Galatasaray kadrosuna ciddi takviyeler yapmıştı, dün de sahaya 4 yeni transferi ile çıktı. Merakla beklenen Emre Mor ilk 11’deydi. Fatih Terim, genç futbolcuya olan güvenini göstermişti ancak Mor’un takım ortalamasının üzerine çıkacak bir temposu yoktu. Bir ara Babel’le kanat değiştirdiler ama durum değişmedi. Terim de genç futbolcuyu 45’te Adem Büyük’le değiştirdi. Ki Terim’in 60. dakikadan önce oyuncu değiştirmesi pek görülen şey değildir. Herhalde Mor bu mesajı doğru algılamıştır.
4-1-4-1 denecek dizilişte N’zonzi, geçen sene Fernando’nun görevini üstlenmişti, kesici özellikleri ile farkını ortaya koydu. Seri çok çalışkan ama bir sihirbaz değil. En azından şu ana kadar şapkadan tavşan çıkarmadı. O tavşanı çıkaran Babel oldu. Sürekli gol arayan, ceza alanında dört dönen ‘Pembe kafa’ sonunda Galatasaray’ı rahatlatan golü kaydetti. Golde topun Ali Turan’a çarpması da etkendi ama bunun için de şut çekmek, golü aramak gerekirdi, işte Babel bunu yapıyordu.
İlk yarıda topla oynama oranı yüzde 75’e 25 Galatasaray lehineydi. Konyaspor açık bir şekilde topu Galatasaray’a bırakmış, adam adama savunma yaparak 1 puana uğramıştı. Bu oyun anlayışı ilk yarıyı sıkıcı bir 45 dakikaya çevirmişti. Fatih Terim’in öğrencileri ikinci yarı tempoyu yükseltip golü bulunca Aykut Kocaman’ın ‘duvar planlı’ da çökmüş oldu. Konuk ekip golü yedikten sonra açık futbol oynamaya karar verdi ama etkili bir forvet hattı yoktu. Son anlarda eksik kalan Galatasaray'a karşı çoklu hücumla golü de buldular.
Hemen belirtmek gerekir ki, yüksek tempolu futbol konusunda Galatasaray'ın hala sıkıntıları olduğu görüldü. Babel, iki bek Nagatomo ve Mariano tamam ama diğer isimler genelde ağır çekim oynuyorlar. Bu tempo Şampiyonlar Ligi için yeterli olmayabilir.
Bu arada takımda bir disiplin problemi olduğunu da söyleyelim. Geçen hafta Marcao, ardından Seri’nin kırmızı kartları önlem alınmazsa başa büyük bela açar.