Şampiyonluğu garantileyen, maç sonrası yapılacak kupa töreni ve kutlama hazırlıklarına odaklanan Galatasaray derbiye ne kadar hazırdı? Kendisi için prestij maçından öteye gitmeyen 90 dakika Fenerbahçe için sadece prestij değil aynı zamanda ligi ikinci bitirme anlamında bir şanstı. Maç başladığında gördük ki, Galatasaray da Fenerbahçe kadar maçı istiyordu.
Çok uzun süredir sahada görmediğimiz kadar agresif mücadele eden Fenerbahçe’ye direnen bir Galatasaray vardı. Barış ve Zaniolo’nun enerjisi ileride Galatasaray’a güç katmıştı. Sarı- Kırmızılılar Zaniolo’nun şık golüyle soyunma odasına 1-0 önde girdi ama Fenerbahçe savunmasının aralarında öyle boşluklar buldu ki ilk yarı çok daha farklı bir skorla bitebilirdi.
Fenerbahçe ikinci yarıda da rakibine üstünlük sağlayacak bir oyundan ve takım bütünlüğünden uzaktı. Hatta Kadıköy’deki 3-0’lık maç gibi rakibinin gücüne boyun eğdi. İcardi ve Zaniolo’nun ikinci golü Fenerbahçe’nin gardını iyice düşürdü. İrfancan ve Mert Hakan sahada göstermesi gereken performansı kulübede agresifleşerek göstermesi devam etti. Gol kralı Valencia’ydı ama İcardi kadar takımı üzerinde etkili olamadı. Jorge Jesus bir derbide daha takımını iyi yönetemedi, sahada kazanamadı ve “Türkiye’de maçlar sahada değil masada kazanılıyor” sözünü yutmak zorunda kaldı. Sonuç olarak lige görkemli bir giriş yapan Fenerbahçe, sezonu üçüncü bitirerek taraftarına bir kez daha hayal kırıklığı yaşattı.
14 maç üst üste kazanarak Süper Lig’in seri galibiyet rekorunu kıran, ligdeki tüm takımları en az bir kere yenen, oynadığı futbolla rakiplerinin de saygısını kazanan Galatasaray haklı bir şampiyonluğa uzandı. Tabii bunda “Orantısız güç” İcardi’ye ayrı bir başlık açmak gerekiyor. İcardi yerine Gomis ile devam eden bir sezon olsaydı Galatasaray böylesine bir sezon yaşayabilir miydi?
Dünkü derbide yadırgadığım bir şey vardı, yazmadan bitirmeyelim. Arda Güler gibi Milli Takım’ımızın gelecekteki lideri olacak bir genci çıkarken yuhalamak hoş olmadı. Okan Buruk’un teknik adam hastalığı olan güç gösterisine yakalanmayıp son dakikalarda “isyankar” Gomis’i sahaya alması da alkışlanacak bir hareketti.