Geçen sene 100 puan barajına ulaşmış, oturmuş bir kadro Fenerbahçe. Üstüne önemli takviyeler de yapıldı. Üstüne dünyanın en iyi teknik adamlarından biri kadronun başına geçirildi. Doğal olarak da bu sezon bu kadro Türkiye’de derbiler hariç maç başlamadan her maçın mutlak favorisidir.
Rize deplasmanına da bu özgüvenle geldi Fenerbahçe. Ancak karşısında bu sezona imzasını atması beklenen, sürpriz yapmaya açık bir takım vardı. İlhan Palut yönetimindeki Çaykur Rizespor hedefi ilk 5 olarak belirlemişti. Maç başladığında sahada güçlü duran bir Fenerbahçe vardı. Fenerbahçe özgüvenli ve etkili oynuyor, Rizespor da maçtan kopmuyor, güçlü rakibine meydan okumaktan geri durmuyordu.
Maçın ilk yarısı yüksek tempoda oynandı. Sert oyuna müsade eden bir hakem vardı, kolay kolay oyunu kesmiyordu. İlk yarıda Fenerbahçe’nin penaltı beklediği iki pozisyonu da öyle yorumladı, devam ettirdi.
Maçı Fenerbahçe açısından kolaylaştıran isim ise Fred oldu. Sol ayağı ile çektiği mükemmel şutla gelen gol ilk 45 dakikanın en güzel hareketiydi. İlk yarıda Szymanski’nin nefis ara pasında kaleciyle karşı karşıya kalan ve kaleciye takılan Dzeko’nun ikinci yarının başlarında neredeyse sıfırdan attığı şık gol ise Fenerbahçe’yi iyice rahatlatan goldü. Boşnak futbolcu 7. resmi maçında 7. golünü kaydederken kaçırmaya da atmaya da devam etti.
Maçın hakimi Fenerbahçe’ydi ancak Sarı Lacivertlileri bu zorlu deplasmanda üç puana bu kadar kolay götüren Fred’e burada bir parantez açmak gerekir. Fred, Rize’nin kanatları kapatması ve boş alan bırakmaması nedeniyle o öldürücü koşularını yapamayan ve biraz geri planda kalan Maximin’in pasında sol çaprazdan nefis bir golle farkı üçe çıkardı. Aynı Fred 64. dakikada bu kez sağ kanatta belirdi. Dzeko’nun karşı karşıya yine kaçırdığı pozisyonda topu takip edip farkı dörde çıkarırken kendi adına da üçleme yaptı.
Rizespor peş peşe gelen gollerden sonra oyundan iyice koptu. Kendi kalesine attığı beşinci gol Rizespor’un teslim bayrağıydı. Fenerbahçe gibi bir takıma bu kadar açık futbol oynamasının faturasını ödedi. İlhan Palut bu oyun mantalitesini seven ve bedel ödemeyi kabul eden bir hoca. Dün yine farklı bir bedel ödedi.
Fenerbahçe’de sezona iyi bir başlangıç yapan Livakovic yine yapması gereken kurtarışları yapması gereken dakikalarda gerçekleştirdi, Rizespor’u umutlandırmadı.
Savunmada Çağlar- Djiku ikilisi her geçen gün daha iyiye gidiyor. Dün de neredeyse hatasız oynadılar. Uzun boyları ile stoperde olması gerekirken yanlışlıkla çizgide oynuyormuş izlenimi veren Mert Müldür ve Oosterwolde henüz, oyunu iki yönüyle oynayan bek performansında değildi. Özellikle Mert bir makina gibi işlemeye başlayan Fenerbahçe dişlisi içinde biraz zayıf kaldı.
İsmail Yüksek savunmanın önünde bir emniyet sübabı olarak görev yaparken Fred de ofansif yönde takımı ileri atan bir performans sergiledi. Tadic temposu yüksek olmasa da kaliteli ayağıyla sahanın içinde her zaman bulunması gereken bir çilingir olacağının mesajını verdi. Szymanski bu sezon ilk kez bu kadar takım oyununun içinde ve etkiliydi. Maximin Rize’de coşan takımın arada kaynayan ancak buna rağmen bir asistle skor katkısı yapan isim olarak dikkat çekti. Dzeko ise her zamanki gibi hep oyunun içinde, takımını yönlendiriyor ama son vuruşlarda isabet yüzdesini bir türlü yükseltemiyor.
Sonuç olarak Fenerbahçe, zorlu Rize deplasmanında Fred’in müthiş katkısıyla umduğundan da kolay bir galibiyet aldı.