Geçmişine, neler yaptığına bakmasak ve neler yapabileceğini bilmesek Jorge Jesus’un bu sezonki performansı için “Küçük maçların büyük hocası” diyebilirdik. Büyük maç kazanamamış, 4 maçta sadece 1 puan alabilmişti Jesus. Galatasaray’ın kazandığı haftada şampiyonluk yarışında kalabilmek için de bu kez “büyük maçı” kazanması gerekiyordu.
Batshuayi- Valencia ikilisi ile hücum ağırlıklı başlayan Fenerbahçe, 11. dakikada aradığı golü de buldu. Sezonun büyük bölümünü “Hazır değil” denilerek kulübede geçiren Arda Güler, boşa geçen haftaları Jesus’un yüzüne vurar gibi nefis bir asist çıkardı. Ancak Fenerbahçe savunması koca bir ilk yarıyı başka bir pozisyon yaratamadan tamamladı. İlk çeyrekte gördüğü baskı karşısında bocalayan konuk ekip, Fenerbahçe’nin temposunu koruyamaması karşısında oyunu dengeledi. Trabzonspor ilk yarıda çerçeveyi bulan şut çıkaramadı ancak Hamsik ve Larsen ile iki net pozisyonu kullanamadı.
Bordo- Mavililerin bu maça beşli savunma ile başlaması da ilginçti. Kalabalık defans, çift forvet oynayan Fenerbahçe’ye çok az pozisyon verdi ancak kendisi de hücumda eksik kaldı. Bu kadar geriye yaslanmak ise ikinci yarıda Fenerbahçe’yi yeniden oyunun hakimi yaptı. Üst üste gelen ataklardan bunalan Trabzonspor savunmasını yıkan gol, Zajc’ın pasında, Luan Peres’ten geldi. Peres’in şutu o kadar şıktı ki, yoğunlaşan baskıda duvar olan Uğurcan bile bir şey yapamadı.
Trabzonspor, 2-0’dan sonra maça ortak olmak için harekete geçti. Geçen sezonun şampiyonunun bunu yapacak gücü de vardı ama yeni hocasının yeni taktiği belli ki kafalarını karıştırmıştı. Nitekim son çeyrekte takım kurulum ayarlarına dönünce Trabzonspor maç boyunca bulamadığı pozisyonları üretmeye başladı ve aradığı golü de penaltı vuruşuyla buldu. Ancak maçın sonu gelmişti ve skoru döndürecek yeterli süre kalmamıştı.
Fenerbahçe, Valencia’nın golleri olmadan da kazanmaya başladı. Farklı isimlerin asistler, golleri Fenerbahçe’nin hücum gücünü zenginleştirdi. Sezonun ilk haftalarındaki gibi oynadı. Ligin en golcü ismi maçın son bölümünde yine golünü attı ama maç kopmuştu.
Sonuç olarak Fenerbahçe, beşli savunma oynayan bir takıma fark atarak ne kadar motive olduğunu gösterdi. Bu sezon ilk büyük maçını kazanarak yarışta kaldı. Galatasaray’ın 14 maç üst üste kazandığı dönemde bile zirveden kopmayan Fenerbahçe, şansını Nef Stadyumu’na taşına konusunda kararlılığını da ortaya koydu.