İdlib’in gölgesinde bir maç

Bülent Tuncay

Yüreklerin kulakları sağır... Hava kurşun gibi ağır...

Şairin dediği gibi ağır bir hava vardı Türk Telekom Stadı’nda. Perşembe günü İdlib’te şehit olan askerlerimizin yasını tutuyordu tribünler. Kulüp, statta her zaman asılı duran Galatasaray pankartlarını bile kaldırmış, koltuklara 52 bin Türk bayrağı bırakılmıştı.
Mekanize taburumuzun hava saldırısına uğraması, yaşanan ağır kayıplar, Suriye politikasında belki kafaları karıştırmıştı ama acıda birleşmişti insanlar. Şehitlerimizin yasını sorgulamadan tutuyordu futbolseverler. Ne takım ısınmaya çıktığında, ne de maç başladığında uzun süre tezahürat yapıldı. 36 şehidin isimleri tek tek okundu, on binlerce insan ‘burada’ diye bağırdı. İstiklal Marşı ise hiç olmadığı kadar gür okundu. Katılım o kadar içtendi ki stat hopörleri marşın yarısında sesi kesti, on binlerin çıplak sesi stadı inletti.

Maça gelince. Bu ağır ve duygusal havanın aksine hızlı başladı karşılaşma. Tribünlerin İdlib şehitleri için 5 dakikalık sessizliğinde hocaların ve futbolcuların sesleri duyuluyordu sadece. Ömer’in ortasında Donk’un kafa vuruşu henüz maçın başında Galatasaray’ı öne geçirdi. Falcao’nun devre bitmeden attığı gol ile Cimbom rahatladı.

Fatih Terim, Fenerbahçe derbisini kazanan kadroyu sürmüştü sahaya. Sadece cezalı Belhanda’nın yerinde Taylan Antalyalı vardı. Belli ki kulübedeki isimleri hazır tutmak istiyordu ama Taylan’ın katkısı düşüktü, performansı ile sırıttı.

Kalede Muslera geçit vermeyen sarp bir vadinin yalçın kalesi gibiydi yine. Dün heybeti yetti. Savunma çok az hata yaptı. Bekler ise hep oyunun içindeydi. İkinci golün asisti Mariano’dan geldi. İlk yarıda Mariano’nun ortasında topa hamle yapan ve golü kaçıran en uçtaki adam Saracchi idi. Zaten Terim’in sisteminde bekler iyiyse takım da iyidir.
Kanatlar da verimliydi. Feghouli çok çalışkandı, Falcao’nun ikinci golünde asisti yapan isimdi. Onyekuru ise asıl farkı yaratan adamdı. Bir futbolcunun bir takımı nasıl değiştirebildiğinin örneğini verdi. Rakip takım savunmasının arkasına atılan her topta tehlikeli oldu. Eskilerin bir sözü vardır, “Sıtma görmemiş” diye. Onyekuru’nun bu sıtma görmüş hali, bir de görmeseydi ne olurdu acaba?

Seri- Ömer ikilisi yine sırıtmadan oynadı. Özellikle Seri pas trafiğinin merkezinde müthiş bir şeflik yaptı.

Ve Falcao. İlk yarıda, Fenerbahçe derbisindeki gibi Onyekuru’ya koridorlar açtı, takım taktiğine müthiş katkı yaptı. Ardından da attığı gollerle skor katkısını sağladı.
Hamza Hamzaoğlu’nun Gençlerbirliği ise form tutan ve çıkışa geçen Galatasaray karşısında etkili olmaktan uzaktı. Oyunu hiçbir aşamasında sahaya ağırlığını koyamadı, rakibin üstünlüğünü kabul etti.

Sonuç olarak Galatasaray 8’de 8 yaparak seri galibiyet rekorunu kırdı, zirve yarışında bütün gücüyle olduğunu gösterdi.

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (3)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.