Altı sene Aziz Yıldırım gibi bir başkanla yöneticilik yapan, altı senedir de başkanlık koltuğunda kendisi oturan Ali Koç, “Şimdiye kadarki en verimli transfer dönemiydi. Nokta atışlar yaptık” demişti. İsmail Kartal’ın sahaya sürdüğü kadroda 5 yeni transfer vardı ve maç başladığında Ali Koç’un neyi kastettiği anlaşıldı.
Rakip çok zayıftı, maç ölçü değildi ama yeni transferlerin verimli olacağı “sahadaki duruşlarından” belliydi. Özellikle de ileri üçlüdeki Kent- Dzeko- Tadiç’in.
Ryan Kent sürati ve stili ile Osayi-Samuel’in açık versiyonu gibi. Dzeko merkez noktayı çok iyi dolduruyor. Fenerbahçe’nin saha dizilişi ve oyuncuların birbirine mesafesi Dzeko’ya göre ayarlanmış gibi, tüm takım ip gibi ona göre diziliyor, bu da takımı ileride tutuyor.
Sarı-Lacivertlilerin en dikkat çeken transferi ise Tadic. Sırp futbolcu adeta topla dans ediyor. Topu her aldığında gol pozisyonu geliyor diyorsun. İlk yarıda “Onu gol kralı yapacağım” dediği Dzeko’ya 4 pozisyon yarattı ama Boşnak futbolcu çok istekli olmasına rağmen o son vuruşu yapamadı. Dzeko’ya o çok istediği golü attırmak Mert Hakan’a nasip oldu. Maçın 66.dakikasında, skor 4-0’ken Tadic’in hücum pres yapması, arkadaşlarından bunu istemesi gerçek bir profesyonelle karşı karşıya olduğumuzu da gösterdi.
Görünen o ki bu hücum hattı ve ileride oynama düşüncesi Fenerbahçe’yi geçen seneye göre daha savaşçı yapacak.
Diğer iki yeni transferden Djiku için yorum yapılacak bir maç değildi çünkü rakibin organize atağı yoktu.
Olsa da garantici İsmail Kartal dörtlü savunmanın hemen önüne bir de Crespo kilidi atmıştı, savunmaya iş düşmezdi.
Szymanski ise dün attığı şık gole kadar çok etkili değildi. Henüz takıma alışma evresinde gibiydi ancak kornerlerde, dönen toplarda takibi ve hareketliliği ile kurnaz bir futbolcu olduğunun işaretini verdi. Rakip savunmayı ve kaleciyi çalımlayarak attığı gol de kumaşının iyi olduğunun kanıtıydı.
Fenerbahçe’nin 4-3-3 oyun sistemi dünkü maçta sonuç getirdi ama Mert Hakan- Crespo- Szymanski üçlüsünden kurulu orta saha daha üst düzey maçlar için yetersiz kalabilir. Bu isimlerden kurulu bir orta saha Fenerbahçe’nin yumuşak karnı olabilir. İsmail Kartal’ın yeni bir transfer beklentisi yoksa ve bu orta saha ile devam edecekse 4-3-3 sistemini gözden geçirmesinde fayda olabilir.
Türkiye’de şampiyonluğa oynayan takımlar performans olarak sezonun eylül gibi giriş yapar. Ağustos, hele hele Temmuz ayları tehlikeli aylardır, takımlar ritimlerini bulmamıştır. Fenerbahçe iştahı ile Temmuz’da maça çıkan bir Türk takımı değildi. Kazanma iştahı ve takım oyununun etkinliği farklı skoru getirdi.