Fenerbahçe Teknik Direktörü Ersun Yanal sahaya sürdüğü 11’le sadece Zenit’i değil, stada gelen Sarı-Lacivertli taraftarları da şaşırttı. Gözden çıkarılan ancak kulüp bulamadığı için elde kalan Slimani, kulübede otura otura paslanan Valbuena, oyuna girdiği her maçta göz dolduran ancak başlama vuruşunda sahada bir türlü olamayan Moses ilk 11’deydi.
Seyircisinin müthiş desteğini de alan Sarı- Lacivertliler, ilk anlardan itibaren sağlı sollu ataklarla Rus ekibi üzerinde baskı kurdu. Gol ise bir duran toptan geldi. Önüne düşen meşin yuvarlağa vurduğu isabetli şut Slimani’den çook uzun süre beklenen goldü.
Fenerbahçe’nin hızı golden sonra biraz kesilse de kontrolü kaybetmedi. Zenit’in geliştirdiği nadir ataklardan biri penaltı olarak faturalandırıldı. Penaltıda ise kaleci Harun’un başarısı vardı. Genç kaleci bir kez daha penaltıda gole izin vermeyerek bu konuda efsane olmaya doğru emin adımlarla yürümeye devam etti.
Fenerbahçe ikinci yarıda da sahaya hakim olan taraftı. Avrupa kupalarında rövanşa galibiyetle ve gol yemeden gitmenin avantajının bilinciyle kontrolü de elinden bırakmadı. Teknik direktör Ersun Yanal, Zenit’in orta sahadaki artan etkinliğini kesmek için Ayew’i sahaya sürdü.
Maçın son bölümü satranca dönüşmüştü. Yanal’ın skoru tutma çabası sonuç getirdi ve Fenerbahçe tur kapısını aralayan skoru elde etti.
Kaleci Harun, Isla, Sadık ve Eljif Elmas, takımın savunmadaki direnç noktalarıydı.
Sonuç olarak; Fenerbahçe, 2 aydır resmi maç oynamamasına rağmen favori gösterilen Zenit karşısında elde ettiği galibiyetle çok önemli bir iş başardı. Ersun Yanal’ın öğrencilerinin ortaya koyduğu dengeli oyunun 21 Şubat’ta oynanacak rövanş öncesi umut verdiğini de belirtmek lazım.