2304 sporcunun katılımı ile başlayan ve bu alanda rekor kıran 2023 Türkiye Küçükler ve Yıldızlar Satranç Şampiyonası, Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu’nun açılış hamlesi ile başlamıştı. İş Bankası’nın sponsorluğunda yapılan ve katılım rekoru kıran şampiyonada 2304 rakamı aslında gerçeğin bütününü anlatmıyor çünkü 7-18 yaş aralığındaki sporcularla birlikte aileler de Antalya’ya geliyor. Organizasyon görevlileri de dahil edildiğinde ortaya, 8 bin kişinin bir hafta bir arada olacağı bir şölen çıkıyor.
Sporcular çocuk olunca fuaye alanında pamuk şekerciyi de görüyoruz, satranç ile ilgili hediyelik eşya reyonlarını da, şampiyona biraz da şenliğe dönüşüyor.
Bakan ve maiyetinin açılıştaki kalabalığının ardından şampiyonanın ikinci günü alan sporculara kalmış durumdaydı. İlk dikkat çeken şey bu kadar kalabalık bir ortamdaki müthiş düzendi. Çocukların görevlilere teslim noktaları, 900 maçta 1800 sporcunun nerede oturacağı, her şey mükemmel bir düzen ve dakiklik içinde ilerliyordu. Çocuk sporcular büyük bir özenle komutları dinliyor, kurallara uyuyor, saatlerce satranç tahtasının başında kalkmadan ve düzeni bozmadan oturuyordu. Tuvaleti gelen çocuk, velilerle temasın yasak olduğu kendi bölümlerindeki tuvalete gidip salona geri dönüyordu. Bu tedbir sporcuyu özgürleştirmek ve müsabaka için veliden “tüyo” almasını engellemek için alınmıştı. Daha büyük başarı ise, çocuklarından çok daha heyecanlı olan, çocukları ile göz temasını kesmek istemeyen ve kurallara uyma konusunda da çok istekli davranmayan velilerin durumunda. Bir spor organizasyonunda velilerin zapturapt altına alındığını, salondan çıkarıldığını, kendilerine ayrılan bölümlerde görevlilerin çocuklarını getirmesini sessizce beklediklerini ilk kez gördüm. Veli ilgisi ve baskısı olmadığında çocuklar bana daha bir rahatlatmış gibi geldi.
Satranç Federasyonu Başkanı Gülkız Tulay, yakın bir dönemde düzenledikleri Avrupa Şampiyonası deneyimi sonrası, sömestrin ilk haftası yapılması geleneksel hale gelen Türkiye Şampiyonası’nı pek işten saymıyor gibi. Oysa dar bir alana yığılan 8 bin kişilik organizasyonu, üstelik de sporcuları çocuklar olan bir şampiyonayı böyle bir düzen içinde yürütmek az buz bir iş değil.
Gülkız Tulay, 1993’ten beri yapılan ve pandemi de bile ara verilmeyen organizasyonda artık ciddi bir tecrübe sahibi olduklarını belirterek açıklıyor bu durumu.
81 il ve KKTC’den gelen 2304 sporcunun 200 kadarının ödül alacağını belirten Tulay, bu şampiyonanın milli takımın oyuncu havuzu olduğuna dikkat çekiyor. Tulay, federasyonun en büyük destekçisi İş Bankası’na sık sık teşekkür etmeyi de unutmuyor. Gerçekten de İş Bankası topuyla tüfeğiyle, bütün yüreğiyle işin içinde. İlk günkü açılışına Genel Müdür Hakan Aran bizzat katılmış, bizim takip ettiğimiz bölümde de Kurumsal İletişim Müdürü Gül Meltem Atılgan ve departmanın üst yönetimi oradaydı, her ayrıntı ile ilgileniyordu.
Tulay, 64 federasyon içinde başkanı kadın olan üç federasyondan (Diğerleri yelken ve briç) biri. Yönetim kurulunda 6 kadın olduğunu vurgulayan Tulay, kadın bakış açısı ile futbolun bile farklılaşacağı inancında ve kadınların yönetimlerde daha çok görev alması gerektiğini savunuyor.
Basınla buluşmaya yaşları 12 ile 17 arasında değişen 4 şampiyon sporcu da gelmişti. ilginç bir buluşmaydı. ilginçliği soru soran ile soru sorulan arasındaki dengesizlikten geliyordu. Çocuklardı ama velilerden birinin dediği gibi “Yetişkin” gibiydiler de. Nazım Hikmet’in “Bıraksalar; ince, uzun bacakları üzerinde yaylanarak“ diye tanımladığı sarışın kurdun akıl küpü neslindendiler. Satrançla ilgili sorular karşısında, “En iyi sorularınız bunlar mı?” bakışını yakaladım sanki. Bıraksalar; satrançtan başta sanattan, spordan, siyasetten konuşacak gibiydiler.
Bursa’dan gelen ve eski zaman İstanbul beyefendisi edası olan Ediz Gürel, masa tenisi ve futbola meraklı olduğunu ancak her gün 3 saat satranç çalıştıkları için esas enerjilerini satranca verdiklerinden bahsetti.
Dünyanın en küçük yaşta IM unvanını alan satranççısı olan Yağız Kaan Erdoğmuş, futbol tutkunu ve sıkı bir Fenerbahçe taraftarı. İki kaşındaki yarıklar sert çocukların oyunu futboldan miras. Ancak salon sporu satrançta da inanılmaz bir gelecek önünde.
Satrançta en büyük kadın sporcu olmayı hedefleyen Elif Keskin, iş kariyerinde de 3-4 hamle ötesini planlamış, çocuk hekimi olmak istiyor. Satrancı psikolojik bir savaşa benzetiyor, “Ayak sallamasından ya da su şişesini bükmesinden ruh halini ve olası hamlelerini çözebiliyoruz” diyor. 4-5 saat sürebilen profesyonel müsabakalara hazırlık için yüzme ve voleybol gibi fiziksel efor isteyen sporları da yaptığını belirtiyor. Federasyon Başkan Vekili Aşkın Keleş de Elif’i doğruluyor: “Saatlerce süren müsabakalarda güçlü kalmak için fiziksel aktiviteli ikinci spor şart” diyor.
Dünya Şampiyonu takımın oyuncusu Gülenay Aydın’ın sesi kısıktı ama “Ben Ediz’in kulağına söyleyeyim o size aktarsın” diyerek düşüncelerini seslendirmeyi başardı.
“En çok sevdiğiniz taş hangisi?” diye bir soru geldi. Yağız “Oyununa göre değişir” derken Ediz ve Gülenay veziri tercih etti. Ben en çok Elif’in cevabını sevdim, o da benim gibi “filci”ydi. Gerçi oyun kurgumun fil üzerine olduğunu çözen oğlum karşısında artık kazanamaz oldum ama olsun, ben yine de filciyim.
Bu zeki çocukların ailelerinde satrancı ileri düzeyde oynayan yok, hatta satrancı bilen de pek yok. Gülenay’ın velisi kızının satrancı kendi kendine öğrendiğini söyledi. Satranç onları, onlar da satrancı bulmuş gibiler, bu yüzden de çok seviyorlar.
Türkiye Küçükler ve Yıldızlar Satranç Şampiyonası; fiziksel aktiviteli sporları da yapmayı mecbur bırakan akıl sporu satrancın, hem sporcuları hem de velilerini disipline eden yönünü bizlere bir kez daha hatırlattı. O halde mottomuz şu olsun; ilk hamlemizi erken yaşta yapalım…