Fenerbahçe ilginç bir takım. Ne oynadığını anlamakta zorlanıyorsunuz. Öyle rakibi bunaltan, zorlayan bir tarzı yok ama yoluna öyle de böyle de devam ediyor. Diğer büyüklerin puan bıraktığı Karabük’ten de, TT Arena’daki Galatasaray derbisinden de tereyağından kıl çeker gibi çıktı. Nisan ayında 4’te 4 yaparak yeniden zirveye yaklaştı.
Dün de Rize karşısında ilginç bir galibiyet aldı Fenerbahçe. Galatasaray derbisinde olduğu gibi oyunun son bölümünde riske girdi, tempoyu yükseltti ve maça eklenen uzatma anlarında golü üretti. 3. dakikada Aatıf’ın ortasında sıyırtma kafa vuruşu yapan Moussa Sow’u 90+2’de gole götüren isim ise unutulan forvet Emenike’ydi.
Biz unutmuştuk... Fenerbahçe taraftarı unutmuştu... Advocaat unutmuştu. O bile belki futbolu unutmuştu ama dün oyuna girdi, golünü attırdı ve kendini hatırlattı. Emenike kendini hatırlatırken Fenerbahçe’nin aslında nasıl da güçlü bir kadroya sahip olduğunu da hatırlattı. Sahada Sow, kulübede Emenike, dışarıda Van Persie var. Kalede de, savunmada da aynı şey geçerli. Alternatifli ve güçlü bir kadro. Peki neden Fenerbahçe bu halde? Neden şampiyonluk yarışında değil de ikincilik yarışında?
ADVOCAAT HATAYI AFFETMİYOR
Bu sorunun tek bir cevabı yok şüphesiz. Ama her ne kadar ‘Bu benim takımım değil’ dese de baş sorumlu Dick Advocaat. Takımı tanıması aylarını aldı. Takımı forma sokması ise hala mümkün olmadı. Gerçi hakkını da yemeyelim, dünkü maçın son bölümünde Fenerbahçe ciddi baskı oluşturdu ve 3 puanı sökerek aldı ama bu tabloyu ne maçın diğer bölümlerinde ne de diğer maçlarda pek göremedik. Sonuç olarak Fenerbahçe denizde sektirilen taş gibi bir kez daha sekmeyi başardı.
Fenerbahçe’de dün öne çıkan iki nokta vardı. Biri Şener’in ani düşüşü ki gol de onun büyük hatasıyla geldi. Diğeri ise Advocaat’ın hata yapan futbolcuya faturayı hemen kesmesiydi. Gol yediren Şener’i devrede, Kweuke’yi kaleciyle karşı karşıya bırakan Aatıf’ı ise hemen oyundan aldı.