Derbinin tahminini yapmak suya yazı yazmak gibi. Maç başlıyor ve her şey kağıt üzerinde kalıyor. Dünkü maç da öyle oldu. Maçın mutlak favorisi Fenerbahçe hakemin başlama düdüğünden sadece 4 dakika sonra kalesinde golü gördü. 20. dakikada da Beşiktaş 2. golü buldu.
Peki ne oldu da kadro olarak Beşiktaş’ın çok önünde görünen Fenerbahçe ilk yarım saatte şoka girdi, rakip kaleye şut bile çekemezken kalesinde kolay pozisyonlar verdi? Bunun ilk sebebi Beşiktaş’ın uzun paslarla kontratağa çıkma stratejisiydi. Fenerbahçe savunmasının emniyet sübabı Sosa- Gustavo ikilisini devre dışı bırakan bu plan tuttu, kırılgan Lemos- Tisserand savunma göbeği Aboubakar’ı topla buluşturdu ve bunun ne kadar büyük bir hata olduğunu tecrübe etti. İlk golde Larin’in becerikli pası ve ardından Aboubakar’ın Lemos’u geçip vurduğu şık şut vardı. İkinci gol ise bir yan ortadan geldi. Ghezzal’ın ortasında tutulması gereken tek adamı, Aboubakar’ı bomboş bırakmıştı Fenerbahçe savunması, o da bunu affetmedi.
Beşiktaş, Ozan’ın çıkışlardaki presini bertaraf etmek için kanatları kullandı, uzun topla oynadı ve Fenerbahçe takımının dengesini alt üst etti. Fenerbahçe’nin şoku 34. dakikada Cisse’nin golüne kadar sürdü ancak bu gol ev sahibi ekibi maça ortak etmedi. Kısa paslarla ve daha çok yana oynayan Fenerbahçe, uzun paslarla dikine oynayan Beşiktaş’ın etkili futbolunu kıramadı çünkü topu ayağında tutamadı. Perotti’nin sakatlanması, Pelkas’ın maça ağırlığını koyamaması, Beşiktaş’ın maçı kanatlara taşıyarak Sosa- Gustavo- Ozan üçlüsünü oyun dışı bırakması Fenerbahçe’yi evinde mahkum bir duruma soktu. Beşiktaş Larin- Aboubakar ile ilk yarı boyunca 3. gole hep yakın durdu.
Erol Bulut, zorunlu Perotti- Caner değişikliğinin ardından ikinci yarıya Sosa- Mert Hakan ve Cisse- Ademi hamleleri ile başladı. Bulut’un oyuna müdahalesi sahaya yansımadan iki önemli olay maçı başka bir noktaya götürdü. 49. dakikada o ana kadar Beşiktaş’ın en iyilerinden biri olan Larin ikinci sarı karttan oyun dışı kaldı, hemen ardından da Necip’in kafa golü 10 kişi kalan Beşiktaş’a 3 puan için yeni bir kredi açtı.
Beşiktaş topu rakibe bırakıp tamamen kontratak futboluna döndü. Fenerbahçe ise bir kişi fazla oynamanın avantajı ile maça yavaş yavaş ağırlığını koydu ancak skor üretmekten uzaktı. Ademi top alamıyor, kanatlar yeteri kadar baskı oluşturamıyor, gol beklentisi Ozan’da düğümlenip kalıyordu. Nitekim Fenerbahçe’nin 2. golünü karambolde o kaydederken sonucu belirleyen gol de Ozan’ın penaltısından geldi.
Beşiktaş’ın inanmışlığı ve yardımlaşması, Fenerbahçe’den fazlaydı. 10 kişi kalınca daha da kenetlendiler ve savunma oyununda da oldukça başarılıydı. Sarı-Lacivertlilerin Ferdi ve Thiam’ın da oyuna girmesine rağmen maça ağırlığını koyamamasının en önemli sebebi Beşiktaş’ın bu başarılı savunması değildi. Fenerbahçe oyun kurgusunda sorunlar vardı. Sistemini ikinci yarıda rakip bir kişi eksildiğinde ve top kendisinde olduğunda da yeterli düzeye getiremedi. Erol Bulut’un kendi ayarında veya daha güçlü takımları yenebilmek için, bu yenilgiden dersler çıkarıp oyun kurgusunu yenilemesi gerekiyor.
Sergen Yalçın’ı ise kutlamak gerekiyor. Rakibin zaaflarını iyi analiz edip doğru bir taktikle sonuca gitmesini bildi. Oyuncu değişiklikleri de takımın ne kadar iyi tanıdığını gösteriyordu. N’koudou- N’Sakala ikilisi 4. golü yarattı.