Beşiktaş Süper Kupa ile başladığı sezonda dün 26.resmi maçını oynuyordu. Beş günde bir maç yani. Milli maç araları düşüldüğünde 4 günde 1 maça denk geliyor. Peki Kartal’ın yorgunluğu denemez ama ‘yılgınlığı ve maç konsantrasyonu eksikliği’ bu ‘yoğun’ tempodan mı kaynaklanıyor?
Bu sorunun cevabı dün ‘hayır’dı. Gaziantepspor açık futbolu tercih etti. O kadar temiz bir futbol oynadı ki 56. dakikada yaptığı faul sayısı sadece 2’ydi. Antepli oyuncuların kendilerine yapılan faullerde yerde zaman geçirmelerine de hocaları ‘Deli İbrahim’ izin vermedi. Ve Beşiktaş; Ghilas, Kangwa, İlhan ile gol pozisyonları üreten bu ciddi rakibe aynı ciddiyette yanıt verdi. Rakibin yüksek tempolu, mücadele gücü yüksek futbolu karşısında pes etmedi, oyundan düşmedi ve çok değerli 3 puanı kotarıverdi.
Beşiktaş’ın golüne imzasını atan Aboubakar usta işi bir gol vuruşu yaptı ve geçen haftaki yenilgi sonrası takımını rahatlatan 3 puanı getiren isim oldu. Ama ilginç olan dün çözüm üreten Aboubakar’ın aynı zamanda sorunun bizzat kendisi de olmasıydı.
17 ORTA, 1 İSABET
İlk yarıda Beşiktaş kanatları Gaziantepspor cezaalanına tam 17 orta yaptı ama bu topların sadece 1’i yerini buldu. O ortada da topu kontrol eden sol bek Tosic’ti.
Beşiktaş’ın iki temel sorunu var. Birincisi Aboubakar, Demba Ba ve Gomez tarzı klasik bir santrfor değil. Cezaalanına inen toplarla buluşamıyor. Buluştuğunda da klasik santrfor yüzdesinde gol vuruşu yapamıyor. İkincisi Beşiktaş orta sahasındaki isimler cezalanına yeteri kadar giremiyor, hücumda kalabalıklaşamıyor. Tolgay ya da Oğuzhan cezaalanı içine girmede bu kadar ‘geri’ durarsa ligin ikinci yarısında sıkıntı doğar.
Bir not da Oğuzhan’a. Ondan beklenti çok yüksek. Kolundaki pazubandı bunun göstergelerinden biri. Ama sakatlığı sonrası hala form tutamadı. Dün kaçırdığı penaltı vuruşu da kaleci Gökhan’ın başarısı kadar Oğuzhan’ın üzerindeki baskıyı yenememesinden de kaynaklandı biraz. Bir eşikti şu anda. Bir ayağı bugünde, diğer ayağı yıldızlıkta. Ama o adımı bir türlü atamıyor. Galiba atamayacak da....