirbay ve Tete’yi ilk 11’e alarak başlamıştı. Hızlı ve kalabalık gelen Molde’yi durdurma konusunda Kerem’in kesiciliğine güveniyordu. Sağ açıkta da Tete’nin becerisine.
Maç başladığında turun o kadar da kolay olmayacağı anlaşıldı. Norveç takımı Galatasaray’a ileride basıyor, kaptığı toplarla Muslera’nın kalesini yokluyordu. Ancak takımın kıdemlisi Linnes’in ve golcülerinin olmaması onları gol yollarında zayıf bırakıyordu. Buna rağmen ilk yarıda rakip ceza alanda topla buluşmada 12-5’lik üstünlük Molde’nin yabana atılmaması gerektiğini gösteriyordu.
Galatasaray’ı bu pes etmeyen inatçı Kuzeyliler karşısında rahatlatan gol İcardi ile geldi. Erken gelen bu penaltı golü, ilk yarıda gezinen ve oyun kurmakta zorlanan Galatasaray’ı rahatlattı. İlk 45 dakikada ileride çoğalamamak, pozisyon üretememek (Kaleci bulan tek şut goldü) Sarı-Kırmızılıların ateşle oynadığının ve vitesi yükseltmesi gerektiğinin işaretiydi.
Nitekim Molde maçı en azından uzatmaya götürecek iki gol için ikinci yarı daha atak oynamaya başladı.
Hatları arasında ortaya çıkan boşluklar ise Galatasaray’a maçın başından beri aradığı fırsatları sundu.
Molde’nin 65. dakikadaki beraberlik golüne kadar maç ortadaydı ve Galatasaray maçı koparacak ikinci golüne daha yakındı ancak olmadı, atamadı. Molde, Kerem Aktürkoğlu’nun kaptırdığı topta, savunmada zorlanan Boey’in kanadından gelip maçı ateşe veren golü attı.
Okan Buruk bir türlü istediği ritmi bulamayan takıma 71. dakikada müdahale edip Kerem Aktürkoğlu- Mertens’in yerine Barış- Kaan Ayhan’ı aldı. Hemen ardından da Tete- Bakambu hamlesi ile sınıfta kalan ileri hattı güçlendirdi.
Oyun disiplinine sadık oynayan ve fizik gücü yüksek olan Molde turu bırakmamıştı. Berisha ile bulduğu gol maçı uzatmaya götürüyordu ancak bariz ofsayt olan golün VAR’dan dönmesi soğuk terler döken Galatasaray’ı biraz olsun rahatlattı.
İlk yarıda 9+2 dakika uzayan maçın ikinci yarısında da 8 dakika ek süre vardı. 110 dakikaya giden bu yüksek performans maçta Galatasaray uzatmada Angelino ile galibiyet golü bularak ölüp ölüp dirildiği maçı kazanırken, fizik gücü olarak da var olabildiğini gösterdi.
Bu maç sezonun maçıydı. Galatasaray turu geçemeseydi sezonun anlamı, hikayesi değişecekti.
Galatasaray sadece bir maç kazanmadı, kendisi için ülke puanı için yeni bir öykünün ilk sayfasını yazdı.