Namaz üzerine zihnime takılan bir iki hususu araştırırken karşıma şöyle bir söz çıktı: “Namaz kılmak küfre meydan okumak demektir.” Sözün sahibi İsmet Özel. Özel, sözlerinin devamında başta namaz ve oruç olmak üzere, ibadetler için şunları söylüyor:
“Namaz kılmak, oruç tutmak dünyada Müslümanların hiç kimsenin boyunduruğu altında yaşamayacak insanlar olduğunu, sadece Allah’a kulluk etmekle vazifeli olduklarını gösteren işaretlerdir. Biz Hakk’ın divanına dururuz. Yani Hakk’ın divanına durursun, ama küfrün karşısında durursun. Yani namaz kılmak demek, küfre meydan okumak demektir. Küfre meydan okumadan kılınan namaz, namaz değildir.”
Şüphesiz bu sözler heyecan verici. Kıymetli yorumlar, kıymetli tespitler...
Bir de Erciyes diyarından Cemil Baba’nın namaza, ibadete dair söyledikleri var. İsmet Bey’in tavrına çok benzemiyor ama çok orijinal. Söyleyeceğim.
İsmet Özel’i bilen biliyor. Ben dilim döndüğünce Cemil Baba’dan söz edeceğim. Birazcık tanıdım, biraz da annemin anlattıklarından zihnimde kalanlarla.
***
1980’li yıllarda Kayseri’de yaşayan herkes bilir Cemil Baba’yı. (1912 - 1982) Tatlı bir emmi. Ayağında lastik bir ayakkabı, bacağında eski bir şalvar ve uzun, geniş, eski bir ceket giyer. Küçük boyacı sandığı hiç eksik olmaz yanından. Hep sessiz ve dalgın. Herkesle kolay kolay konuşmaz.
Kiminin gözünde meczup, kiminin gözünde deli, kiminin gözünde veli idi Cemil Baba. Ama şehir halkının büyük çoğunluğu onun bir ermiş olduğuna inanır, saygı gösterirlerdi. Yerli olsun yabancı olsun -şehir dışından da pek çok seveni vardır- Cemil Baba’yı tanıyanlar veya adını duymuş olanlar, ona rastlamayı bir şans bilir, ona dokunmak, onunla konuşmak için can atarlardı. Kimseyi kırmak istemeyen Cemil Baba o insanların kimiyle bir iki laf eder, kimine de cebinden hiç eksik etmediği yüzüklerden, mavi boncuklardan verirdi. Cemil Baba’dan hediye alanlar rahatlar, sevinir, alamayanlar üzülürlerdi.
Herkesin dilinde onunla ilgili olağanüstü olaylar dolaşırdı. Ona deli gözüyle bakanlar bile dinledikleri öykülerden dolayı Cemil Baba’yı kıracak incitecek davranışlardan kaçınırlardı.
Şu sözler onun: “Beni benden alıp kendisine bağlayandan başkasına bağlanamam.” “Şunun bunun yakınlık dediği sadece uzaklıktır. Bu yola girenler için tek yakınlık vardır; iman yakınlığı.” “Öyle âşık ol ki, âşıklar sana âşık olsun.” “Bizim sabunumuz tevhittir.”
Kayserinin zenginlerinden birisi, Cemil Baba’ya bir elbise diktirip hediye eder. Cemil Baba elbiseyi alır, bir dostunun evine gelir ve bu yeni elbisenin kolunu, sırtını ve omuzlarını yırtarak söker. Sonra da bir çuvaldıza geçirdiği kalın bir iplikle söktüğü yerleri alelusul yeniden diker. Bu durumu şaşkınlıkla seyredenlere, “Ne güzel oldu değil mi? Aşkın iğnesiyle dikilen böyle güzel olur” der.
Annemin dediğine göre Cemil Baba kimseden bir şey talep etmezmiş. Sadece, özel dostlarının mekânlarına uğradıkça, onların ayakkabılarını boyar ve bu şekilde kazandığı paraları ihtiyaç sahiplerine dağıtırmış.
Eskiden Hacca otobüslerle gidilirdi. Cemil Baba da bir otobüse binmek ister ve fakat almazlar, indirirler otobüsten. “Pasaportun yok” derler. Sonrası dostlara malum, hacılar Cemil Baba’yı Kabe’de dua ederken görür. “Nasıl geldin, pasaportun bile yok üstelik” diye sorarlar. Cemil Baba cevabı yapıştırır, evliyaya pasaport soran Kayseriliye: “Öyle de gelirim böyle de!”
***
Namazla başlamıştık Pazar muhabbetine. Unutmadan, Cemil Baba’nın namazla ilişkisine bakalım.
Bir gün Cemil Baba’nın kıldığı namazlarda hangi dua ve ayetleri okuduğunu merak eden bir kişi, sürekli Cemil Baba’yı takip eder ve bir şekilde yanında namaza durur. Kulağı Cemil Babadadır. Cemil Baba, “Allah” diyerek başlar namaza. Sürekli “Allah, Allah, Allah” diyerek namazını bitirir. Namaz boyunca ağzından başka bir kelam çıkmaz. Nihayet Cemil Baba doğrulur ve başta meraklı arkadaş olmak üzere, yanındakilere: “Keramet bekleme, keramet bekleme. Allah’tan büyük ayet, Allah adından büyük dua mı vardır” der.
***
İsmet Özel, “Namaz kılmak küfre meydan okumak demektir” demişti. Cemil Baba’nın namaz boyunca “Allah, Allah, Allah”tan başka sözü yok.
Siz hangi tavra yatkınsınız?