Sergen Yalçın ile 2’de 2 yapan Beşiktaş için Başakşehir deplasmanı gerçek bir sınavdı. Sezona kötü başlayan ancak Okan Buruk’la çıkışa geçen Başakşehlr bir kez daha şampiyonluk telaffuz etmeye başlamıştı.
Maçın ilk yarısında gol yoktu ama pozisyonlar vardı. Gol sesinin çıkmamasının sebebi iki takımın da savruk oynaması ve organize atak geliştirememesiydi. Başakşehir’de Demba Ba tehdit unsuruydu ama arkadaşları topu onunla buluşturamıyordu. Beşiktaş’ta Burak Yılmaz, bu konuda daha şanslıydı ama o da geçen seneki etkinliğinin çok uzağındaydı. Performansı ile değil adıyla vardı.
Maçta ön plana çıkan en önemli özellik orta sahaların çok kolay geçilmesiydi. Bu da iki takımın da rakip ceza alanına çok adamla girmesine ve hep gole yakın olmasına yol açtı. Elneny, Sergen Yalçın’ın 30. dakikadaki ‘dikine oyna’ uyarısına kadar geriye ve yana oynayarak el freni gibiydi. Atiba sık sık ileri çıktı, akınları organize etti ama verilen görev yaşının ve kapasitesinin üstündeydi. Kanatlardaki Nkoudou ve Diaby de vasat olunca maçın başındaki özgüvenli Kartal yavaş yavaş ortadan kalkmaya başladı. Sergen Yalçın mecburiyetten yine Ljajiç’e sarıldı ama Sırp futbolcunun maçı çevirecek enerjisi yoktu. Nkoudou’nun yerine de Boyd’un alınması Sergen Hoca’nın elinin zayıflığının kanıtıydı.
Beşiktaş’ta Vida, Crivelli’den hava topu alamadı, son dönemin en verimsiz maçını sergiledi. Buna karşın sürpriz bir şekilde sağ bek çıkan Lens sahanın en iyisiydi. Bindirmeleri, ortaları ile Gökhan Gönül’e ciddi gözdağı verdi.
Sonuç olarak Beşiktaş, kendisine denk bir takım karşısında Abdullah Avcı döneminin ortalamasına dönüverdi. Sergen Yalçın’ın da kötü kadro mühendisliği karşısında yapacağı fazla bir şey yoktu. Sergen Hoca’nın yapması gereken bu senenin kayıp yıl olduğunu kendine itiraf etmesi ve kulübeye aldığı Erdoğan, Rıdvan, Kartal Kayra’ya sahada şans vermemek onları kazanması...
Başakşehlr dün kazandı ama eskinin coşkulu takımının uzağındaydı. Demba Ba’nın şık golü önemli bir zaferi getirdi ama sorunları örtbas edemedi. Visca’nın isteksizliği, Elia’nın savrukluğu, İrfan Can ve Mahmut’un yaşadığı form düşüklüğü zirve yolunda handikaplar olarak ortaya çıktı.