Hiç tanımadığınız, karşılaşmadığınız insanlar vardır. Fakat adını duyduğunuzda tebessüm kaplar gönlünüzü. Sarılmak istersiniz. İnsan kaç kişiye sarılmak ister ki zaten. Onlardan biri işte İrfan Fethi Gemuhluoğlu.
Aşk iman gibidir, gönle düşer sadece. Sevgiyle yaşatır insanı. Yollar aşkla bereketlenir. Fethi Bey’in kendisine tanışmaya gelen gençlere ilk sorusu “Hiç âşık oldun mu” olurmuş. “Git âşık ol öyle gel” dermiş sonra.
Fethi Gemuhluoğlu (1923-1977) Cumhuriyet dönemi fikir ve gönül adamlarımızın en başında gelenlerden biri. İstanbul’da doğmuş Arapgir’li bir Türkmen ailesinden. Çocukluğu son Osmanlı aydınlarının yaşadığı Erenköy ve Göztepe semtlerinde geçer. Yetişmesinde, geniş tarih bilgisinde, edebiyat ve tasavvufla olan münasebetinde ailesinin etkisi büyük.
Haydarpaşa Lisesi’ni bitirdikten sonra bir süre İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne devam eder. 1950-1955 yılları arasında İstanbul’da çeşitli okullarda Türk dili ve edebiyatı hocalığı, 1955-1963 yıllarında Spor ve Sergi Sarayı müdürlüğü yapar. Almanya’da iki yıl serbest gazeteci olarak çalışır. 1965-1966 yıllarında Millî Eğitim Bakanlığı’nda özel kalem müdürlüğü görevinde bulunur. 1966-1970 yılları arasında Ankara ve İstanbul’da Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği basın müşavirliği yapar. Çok sayıda vakıf, dernek ve hayır kurumunda yönetim ve danışma kurulu üyeliği gibi görevlerde de bulunan Gemuhluoğlu, kuruluşunu gerçekleştirdiği Türkpetrol Vakfı’nın sekiz yıl süreyle genel sekreterliğini yürütür. 5 Ekim 1977’de İstanbul’da vefat eder. Kabri Sahrayıcedid Mezarlığı’nda. Mekânı cennet olsun.
Gemuhluoğlu bir fikir, gönül, hizmet adamı olarak yaşadı. Sağlam karakteri, kültürü ve dostluğuyla gönüllere girdi. Binlerce yetişmiş insan üzerinde emeği, duası var. Hak yolunun yolcusu. Tarihine, milletine, Türkçeye aşkla bağlı.
Serdengeçti, Arapgir Postası, Türk Yurdu, Yeni Sabah gibi gazete ve dergilerde kısa sürelerle yazılar yazmış. Gençlere sadece maddi/manevi destek olmakla kalmamış kendilerinde bilgi, zekâ, cesaret ve sanat parıltısı gördüklerini yetenekleri doğrultusunda yönlendirmiş de.
O gençlerden biri olamadım ama Fethi Bey’in izinden gitme fikri bile çok heyecan verici. 1980’li yıllarda Fethi Bey üzerine hazırlanan “Dostluk Üzerine” kitabını bana tavsiye eden İstanbul’daki sahaf amcayı unutamam, minnetle anarım. Oradan iz sürmeye devam…
Fethi Gemuhluoğlu’nun biyografisinde görev yaptığı vakfın öğrencilere burs verdiği yazılı. Şimdi de dünya kadar burs veren vakıf, dernek, parti, cemaat var. Ama hiçbiri karşılıksız yapmıyor bu hizmeti. Mutlaka karşılığını alıyor, fazla fazla. Kendi partisine mensup olmanızı istiyor ya da kendi cemaatine. Zaten kendi cemaatinden başka birine de kolay kolay burs vermiyor. Mutlak itaat istiyor. Sonuç ne peki? Tuhaf tuhaf insanlar yetişiyor, kendi sözü olmayan, tek başına aşkı olmayan, kendi hikâyesi olmayan insanlar yetişiyor.
Bunları niçin söylüyorum? Şunun için: Fethi Gemuhluoğlu da binlerce öğrenciye burs temin etmiş, binlercesine iş temin etmiş. Fakat burs vereceği ya da iş önereceği insanlar arasında hiçbir şekilde ayırım yapmamış. Hepsini gönülden sevmiş. Gönülden aşk yolunu göstermiş onlara. Yüzüne bakmış tanıştığı gencin bir tek. Adını sormuş. Kâşiftik yapmış birazcık. “Sen roman yazacaksın” demiş. “Sen” demiş sonra, “şiiri terk etme.” Bir diğerine “fizikte dünya şampiyonu olacaksın güzel dostum” demiş. Onunla muhatap olan herkes kendini iyi hissetmiş. Kıymetli hissetmiş.
Şu sözlere bakar mısınız: “Beyefendiler, günahlarınız bile şevk içinde olsun, eğer günah işleyecekseniz. Şevki seçiniz. Aşkı seçiniz. Ben aşksız insanlar görüyorum. Huzur içinde uyuyorlar, gidiyorlar, gülüyorlar, vitrinlere bakıyorlar, hâlâ büyük büyük pazarlıklar peşindeler, hâlâ büyük büyük ihalelere giriyorlar.”
Gemuhluğlu, muhabbetin anahtarı olan selamı dilinde zikir bilen gönül insanı.
Aşkın yurdu gönüldür ve Gemuhluoğlu, aşksızlığa zulme karşı olduğu kadar karşıdır. Aşkın olmadığı yerde dostluğun barınamayacağını söyler, dostluk çemberini insanla sınırlamaz. Tarihe, ağaca, coğrafyaya dost olana selamı eksilmez.
İnsanın en derin, en güzel yolculuğu kendi içine yaptığı yolculuk. Fethi Gemuhluoğlu da onu yapmış. Aşkla.