Dağ fare doğurdu diyemeyeceğim, bu derbinin bir dağ olmayacağı zaten ortadaydı. Bu sene ne Galatasaray bir dağ, ne de Fenerbahçe. Nitekim maç da Beşiktaş, Başakşehir ve 2017’deki Trabzonspor’un izlettiği temponun, kalitenin çok uzağındaydı. Bu tür maçlarda, yani iyi oynamayan ancak güçlü kadroları olan takımların müsabakalarında deplasman ekipleri avantajlıdır. Çünkü savunma yapmak kolaydır. Dün de Fenerbahçe kolayı tercih etti, riske girmedi, 1 puana oynadı ve oyunu kilitledi. Ancak savunmada bu kadar başarılı olan Fenerbahçe hücumda da bir o kadar başarısızdı. Koskoca Fenerbahçe derbiyi neredeyse net gol pozisyonu bulamadan tamamladı derken 90’da Josef de Souza ortaya çıktı. Şener’in Carole’ün ‘içinden geçip’ yaptığı ortasında Souza şık bir golle atamayana atarlar kuralını işletti.
Teknik direktörlük kariyerinin sonunda olan ve emeklilik için gün sayan Advocaat’ın karşısında ise kariyerinin başındaki Tudor vardı. Tecrübe eksikliği bu maçta da kendini gösterdi. Aslında ikinci yarının bir bölümünde maçı kazanabilecek pozisyonlar da ürettiler ama sonuca gidemediler. Ki Galatasaray’ın ilk 5’teki hiçbir takımdan puan alamaması çok büyük bir başarısızlıktır.
Maçın bir hayal kırıklığı ise milyon milyon dolarlar alan starların ağırlıklarını koyamamalarıydı. Neden bu kadar paraların onlara ödendiğini bilseler iyi olur yoksa o futbolu 10’da 1’ine oynayacak çok futbolcu var.