Sezona farklı yenilgi ile başlayan Beşiktaş için Vodafone Park’taki ilk maç, hem yaralarını sarma hem de Abdullah Avcı ile tanışma karşılaşmasıydı. Beşiktaş seyircisi Mustafa Denizli’de olduğu gibi Avcı’ya serin yaklaştı, tanışma tamam ama kaynaşma gelecek haftalara kaldı.
Maç başladığında görüldü ki Beşiktaş’ın sahadaki futbolu geçen senenin ilerisinde değildi, hatta aynı çizgide bile değildi. Avcı, Beşiktaş oyun planında radikal bir karar almıştı ve takım yılların alışkanlığı ile yeni düzene alışmakta zorlanmıştı. Şenol Güneş’in değişmez 4-2-3-1’i yerini zaman zaman 4-1-4-1’e de dönen 4-1-2-3’ye bırakmıştı. Savunmanın önündeki Medel’e kesicilik dışında oyunu geriden kurma görevi de gelmişti ama bu görev Medel’e büyük geldi. Buna Tamer Tuna’nın Medel ile Oğuzhan- Ljajiç ikilisinin bağlantısını koparak kalabalık orta saha planı da eklenince ortaya, pas sorunu yaşayan ve ileriye top taşıyamayan bir Beşiktaş çıktı. Buna rağmen Güven ve Oğuzhan’ın direkten dönen şutları ve Caner’in al da at diyerek Güven’in hanesine yazdırdığı gol vardı. Buna karşın Beşiktaş savunmada çok gedik verdi ama başta Eren ve Yasin olmak üzere Göztepe forvetinin etkisizliği İzmir ekibini oyunun dışında bıraktı.
İkinci yarıda Beşiktaş yavaş yavaş ağırlığını koydu. Caner’in kaleye giden orta- şut karışımı vuruşunda Vida’nın hamlesinde temas yoktu ama kaleciyi yanıltmaya yetti, skor 2-0’a gelince Beşiktaş rahatladı. Savunma göbeğinde Ruiz- Vida ikilisi uyumlu bir ikili olabileceğinin sinyalini verdi. Caner ofansta yine etkindi, iki golde de katkısı vardı. Forvet arkasında oynayan Oğuzhan- Ljajiç ikilisi birbiri ile pek uyumlu değildi ama Ljajiç’in golü her ne kadar şansın etkisiyle de olsa skoru değiştirme potansiyellerini gösterdiler. Yeni transfer Boyd tam da takımın yenisi gibi oynadı. Diğer yeni transfer N’Koudou ise 1903’ten beri bu kulüpte gibiydi. Ağır çekim oynayan takımdaki en hızlının iki katı hızlıydı. Şurası kesin ki, N’Koudou gibi hızlı ve yetenekleri özlemişiz. Bu seneye imzasını atacak isimlerden biri olmaya şimdiden aday.