Fenerbahçe sıra dışı bir sezon yaşıyor. 93 puanlı sezon rekorunu kıracak gibi görünüyor. Aksiliklere, sürprizlere rağmen de hedefinden şaşmıyor. Avrupa’dan elendi, Sivas’ta puan kaybetti, rakibi Galatasaray yine kazandı ama Fenerbahçe, bu sezonki asıl amacı olan lig kupasına olan inancına sıkı sıkı bağlı kalmaya devam etti. Beşiktaş’a karşı öyle bir ilk yarı oynadı ki, şampiyonluk yarışını son düdüğe kadar sürdüreceğini gösterdi.
İsmail Kartal maça sürprizle başladı. Çok gol kaçırmasına rağmen performansı ile takımına liderlik ettiği için vazgeçmediği Dzeko’yu bu kez kulübeye çekmişti. Galip gelmek için gol atması lazımdı, özellikle de en çok puan kaybı yaşadığı Kadıköy’de. Bu hamlenin amacı oydu ve amacına da ulaştı. Fred ile başlayan atakta Tadic’in indirdiği topu filelere gönderen Batshuayi beklentileri gerçekleştirdi.
Fenerbahçe ilk yarıyı 1-0 önde tamamladı ama skor daha da farklı olabilirdi. Müthiş bir sezon yaşayan İrfan Can’ın ateşlediği Fenerbahçe öylesine yoğun bir baskı kurdu ki, Beşiktaş atak yapmak bir yana kendi yarı alanından bile çıkamadı. İlk 45 dakikada topla oynamada 75-25 oranı vardı ki, Anadolu takımları bile Kadıköy’e geldiğinde topu ev sahibine bu kadar bırakmıyordu. Al-Musrati’nin kırmızı kartından önce yani Beşiktaş 10 kişi kalmadan önce de durum pek farklı değildi.
Maçın ilk yarısında İsmail Yüksek’in sakatlanıp çıkması 8+3 kuralının teknik adamlar üzerindeki baskısına da örnekti. İsmail Kartal, İsmail Yüksek’in yerine Kruniç’i almak zorunda olduğu için savunmadan da Becao’yu çıkarıp TC vatandaşı Çağlar’ı almak zorunda kaldı.
Maçın ikinci yarısı yine Fenerbahçe’nin üstünlüğünde başladı ama bu kez tempo biraz düşmüştü.
Beşiktaş ikinci yarının hemen başında Muleka ile Fenerbahçelilerin yüreklerini ağzına getirdi ama Livakoviç’in müthiş kurtarışı sonrası topun ve oyunun kontrolü Fenerbahçe’de kalmaya devam etti. Sarı Lacivertliler baskın oynuyor ama bu futbolun karşılığı olan pozisyon zenginliği yaşayamıyordu. İlk yarıdaki 3 net pozisyonda Mert’i bir kez aşabilmişlerdi. İkinci yarıda pozisyon bulmak daha da zor hale gelmişti. Sürpriz bir Beşiktaş golü olasılığına karşın skoru 2-0’a getirip rahatlamak istiyordu ama pozisyon kısırlığı yine baş göstermişti. Serdar Topraktepe, Muçi’nin yerine Chamberlain’i oyuna sokarak Beşiktaş savunma duvarını daha da geçilmez yapmayı hedefledi. Beşiktaş’ın hesaplarını bozan İrfan Can oldu. Batshuayi’nin kaptığı topu sağa aktaran Szymanski’nin pası, İrfan Can’ın en sevdiği açı olunca, tabela da ikinci kez değişti.
Beşiktaş’ta Semih’in topsuz oyundaki etkisizliği ve karta yakın olan sertliği Serdar Topraktepe’yi Semih- Cenk değişikliğine itti. Beşiktaş gibi vasat bir sezon yaşayan Cenk Tosun’un attığı mükemmel gol dengeleri bir anda değiştirdi. 10 kişi kalan ve teslimiyet gösteren bir oyun sergileyen Beşiktaş’ın bu ani çıkışı Kadıköy’de tam bir şok etkisi yaratmıştı. Yüksek tempoda oynayan Fenerbahçe de skorun rahatlığı ile oyundan düşmüş, karşılık vermeyecek bir sürece girmişti. Kalan süre 11’e 11 oynansaydı Beşiktaş bu son dönemeçte beraberliği bile yakayabilirdi.
Sonuç olarak Fenerbahçe derbiyi kazanarak puanını 89’a yükseltti ve şampiyonluk şansını sürdürdü. Beşiktaş ise kayıp sezonunda kaybedilen derbilere bir yenisini daha ekledi.