Dünyaya gözlerimi açtığım o ilk anda, ilk yeminime sadık kalabilecek miyim endişesiyle ağladım.
Senden kopma, seni incitme ihtimalinin adıydı dünya.
Sen, yerin ve göğün ve her ikisinin arasında bulunanların Rabbiydin.
Annemin beni ilk sarışında duyduğum sıcaklık da sakinleştiremiyordu beni. Ağlıyordum sürekli. Aslî vatanımdan ayrılmıştım: Senden.
Emdiğim ilk damla süt, şefkatin, güvenin, insan olmanın vazgeçilmeziydi ama bir diğer tarafı da yeryüzündeki garipliğimiz, yetimliğimizdi.
Sen benim Rabbimdin, beni ilk muhatap alandın, benimle ilk konuşandın, ben de ilk Seninle konuşmuştum; dostumdun, vatanımdın, bana beni veren, bana her şeyimi verendin.
Şimdi diline yabancı olduğum bir yerdeydim. Gördüklerimi kimin diliyle tanımlayacaktım?
Senden gelen ve her halükârda sana dönecek olan ben, dünyaya gözlerimi açtığım o ilk anın safiyetindeki ben olarak dönebilecek miydim?