Milli Takım’da hocalarla futbolcular arasında gerilime zaman zaman tanık oluruz ama Fatih Terim- Arda Turan ego savaşları gibi uzadıkça uzayanına hiç denk gelmemiştik. Euro 2016 finallerinde bize belki de yarı final hatta finale mal olan satranç, 2018 Dünya Kupası’nda da bedel ödetiyor.
Millilerin gruptaki şansını sürdürmesi için mutlak kazanması gereken maç bu ‘yersiz’ tartışmanın gölgesinde başladı. Ama oyunun ilk çeyreğinde öyle iştahlı, öyle saldırgan bir Türkiye vardı ki, Turan-Terim gerilimine dönüşen gerilim sanki başka bir zaman diliminin öyküsüydü. Sağdan Cengiz, soldan Volkan Şen’ın bindirmeleri, forvette Burak Yılmaz’ın hareketliliği, Selçuk, Oğuzhan ve Ozan’ın göbekteki etkinliği, ikili kıyaslamalarda zaten zayıf olan Kosovalıları iyice oyuna sokamadı. Volkan Şen’le gelen erken golün devamı gelmeyince ilk çeyrekten sonra Kosova cesaretlenir gibi oldu. Bu dakikalarda da bizim en büyük zaafımız olan yan toplardan eşitliği sağladı. Ama FIFA tarafından üyeliği yeni tanınan Kosova’nın eti budu belliydi. Milliler rakibi küçümsemeyi bırakıp oyuna asılınca Cengiz’in golü Millileri devre arasına önde götürdü.
Maçın ikinci yarısında da Ay-Yıldızlıların üstünlüğü vardı. Burak Yılmaz’ın golü direnci kırdı, Ozan da farkı getirdi. Kosova’nın az da olsa yaşattığı umutları da söndü.
Milli Takım sezon sonu olmasına rağmen yüksek maç konsantrasyonları ile 3 puanı alırken grupta yeniden bir şans yakalamış oldu. Futbolcuların Arda Turan krizinden etkilenmemesi de alkışa değerdi çünkü Arda’nın basın toplantısındaki yüzleri öyle söylemiyordu.
Şimdi Millilerin önünde 3’ü doğrudan rakibi olan takımlarla olmak üzere 4 kritik maç var. Rusya 2018 finalleri mucizevi bir şekilde gelebilir mi? Neden olmasın? ‘Biz bitti demeden bitmez’ sloganı boşuna ortaya çıkmadı.