Galatasaray ritmini bulduktan sonra durdurulması çok zor takım haline dönüşüyor.
Sarı Kırmızılılar biraz sıkıntılı başladığı ancak puan kaybetmediği Süper Lig’de Adana Demirspor ve Çaykur Rizespor maçlarıyla ritmini bulmaya başladı. Son iki senenin şampiyonu, Young Boys’a elenmenin şokunu üzerinden atıp yeniden rotaya girdi.
Fenerbahçe derbisi öncesi Okan Buruk’un Gaziantep FK karşısında nasıl bir taktik deneyeceği merak ediliyordu çünkü hoca, Osimhen’in transferi sonrası çift forvete dönmeye hazırlanıyordu. Okan Buruk bir süredir hazırlandığı söylenen 3’lü savunmayı dün denedi. Kaan- Davinson- Abdülkerim hattı derbi öncesi Gaziantep karşısında test edildi. Bu üçlü genel olarak uyumluydu ve bu ilk denemede 3’lü sisteme adapte olabileceğinin işaretini verdi. Ancak şunu da unutmamak gerekiyor; rakibin zayıf kadrosu ve az adamla hücum etmesi nedeniyle bu test maçında yanılma payını da içinde barındırıyor. Bu 3’lü savunmanın bireysel yetenekleri fazla olan Fenerbahçe karşısında ne yapabilir, orası soru işareti olarak duruyor.
Buna karşılık Galatasaray’ın 3’lü savunma sistemi dünkü maçta hücum zenginliği olarak kendini gösterdi. Barış- Batshuayi- Yunus hattının hemen arkasında oynayan Mertens ve adrese teslim paslarla ön plana çıkmaya başlayan Sara, takım bazen 3-4-3, bazen 3-5-2’ye dönen sistem oturduğunda şüphesiz daha etkili olabilecektir. Tabii yeni transferler ve Icardi geldiğinde daha da güçlü hale geleceğini unutmamak gerekir.
Galatasaray dün zayıf rakibi karşısında ilk yarıda biraz tempo yapınca golleri peş peşe buldu ve ilk 45 dakikada maçı kopardı. Barış’ın ve Yunus’un golleri usta işi vuruşlardı. Özellikle Yunus’un Batshuayi’nin nefis topuk pasında attığı gol, milli futbolcunun silkinmesi ve ilk 11’de kalıcı olması açısından önemliydi.
Üç gün önce maç oynayan, cumartesi günü de Kadıköy’e gidecek olan Galatasaray ikinci yarıyı rölantiye aldı.
Okan Buruk, 70. Dakikada Kerem Demirbay Yusuf Demir’i oyuna alarak Mertens’in forvet arkası pozisyonuna Sara’yı kaydırdı ve onu kaleye yakın oyunda denedi. Üçüncü golü hazırlayan ise Kerem Demirbay oldu; onun kaçırdığı Barış’ın pasında Batshuayi’ye sadece dokunmak kaldı.
Fark 3-0’a gelince Okan Buruk’tan Nelsson, Jelert değişiklikleri geldi. Buruk, Rize maçında olduğu gençleri değil tecrübelileri soktu oyuna. Bir tek Efe Akman’ı son 10 dakikada oyuna attı. Oysa Metehan, Recep, Gökdeniz, Eyüp gibi isimlerin maç tecrübesine ihtiyacı vardı ve bu süreler bu maçların son yarım saatlerinde verilebilirdi.
Galatasaray seyircisinin Furkan’ın orta sahadan attığı ve ileri çıkan Muslera’yı avladığı golünü alkışlaması ise sahalarda pek görmediğimiz bir “Yiğidin hakkını verme” davranışıydı.
Maçı tribünde gazeteci arkadaşım Engin Biçer ile yan yana izliyoruz. Engin ara ara “Young Boys 1-0 oldu”, “Young Boys 2-0 oldu”, “Young Boys 3-0 oldu” diyor. Young Boys’un Aston Villa’dan yediği golleri sayıyor. Aslında Galatasaray’ın olması gerektiği yere gönderme yapıyor. Galatasaray’ın bugün Aston Villa oynaması gerekirdi, büyük balık kaçtı. Bu Galatasaray bu yeni formatta iş yapardı. Artık darısı Avrupa Ligi’ne…