Kanada Kanada dedikleri!

Bekir Fuat

Üç ay Vancouver’da yaşadım. Vancouver Kanada’nın en güzel şehirlerinden biri. Bir tarafı deniz, bir tarafı orman. İçiçeler. Ülkenin tamamı güzel ayrı.

Bugün Kanada notlarımı paylaşıyorum. Günahıyla sevabıyla…

***

Kanada’da Fransız ve İngiliz gelenekleri bir arada yaşıyor. Fransız ve İngiliz hakimiyeti 1850’li yıllarda -ülkenin kuruluşuyla birlikte- kendi kültürünü kabul ettirmiş. Federal bir sisteme sahip. On büyük eyalet ve üç bölgeden oluşuyor. İki resmi dil, İngilizce ve Fransızca. Söz ettiğimiz geleneğe, varlığını her zaman hissettiren Amerikan kültürü ile Avrupa, Asya ve Latin Amerikalı göçmenlerin geleneklerini de eklemek lazım. Bir de ayrılıkçı diyebileceğimiz Quebecliler var. Qubec bir eyalet. Buraya ilk gelenler Fransızlar olmuş. Halkı Fransızca konuşur. Quebec ile İngiliz Kanadası arasındaki farklar yalnızca dile özgü değil. Quebec’teki Fransız etkisi yemeklerden eğlence kültürüne, mimariden müziğe kadar her alanda kendini hissettiriyor.

Türkiye’nin on katı büyüklüğünde, otuz beş milyon nüfuslu bir ülke. Dünyanın dört bir yanından insanlar gelmiş. Çinliler, Japonlar, Fransızlar, İngilizler, İtalyanlar, Koreliler vs… Her birinin ayrı mahallesi, pazarı, kilisesi var. İnsanların kendi ülkelerinden getirdikleri bir kimlik var, bir de Kanada vatandaşı kimliği.

Etnik kökeni, dili, dini ne olursa olsun herkes yasalar karşısında eşittir prensibi benimsenmiş. Özgürlükler ülkesi unvanı var. Bir unvan da Vancouver’ın: Körlerin en rahat yürüdükleri, koştukları şehir…

***

Biz Türkler birbirleriyle tanışmayı seven insanlarız. Tanışma cümlemiz de bellidir: “Hemşerim memleket nere?” Vancouver’da ilk öğrendiğim cümle, “The weather is nice.” “Hemşerim memleket nere?” anlamına geliyor. Birisiyle tanışmak istiyorsanız o cümleyi söylemeniz gerekir. “Bugün hava çok güzel” diye başlayan tanışma, havadan sudan konuşmalarla devam eder. İnsanların birbirleriyle konuşmalarında politika ve din meselesi hiç gündeme gelmez, getirilmez. O iki mevzu özel (mahrem) alan kabul edilir. Yeni tanıştığınız birisine hangi dine mensup olduğunu sorsanız hemencecik yanınızdan ayrılabilir.

Evleri barkları, şehirleri imrenilecek cinsten. Bir sefer her şey çok planlı. Ulaşım sıkıntısı yok. Otobüsler, tramvaylar her yerde. Şehir merkezi hariç, evler ikişer katlı ve bahçeli. Şehirde nefes alıp verebileceğiniz geniş parklar, doğal dinlenme alanları mevcut. Kütüphaneleri de çok güzel ve kullanışlı. Her mahallede bir kütüphane olduğunu öğrendim. Çocuk kütüphanelerini çocuklar için oyun alanı şeklinde düzenlemişler.

Günlük/gündelik yaşamayı seviyor ortalama bir Kanadalı. Memleket aşkları büyük. Hayata ve ülkelerine kutsal bir uğraş olarak bağlanan Kanadalılar birbirlerinden çok devletlerine güveniyorlar.

Kanada aynı zamanda bir kurallar ülkesi. Çok fazla sürprize yer yok. Söz gelimi, bir gün sonra başbakanın da sıradan bir vatandaşın da yapacakları iş aşağı yukarı bellidir. İnsanlar birbirlerine “günaydın” diyor sıklıkla, ama tebessümler vakitlere ayarlanmış. Günün belli saatlerinde, dinlenme saatlerinde başvurulan bir şey tebessüm.

***

Bir de başımdan geçen bir olay... Şehir merkezinde yürüyorum. En az seksen yaşında olmalı, bir kadın geçiyordu yanımdan. O kadar zor yürüyordu ki düşecek diye korktum. Hemen koluna giriyormuş gibi yapıp, “Yardımcı olayım, karşıya birlikte geçelim.” dedim. Şaşırdım neye uğradığımı, “Bırakın beni, poliis” diye bağırmaya başladı. Korktum, hemen ayrıldım yanından. Telefon kulübesine yöneldi, belediyenin sosyal yardım servisini aramış, bir araç geldi ve evine götürdü.

Cuma namazı çıkışı daha önceden tanıdığım sonradan Müslüman olmuş bir Kanadalıyı gördüm, yanına gittim hemen. Selam verdim. Aldı selamımı. Birkaç cümleden sonra “Siz İngilizce pratik yapabilmek için konuşuyorsunuz benimle değil mi?” dedi.

Ha bir de, dilenci arkadaşım vardı. Her perşembe halk kütüphanesinin bahçesinde karşılaşır sohbet ederdik. Bir pazar “downtown” diyorlar, şehir merkezinde gördüm, ayaküstü konuştuk, ayrılırken on dolar çıktı cebimden, uzattım. Kabul etmedi. “Bugün çalışmıyorum.” dedi.

Mutlu pazarlar.

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (18)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.