Yalın ayak yürümek zor. Çünkü ayaklarımıza değil çarıklarımıza bakıyorlar. Nasıl yol aldın, bu yara nereden geldi diye soran yok.
Dinlenecek dert kaldı mı? Yaşıyorsak da sadece gevezelik olsun diye yaşıyoruz artık.
Elimizden gelse de kırsak tüm aynaları, indirsek bütün camı çerçeveyi. Çünkü baktıkça yoruluyoruz fakat insanlar eleştirmekten, didişmekten, çekişmekten hiç yorulmuyor.
Gönlümüz yorgun. Çerçeveler, vitrinler, camlar ve birbirine bakanlar yersiz ve dahi yetersiz.
Nedir bizi böyle çepeçevre saran? Gecemizi kuşatan, bizi biz olmaktan alıkoyan nedir?
Bir yarış içinde yaşıyoruz hayatı. Ekranlara, vitrinlere bakmaktan içimize bakmaya vakit bulamıyoruz.
Vakitlerimiz yarışlara ayarlı. Elimizde renkli renkli taşlar, en uzağa taş atma yarışındayız. Taşı en uzağa kim fırlattı? En iyi fırlatan kim? En büyük taş kimde? En son kim fırlattı?
Gönülden değil attığımız taş.
Onca gevezeliğe ve kepazeliğe alışmış seslerimiz şimdilerde sadece bir takım düşünceleri kuru kuru savunmaktan öteye geçemiyor. Duyguların sesi kıymetliydi oysa. Gönlün sesi kıymetliydi.
Her gün yeniden arınmayı bekler ruhumuz.
Yaralar vardır bir de. Sessiz bir ağıtın yarası ile baş başa kalan gözler vardır. Ne kıymetlidir gözün baktığı ve uğrunda yaşlar döktüğü yara.
Merhem ararız yaralarımıza. Her düşüşe düşüş, her yaraya yara demeyiz. Yara hakikiyse şifası, merhemi vardır.
Hakiki yaralarımız olsun, şifası hikmet olan yaralarımız... Her şeyin karşılığını hemen beklediğimiz bir dünyaya surat assın gönül. Hikmete yaklaşsın.
Şunun şurasında hikmetten ve nimetten, helalinden ve samimisinden kaç anımız var? Hakiki ve gösterişsiz yaşamak olsun sızımız. Kurşuna atlamak değildir cesur olmak, kurşun sıkanı kucaklayacak kollarımız olmasıdır. Can sıkacak zehirli sözlere değil, merhametli gözlere ihtiyacımız var. Hakiki ve gösterişsiz gönle ihtiyacımız var.
Zansız yaşayan. Gönülden. Gönlünü ve düşüncelerini yıkayan. Hayatını sergilemekten vazgeçen... Verdiklerini gizleyen, gizlediklerini unutan, biriktirdiklerini döken... Saman altından yürüttükleri için mahcup olan... Her hataya bir insan silerken, her hatanın da insanı insan ettiğini yaşam sayfasının bir kenarına not eden…
“Bir kalbiniz vardır onu tanıyınız.”
Bütün yollar bir sona çıkar dostum. Sen hangi yolun sonuna çıkmak istersin?