23 Mayıs 1919 Sultanahmet 7 Ağustos 2016 Yenikapı

Beşir Ayvazoğlu

Yenikapı’da 7 Ağustos Pazar günü gerçekleştirilen göz kamaştıcı “Demokrasi ve Şehitler Mitingi”nin sadece askerî bir dikta rejimi kurmak için darbe teşebbüsünde bulunan FETÖ’yü lânetelemek amacıyla yapıldığını düşünmek yanlıştır. Maşerî vicdan, derin tarihî tecrübesinden beslenen bir sezişle, yapılan saldırının aslında “küresel” bir saldırı olduğunu, ihanet şebekesinin de taşeron olarak kullanıldığını fark ederek kıyam etmiştir. Milyonların, bütün fikir ayrılıklarını, farklılıkları paranteze alarak Yenikapı’ya akın akın koşmasını, tek ses, tek yürek halinde “hürriyet ve istiklâl”ine sahip çıkmasını başka türlü açıklamak zordur.

“Demokrasi ve Şehitler Mitingi”, tarihimizde sadece İzmir’in işgali üzerine ilki 23 Mayıs 1919’da gerçekleştirilen Sultanahmet mitingleriyle kıyaslanabilir. Ayağa kalkan aynı maşerî vicdan, canlanan aynı ruh ve dünyaya verilen mesaj aynı mesajdı. Her birine yaklaşık yüz elli - iki yüz bin kişinin katıldığı Sultanahmet mitingilerinin büyüklüğü ve anlamı, İstanbul’un o tarihte bir milyonun biraz üzerinde bir nüfusa sahip olduğu düşünülecek olursa daha iyi anlaşılır.

***

Belli siyasî ve sosyal amaçlarla yapılan, bazan önemli bir olaya dikkati çekmek, bazan da olumsuz bir gelişmeyi protesto etmek için düzenlenen, isteyen herkesin katılabileceği, saldırı ve çatışma amacı taşımayan meydan toplantılarına miting deniyor. Dilimize İngilizceden geçen miting (meeting) kelimesini İkinci Meşrutiyet yıllarından beri kullanıyoruz. Bu anlamda meydan toplantılarının yapılabilmesi için elbette toplantı, gösteri ve ifade hürriyetinin bulunması şarttır.

Monarşiler, totaliter ve otoriter rejimler, bırakın büyük halk kitlelerini harekete geçiren mitingleri, üç beş kişinin bir araya gelmesinden bile rahatsız olur. Rahmetli Turgut Cansever, Fransız İhtilâli’nin sokaktan gelen önderleri ortadan kalktıktan sonra Fransa’ya hâkim olan Napolyon Bonapart’ın ihanetten ve halk hareketlerinden korktuğu için kendine göre bir Paris planı çizdirdiğinden söz ederdi. Planın esası geniş caddelerin yuvarlak meydanlarda birleştirmekti. Bir topçu subayı olan Bonapart, Turgut Bey’e göre, bu bulvarların iki tarafındaki apartmanlarda yaşayan halkın herhangi bir sebeple sokaklara dökülmesi halinde yuvarlak meydanlara yerleştireceği topçu bataryalarını kullanacak, kalabalıkları rahatça püskürtebilecekti.

Bizde de İkinci Meşrutiyet’ten önce büyük halk kitlelerinin katıldığı miting niteliğinde gösterilerin yapılması mümkün değildi. Talebe-i Ulûm’un, yani medrese talebelerinin zaman zaman yaptıkları gösteri ve isyanları miting olarak kabul etmek mümkün değildir. Halkın da katıldığı bazı kitle hareketleri ise miting değil, isyan niteliği taşıyordu.

***

İkinci Meşrutiyet, 23 Temmuz 1908 tarihinde, Manastır’da, Harp Okulu Ders Nazırı Binbaşı Vehip Bey’in daha sonra Hürriyet adı verilen meydanda toplanan halka verdiği “Ya Kanun-ı Esasî, ya Ölüm” nutkuyla başlar. Ertesi gün gazetelerde yayımlanan “Teblîgât-ı Resmiyye” ile halkın da haberdar olduğu Meşrutiyet, sadece bir gazete ve mecmua enflasyonuna değil, miting çılgınlığına da yol açmıştı. Bu mitingler üzerine, Yücel Aktar’ın İkinci Meşrutiyet Dönemi Öğrenci Olayları (1990) adlı çalışması dışında kapsamlı bir çalışma yapılıp yapılmadığını bilmiyorum.

Balkan Harbi öncesinde de İttihat ve Terakki tarafından düzenlenen ve Ahmed Muhtar Paşa hükümetini tereddüde düşürüp harbe kışkırtan mitingler, ülkeyi bir felakete sürüklenmişti. İsmail Hami Danişmend, İttihatçıların bu mitinglerle işbaşındaki hükümeti (Büyük Kabine’yi) harbe sokup başarısızlığa uğratarak düşürmeyi planladıklarını iddia eder.

Mahmud Muhtar Paşa, Maziye Bir Nazar adlı hatıratında, Balkan Harbi öncesinde sokaklara dökülerek “Harp isteriz!” diye bağırıp çağıran İttihatçılardan söz ederken şöyle bir dipnot düşmüştür: “Her sınıf halktan oluşmuş bulunan bu güruhun mühim bir kısmını, maalesef bazen bu nevi nümayişlere, demagoglar elinde ihtiras âleti olabilen darülfünun gençleri teşkil ediyordu. Ne zaman ki bu harp iştihalılarının hemen silâhaltına alınıp hududa gönderilmeleri kabine kararıyla Harbiye Nezareti’ne tebliğ edildi, ‘Mehmetçikler şehid, biz gazi!’ diye düşündükleri anlaşılan sokak kahramanları her biri bir hâminin, bir velinin şefaatiyle Nâzım Paşa’nın müsamahasına sığınarak kurtulmuşlardı.”

***

“Harp Mitingleri”, her mitingin maşerî vicdanın sesini ve taleplerini yansıtmadığını, bazı güçlerin kalabalıkları yönlendirip kışkırtarak belli bir amaca ulaşmak için kullanabileceklerini gösteriyor. Gezi Parkı kalkışması da böyle bir denemeydi.

Sultanahmet, Fatih ve Üsküdar’da 1919 Mayısında yapılan, Halide Edip Adıvar, Mehmed Emin Yurdakul, Hamdullah Suphi Tanrıöver gibi devrin tanınmış şair, yazar ve hatiplerinin heyecanlı nutuklar söyledikleri mitingler ise beka endişesine kapılan millî ruhun galeyanı ve Millî Mücadele’nin ateşleyicisiydi.

Aynı ruh, 7 Ağustos’ta Yenikapı’da uyandı.

Sultanahmet Mitingi’nden bir kare. Arkada soldaki Firuzağa Camii, sağda karşıdaki kubbeli bina ise günümüzde Türk Edebiyatı Vakfı tarafından kullanılan Cevri Kalfa Mektebi’dir.

Sultanahmet Mitingi’ne davet

İstanbul halkını, 23 Mayıs 1919 Cuma günü Sultanahmet’te düzenlenen mitinge davet etmek için bir el ilanı batırılmıştı. Bu ilanın metni şudur:

Müslüman!

Önümüzdeki Cuma günü resmi dua günüdür. Yevm-i mezkûrda Fâtih, Sutanahmed, Bâyezid Camilerinde Cuma namazından sonra Müslüman ve Türk yurdlarının halâsı için dua edilecektir. Vatanının seven her Müslüman’ın bu içtimalarda bulunması vecîbe-i dîniyyedir. Camilerde, evlerde tazarru et! Duadan sonra Allah’a yükselen kalbinle Sultanahmed’e bütün Türk ve Müslümanların koşacağı büyük ve umumi içtimaa gel! Sevgili vatanın parçalanıyor. Öldürücü felâketler yağıyor. Camilerini, mukaddesatını çiğneyecekler. Gözlerini aç, dindaşlarını, milletini düşün! İzmir facialarını öğren! Anadolu senden kararını bekliyor. Haksızlıklara karşı feryâd et! Âlemin vicdanına hitap eden heyecanlarınla hakkını müdafaaya ve parçalanan vatanının imdâdına koş!

Bu mitingde kurtarıcı kararlarını ver ve halâsın için çalışmağa yemin et!

Müslüman

Sultanahmet Mitingi’ne davet için dağıtılan el ilanı.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.