Başkan Ali Koç geçen sezon biterken “Gelecek sezonun takımı yüzde 70 hazır” demişti. O kadar çok güveniyordu takımına ve kendine. Evdeki hesap çarşıya uymadı çünkü yine direksiyona usta bir şoför geçirmemişti. Pereira’nın “kadroyla mücadelesi” ve bu kadroya üçlü savunma oynatma ısrarı “Yüzde 70 hazır” takımı savurdu gitti.
Bu kez direksiyonda, Fenerbahçe’ye son kupasını kazandıran İsmail Kartal var ama değişen pek bir şey var mı derseniz, çok da değişiklik yok. Sağ bek Ferdi sağ açığa, sağ açık Samuel sağ beke geldi, Szalai stoperlikten sağ bekliğe evrildi, o kadar. Oyun ise aynıydı. Fenerbahçe ligin en güçlü kadrolarından biri olarak değil de sıradan bir takım gibiydi sahada. Düşük tempolu oynayan, o da top kendisindeyken ortaya çıkan, taşıdığı formanın hakkını veremeyen bir haldeydi. İsmail Kartal’ın bu kadar kısa sürede bir şeyleri değiştirmesi elbette beklenemezdi ama hoca değişikliklerinde takımlarda görülen yeni hocanın gözüne girme ve formayı alma savaşından iz yoktu. Sahadaki futbolcular o formanın ağırlığının 150 gramdan ibaret olmadığının farkında değil gibiydiler.
Altay, Nobre yönetiminde kontrataklarla gole gitmeyi düşünmüştü. Nitekim erken bir gol bulup avantaj yakaladı. Gol kanatlardan değil de göbekten geldi, Ahmed Rayan, Kim’i geçip Kadıköy’de takımını öne geçirdi. Ancak İzmir ekibinin gücü sınırlıydı ve ara sıra gelişen hızlı ataklar dışında rakip kalede tehlike yaratmaktan uzaktı. İrfan Can Kahveci’nin golü Fenerbahçe’yi soyunma odasına yenik götürmekten kurtardı.
İsmail Kartal devre arasında doğru hamlelerle takımın üzerindeki hantallığı attı. İlk yarıda verim alamadığı iki ismi çıkardı, Szalai- Nazım ve Pelkas- Valencia değişiklikleri sonrası Samuel kanada geçti ve Fenerbahçe’nin oyundaki ağırlığı arttı. Sosa’nın daha ileride oynamaya başlaması da hücum kalitesini yükseltti.
Sağlı sollu gelen ataklardan bunalan Altay takımı kendi yarı alanından çıkamaz hale gelmişti. Altay’ın iyice kapanması ve topu Fenerbahçe’ye bırakması büyük bir hataydı ve ev sahibi ekip bu hatayı affetmedi, cezayı kesti. İrfan Can’ın serbest atışında Serdar Dursun’un kafa vuruşu Altay duvarını yıktı.
İsmail Kartal’ın son bölümdeki değişiklikleri de yerindeydi. Yorulan Sosa ve İrfan Can’ın yerine Zajc ve Mesut’u alarak yakalanan temponun düşmesine izin vermeyen değişiklikler yaptı. İrfan’ın, Mesut’un pozisyonları golle sonuçlansa ortaya farklı bir skor da çıkabilirdi.
Sonuç olarak güç farkının belirgin olduğu maçta kazanan güçlü taraf oldu. Ancak maçın esas galibi İsmail Kartal’dı. Doğru değişiklikler ve takım içindeki oyuncu yer değişiklikleri ile ikinci yarı takımını dönüştürdü, ekibinin performansını artırdı.