Kim ne derse desin Galatasaray tarihi Metin Oktay’la değişti. O ve ondan sonraki tüm başarılı Galatasaray kadrolarının gol kralı olan santrforları vardı. Ne yaparsanız yapın, kadronuzu ne kadar güçlendirirseniz güçlendirin, attığını yazan bir santrforunuz yoksa bu kadro sorunludur. Geçen sezonun ilk yarısı boyunca kendini gösteren bu sorun, dün Akhisar maçında kendini bir daha hatırlattı. Falcao ya da Diagne, bir santrforun mutlaka olacak.
Maçın ilk yarısı farklı sıkletlerin orantısız karşılaşması gibi değildi, büyük bölümünde ağır sıkletin kim olduğu anlaşılamadı. TFF 1. Lig’e düşen Akhisarspor kontrollü bir oyunu tercih etti, Burhan’ın direkten dışarı çıkan şutu dışında rakip kalede pek görünmedi. Galatasaray da sezonun ilk resmi maçında, hazırlık kamplarının yorgunluğunu taşıyor gibiydi. Buna takıma 4 yeni transferin monte edilme çalışması da eklenmişti. İlk yarım saat iki takımın da birbirini zora solmayan temposu Jimmy Durmaz’ın gol girişimleri dışında bozulmadı. Düşük tempolu vasat maçta skoru değiştiren, çilingirliği ile büyük futbolcu olduğunu kanıtlayan Belhanda oldu. Rakip savunmanın arasından attığı şut tek kelime ile muhteşemdi.
İlk yarıda akılda kalan, Galatasaray savunma göbeğindeki yan top zaafının tekrar hortlaması, Marcao- Luyindama ikilisinin formsuzluğu, Selçuk’la orta sahanın yavaşlaması, forvete yeteri kadar top taşınamamasıydı.
Akhisar ikinci yarıya hızlı başlayıp Burhan’la bir pozisyon buldu ama Muslera bu tek atımlık enerjiyi savuşturup oyundaki üstünlüğü yeniden Galatasaray’a verdi. Kalan sürelerde ise Galatasaray futbolu olarak değilse bile kalitesiyle maçı yönetip sezonun ilk kupasına ulaştı. Nagatomo ve Muslera sezona en hazır isimler olarak ön plana çıktı.
Yeni transferlere gelince. Orta sahada Selçuk ve Belhanda ile oynayınca topların toplanma merkezi olamadı, pas trafiğinde ön plana çıkamadı. Onun takıma, Galatasaray’ın ona alışması için birkaç maça ihtiyaç varmış gibi göründü.
Jimmy Durmaz, futbol zekası ve pasları ile kendini hemen fark ettirdi ama sağ açıkta gerek sürati gerekse ortaları ile soru işareti de yarattı. Kendi süratli olmasa da Durmaz’ın topu hızlı kullanması forvet arkası için daha uygunmuş izlenimi yarattı. Adem Büyük, küçük takımların büyük golcüsüydü, büyük takımların golcüsü olacağının ip uçlarını da verdi. Özgüveni ve isteği ile dikkat çekti. Babel santrforsuzlukta santrfordu ama çalışmayan orta sahadan yeterli pas gelmeyince kendi sık sık orta sahaya geldi. Enerjisini boşa harcayınca hazırlık maçlarındaki performansının uzağında kaldı.
Ve Emre Mor. Son 20 dakikada sahaya girdi. Hazırlık kampına katılmamanın eksikliğini kısa sürede giderecek özel yetenekleri olduğu görülüyor. Eğer takım disiplinine uyarsa bu sezon Emre’yi çok konuşuruz.