Fenerbahçe derbiden Jailson ve Soldado dışında Benzia’yı da kaybederek çıktı. Galatasaray maçında oyundan alınmasını ‘Futbolu bilmiyorlar’ diye eleştiren Benzia dün ‘idari kararla’ kadro dışıydı. Hollandalıların tartışmaya açık olduğu söylenir ama Fenerbahçe’nin ara dönem hocasını eleştirmek için uygun zaman değildi sanırım. Ama Koeman’ın takım içinden yükselen eleştirilerden daha büyük sorunları var. Beraber geldiği Cocu’nun 4-2-4 sistemini o gidince 4-4-2 gibi takıma daha uygun bir modele döndürdü ama kağıt üzerindeki bu hamle pek işe yaramışa benzemiyordu. Fenerbahçe hala rakip alanda çoğalan, baskı oluşturan, organize atak sayısı yüksek olan bir takım kimliğine bürünebilmiş değil.
Anderlecht karşısında ilk yarıda topu rakibe bırakan ve rölanti futbolu tercih eden Fenerbahçe ‘Peki ne değişti?’ sorusunu sordurdu ister istemez.
İkinci yarının ilk bölümü de pek farklı değildi, Fener’in ışığı cılızdı. Ancak her şey Valbuena’nın sahne alması ile değişti. Pereira sonrası dönemde ne Aykut Kocaman’a ne de Cocu’ya yaranabilen Fransız futbolcu dün ‘Durun bir dakika ben daha ölmedim’ dedi. Attığı ve Frey’e attırdığı gol, 0-0’a bağlanmış gibi görünen maçın kilidini açtı. Bu maçı doğrudan Valbuena’ya yazmalıyız. Kulübenin derinliklerinde unutulan Valbuena bu çıkışını devam ettirirse Fenerbahçe’nin çehresini değiştirebilir. Çünkü Fenerbahçe’nin asıl ihtiyacı olan, Alexvari bir skor sihirbazı, bir lider… Ve Fransız’da o kumaş var...