Beşiktaş henüz ritmini bulamayan bir takım. Daha doğrusu takım olma yolunun henüz başında olan bir ekip. Geçen seneki kadrosunun neredeyse tamamını gönderip yeni baştan kadro kurdu. Futbolcular hala birbirini tanımıyor, ilk kez görüyor gibi oynuyor.
Fenerbahçe de kadrosunu sil baştan yapanlardan ancak onların bir avantajı var; Avrupa kupaları için yola erken çıkmanın meyvesini yiyorlar. Tabii burada Jesus’un hakkını vermek lazım, Portekizli bu süreci iyi değerlendirip oyun sistemini oluşturdu. Formül basitti; topa sahip olacaksın, maçı 3. bölgede oynayacaksın, yüksek tempodaki süreçte golleri bulacaksın. Fenerbahçe rakip kim olursa olsun atak oynamayı, ileri çıkmayı derbide de sürdürdü ancak bu kez gole ulaşmada sorun yaşadı.
Fenerbahçe derbide özellikle ilk yarıda bir şeyi mükemmele yakın yaptı; ofsayt taktiği. 3-4-1-2 taktiğinde Serdar Aziz- Gustavo- Szalai üçlüsü Beşiktaş forvetlerini hiç olmadığı kadar çok ofsayta düşürdü.
Beşiktaş gergindi ve daha çok savunmada kalarak risklere girmiyordu, savunmadan artı adam ataklarda boy göstermeyince Fenerbahçe kalesi önünde de baskı kurulamıyordu. Dele pas trafiğini yönetemiyor, Redmond ve Muleka kopuk kopuk oynuyordu. Bu kadar kontrollü bir futbol da ortaya vasat bir oyun çıkardı.
Maçın ikinci yarısı da orta sahada geçen ve gol pozisyonu üretmeyen bir vasatlıkta başladı. İlk hamle 69. dakikada Jesus’tan geldi. Sahada sandalye koyup oturmadığı kalan Pedro, yorulan Crespo ve takımdan ayrı düz koşular yapan İrfan Can’ı çıkarıp Batshuayi, Mert Hakan ve Osayi-Samuel’i sahaya sürdü.
Ismael de derin uykusundan ayılıp Muleka, Dele ve Salih’i çıkardı, Gedson, Tayfur, Ghezzal’ı oyuna aldı. Yapılan hamleler vasat oyun nedeniyle uyudu uyuyacak olan seyirciyi kendisine getirdi ancak heyecanı ve temposu olmayan maçı derbiye yakışan noktaya getiremedi. Maç biraz hızlandı, tempo biraz arttı ama bol gollü bir maç bekleyenleri hayal kırıklığına uğratmaya devam etti. Maçın en net pozisyonları 90 dakika biterken Weghorst’tan geldi.
Sonuç olarak Ismael’in Beşiktaş’ı yeni bir Başakşehir sürprizine izin vermedi ve kötünün iyisini cebine koydu. Jesus’un Fenerbahçe’si ise alternatifli kadrosu ve zengin kulübesine rağmen alışıldık oyununu ortaya koyamadı, “Ne şiş yansın ne kebap” maçından onlarda payına düşen 1 puanı aldı. Olan, vaktini bu maça ayıranlara oldu.